Bölüm 2- Cadılar Bayramı

24 4 17
                                    

"Seungmin sonunda istediğim kulübe katıldım!"

"Kolay gelsin."

Nefret ettiğim şeylerden birisi de heyecanlı bir şey anlatırken başka birisinin beni dinlememesidir. Şu an tam olarak bunu yapıyordu.

"Telefonu bırak ve beni dinle."

"Dinliyorum zaten."

Telefonu elinden aldım ve kenara koydum.

"Hadi sende katıl!"

"Neye katılmalıyım?"

"Kulübe işte."

"Ne kulübü?"

"Dinlemedin değil mi?"

Ofladı ve gözlerimin içine baktı.

"Kuzen, sadece bu işi bırakmalısın."

Duraksadım. Oysaki onca zaman beni destekleyen kişiydi.

" Ama neden?"

"Ailenin bundan memnun kalacağını sanmıyorum. Ayrıca okulu da bıraktın. Yeniden başla. Beraber ilerleyelim."

"Okulda senin gibi bir robot olmak istemiyorum. Hayal gücümüzü körelten bir uygulama."

Ayağa kalktı ve mutfağa doğru ilerledi.  Ben de hemen arkasından ilerledim. Bana karşı soğuk davranmasına katlanamıyordum. Çocuk olduğumuz zamanlar yan yana gezerdik. İkimizde aslında tek çocuk olduğumuz için kardeş sayılırdık. Hatta annesini trafik kazasında kaybettiğinde ona benim anneme "anne" demesini söyledim. O günden sonra birbirimizin ailesine "anne ve baba" demeye başladık.

"Dışarıya çıkalım mı Seungmin?"

"Dondurma yemek istiyorum."

Sandalyeye oturdum ve kollarımı masaya uzattım. Biraz dondurma çıkardı ve tabağa koydu.

"Sende ye."

Canım yemek istemiyordu. Yine de başımı kaldırdım ve bir kaç kez yedim.

"Ben biraz eğitim yapacağım."

Eline yeniden telefon almıştı. Bir yandan da dondurma yiyordu.

"Bekle, annem aradı."

Hemen arkasına geçtim ve telefona baktım. Annem görüntülü aramıştı. Çok değişmişti.

~

Telefonu kapatınca Seungmin'in kolundan tutup çekiştirdim ve bahçeye çıkardım.

"Neden çekiştiriyorsun?"

"Biraz çalışalım.  Akşam oldu zaten seni de kulübe götüreceğim."

"Birincisi daha yeni katıldın. İkincisi iki gün sonra cadılar bayramı var. Hazırlık yapmam gerekiyor."

İnanamıyordum. Tarihleri o kadar karıştırmıştım ki sonbahar vaktinde Seungmin ile dondurma yemiştim.

"Cadılar Bayramı mı? Gereksiz.

"Şeker toplamalıyız."

"Saçmalama, kaç yaşında insanız."

Konuşmayı bırakıp elime bez sardım ve ağaca vurmaya başladım. Sadece daha iyi olmak ve gelişmek istiyordum. Hayaller ne kadar uzak olursa olsun aslında çok yakındır.

Yaklaşık yarım saat sonra durdum ve Seungmin'e baktım. Köşede uyukluyordu. Hemen yanına koştum ve yanağını sıktım.

"Uyan."

"Minho kendin git. Sürükleme beni azıcık kestirmem lazım."

Sanırım gelmeye niyeti yoktu. Kendi başıma gitsem daha iyi olacak gibiydi.

Bahçeden çıktım. Kulüp buraya uzak olmadığı için şanslıydım. Bir dakikalık bir mesafe.

Geldiğim zaman kapıyı tıklatıp içeriye girdim. Han ve diğerleri oturuyordu.

"Gel otur."

Gidip oturdum ve etrafa bakındım. Dünden daha fazla geriliyordum.

"Hoşgeldin. Sen yeni kişisin."

"Evet. Hoşbuldum."

Aklımı karıştıran bir şey vardı. Dün ve bugün sadece ben vardım. Buraya gelen tek kişi ben olamazdım. Ekipleri olduğunu duymuştum.

"Neden benden başka birisi yok?"

Siyah saçlı agresif bir şekilde cevap vermişti.

"İzin almadan soru soramazsın."

"Neden? Özel birisi misin?"

Hızla ayağa kalktı ve üstüme yürüdü.

"Senin gibi bir emziği almak zorunda değil kimse. Aptal ya da gerizekalı olman umrumda değil. Saygılı olacaksın."

"Bu senin özel birisi olduğunu göstermiyor."

"Kes sesini!"

"Yeter Jeongin otur."

Demek adı Jeongindi. Burnu havada gibi. Yerine oturdu ve gözlerini bana dikti. Sanırım biraz fazla sinirlendirmiştim. Kişiliğim sebebiyle herkesi başıma bela ediyordum.

"Bir tek sen varsın çünkü bir tek sen gece geldin. Herkes normalde gündüz vakti gelir. Ayrıca ben sadece gece buraya gelirim.

"Anladım."

"Eline ne oldu?"

Elime baktım. Bez kalmıştı. Üstelik elim kanamıştı. Han'ın yüzündeki çiziğin belirginleştiğini fark ettim ve gözlerinin rengi değişiyor gibiydi. Daha dikkatli baktım. Yeniden. Hâlâ aynıydı. Bir değişiklik yoktu. Sanırım paranoyak oluyordum ya da başka bir şey. Görünürde hiç bir şey yoktu.

"Hyunjin, Minho'nun elini sarabilir misin? Kan tutuyor beni de."

"Sorun değil."

Hyunjin ile lavaboya giderken arkamdan seslendi.

"Bu arada cadılar bayramında buraya gelebilir misin?"

"Şey elbette."

En azından Seungmin ile bayram kutlamak zorunda kalmayacaktım.

Dead or Alive /Lee Minho/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin