!bu bölüm sizi rahatsız edecek sahneler bulundurabilir!
"Megumi nasıl?" Yuta, sessizce Yuuji ile konuşuyordu. Haberleri alır almaz herkes hastaneye gitmişti.
"Hepsi benim suçum diyerek kendini mahvediyordu. Hemşirelerden biri sakinleştirici vurmak zorunda kaldı. Şimdi içeride, yatıyor."
Yuta başını sallayarak bir elini Yuuji'nin omzuna koydu.
Megumi yarı aralık gözler ile onları izliyordu. Sertçe yutkundu, olayları anımsamaya çalışıyor, lakin başaramıyordu.
O gün enjekte edilen sakinleştirici iğnelerin etkisi ile sadece boş hastane odasında yattı Megumi. Aklı sadece karısındaydı. Sadece onu düşünüyordu. Diğer herkes gibi...
O gün o şekilde geçti, diğer günler de öyle. Her geçen gün umutlar daha da tükeniyordu, her ne kadar belli etmek istemeseler de.
En sonunda beklenen gün geldi. Herkes heyecanla Nobara'nın uyanacağı günü beklerken onun bir daha uyanamayacağı haberini aldılar.
Megumi, o haberi duyunca hiçbir şey yapmadı, yapamadı.
Sessizce hastane koridorunda bulunan koltuklardan birine oturdu ve boş gözlerle duvarı izledi.
Ne yapmalıydı?
Şimdi gidip bir arabanın önüne atlayabilirdi. Zehirli bir şey de yiyebilirdi. Aslında hastanedeydi, kendine gizlice ağır ilaçlardan enjekte edebilirdi.
"Megumi, Megumi!" Onu sallayan arkadaşlarını umursamadı.
Işığı kaybolan gözlerini asla duvardan ayırmadı.
Cenazenin olduğu gün aynı gözler ile tabuta baktı.
Eve geldi ve aynı gözler ile boş evin duvarlarına baktı.
Acı veriyordu her şey.
Henüz birkaç ay öncesine kadar bir bebek beklediği karısı ile olan renkli anılarına benzemiyordu şimdiki durum.
Daha çok siyah beyazdı her şey.
Bütün renkler elinden alınmış gibiydi.
Aklında sürekli intihar düşünceleri geziniyordu.
Ayağa kalkarak evin içinde dolaştı.
Onlar evde yokken biriken gazeteleri eline aldı.
O gün ve ondan sonraki günlerin gazeteleriydi bunlar.
En eskiden başlayarak her birini teker teker inceledi.
O haber ile karşılaştığında sertçe yutkundu.
"Freni tutmayan tır, park hâlinde bulunan beş aracı altına alarak hurda hâline getirdi. Biri çocuk dört kişi hastaneye kaldırıldı..."
Sinirle gazeteleri bırakarak arkasına yaslandı.
Burnunun ucu sızlıyordu.
Hâlâ ne yapacağını bilmiyordu, onun için hayat bitmiş gibiydi.
Gözlerini sıkıca kapadı.
Her gözlerini kapayışında karşısında beliren yüz onun kaçış kaynağıydı.
Tekrar gözlerini açtı. Ne yapacağına karar vermişti.
Kilitli olan çocuk odasına giderek yavaşça kilidi açtı.
Odaya girerek nasıl açıklayacağını bilemediği bir duygu ile odayı inceledi. Sonra hızlıca odada bulunan kavanozu alarak oradan ayrıldı.
Kapıyı sertçe kapatarak derin bir nefes aldı. Aylar boyunca açmamak üzere tekrar kapıyı kilitledi.
Sonrasında oturma odasına geri dönerek kavanozun kapağını açtı.
Kavanoza atacağı ilk yıldızlar o günler yayınlanan gazetelerden olacaktı.
Kavanoza attığı son yıldızlar ise onların evlilik fotoğrafındandı.
Megumi uzun şeritler hâlinde kestiği resimden yaptığı son yıldızı da kavanoza attı.
Sonunda kavanoz dolmuştu.
Yutkunarak kavanoza baktı.
Kapağını kapatarak ayağa kalktı.
Evden ayrılarak yürümeye başladı.
Yürüdü, yürüdü ve yürüdü.
En sonunda güzel karısının mezarına vardığında kavanozu onun mezar taşının hemen yanına koydu.
Bir süre orada öylece durdu.
Duasını etti ve oradan ayrıldı.
Yavaş yavaş evine doğru yürümeye başladı.
Evine gitmeden önce markete uğradı.
Karısının en sevdiği yemeği yapmak için bütün malzemeleri aldı. Uzun zaman sonra yüzünde bir gülümseme vardı.
Evine döndü. Düğünlerinde çalan şarkıyı açarak yemeği hazırlamaya koyuldu.
"Megumi, eğer birgün benden ayrılacak olsan ne yapardın?"
"Senden ayrılmamak için elimden geleni yapardım."
Nobara güldü. "Hayır, diyelim ki bir nedenden dolayı ayrıldık. O zaman ne yapardın?"
"Hmm, bilmem, ne yapmamı isterdin?" Megumi bunu hiç düşünmemişti, o an düşünmek de istemedi.
"Bilemedim ki, eğer ayrılırsak..." Nobara mutfak tezgahına yaslanarak düşünmeye başladı.
"Megumi, işte o zaman benim için bir kavanoz kağıttan yıldız yapar mısın?"
Megumi yemekleri hazırladığında iki tabağa koydu.
Güzelce yemek masasını hazırladıktan sonra gülümsedi.
"Senin için bir kavanoz kağıttan yıldız yaptım, sevgilim."
°•°•°
"Megumi?" Yuuji kendisinde bulunan yedek anahtar ile evin kapısını açtı.
Megumi günlerdir ne telefonlarını açıyordu, ne de mesajlara geri dönüyordu.
Bu yüzden Yuuji, Yuta, Toge ve Gojo onu merak ederek eve gelmeye karar vermişlerdi.
Lakin eve gelir gelmez aldıkları mide bulandırıcı koku ile birkaç saniye kendilerine gelememişlerdi.
Yuta elini burnuna götürerek oturma odasına baktı. Masada duran ağzına kadar dolu olan iki tabak yemek küflenmişti. Ama bu ağır kokunun sebebi bu olamazdı.
"Yuta!" içeridekilerin seslenişi ile Yuta oraya doğru koştu. Herkes dehşet içinde çocuk odasına bakıyordu.
Yuta da merakına yenik düşerek çocuk odasına baktı.
Kokunun sahibi buradaydı.
Kendini çocuk odasının tavanına asmış olan Megumi...
SON
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘢 𝘫𝘢𝘳 𝘰𝘧 𝘴𝘵𝘢𝘳𝘴 𝘧𝘰𝘳 𝘺𝘰𝘶, 𝐟𝐮𝐬𝐡𝐢𝐤𝐮𝐠𝐢 ✓
Fanfictiontamamlandı ✓ "...işte o zaman benim için bir kavanoz kağıttan yıldız yapar mısın?" •jjk | f.megumi x k.nobara !sizi rahatsız edecek sahneler bulundurabilir, angst.