Bölüm 5

38 8 12
                                    


...........................................................................

Aşk...İnsanı her zaman içine çeken derin bir çukur gibiydi. İnsana hemen hemen bütün duyguları bir arada yaşatabilecek kadar tehlikeli, tek bir bakışla her şeyi halledebilecek kadar da güçlü bir silahtı ve ben aşkı yeni yeni deneyimlemeye başladığımın farkında bile değildim...

gülümseyerek yerimden kıpırdandım. Dün gece Freen ile beraber olmamız yetmiyormuş gibi rüyama girip yıllardır türlü kabuslar gördüğüm rüyalarımı güzelleştirmişti.

Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda saat öğleni geçiyor olmalı diye düşündüm çünkü güneş çoktan odamı çevrelemişti. Yavaşça yerimden doğrularak telefonumu elime aldım.

Telefonu açtığımda şokla yerimden doğruldum. Saat çoktan beşe geliyordu bile. Sanırım uzun zamandan sonra bu kadar fazla uyumuştum.

Su almak için ayağıya kalkarak mutfağa doğru yürüdüm. Mutfağa geldiğimde kurulmuş sofraya ve sofranın yanındaki nota baktım uzunca. Sonra notu elime alarak okumaya başladım

"Dün gece Freen ile dışarıda eğlenmişsindir umarım 'gülücük'. Kahvaltı için uğraşmayacağını bildiğim için kahvaltını hazırladım. Afiyet olsun şimdidenn" yazıyordu.

Kaşlarımı çattım. Nerden biliyordu ki diye düşündüm içimden. Ardından bu kişinin Irin olduğu aklıma gelincr düşünmekten vazgeçtim. Yavaşça sandalyeye oturarak kahvaltı yapmaya başladım bir yandan da Freeni düşündüm. Bugün çok geç olduğu için onun yanına gidemiyecektim.

Beni merak etmiş olabileceğini düşünerek telefonu elime aldım ardından mesajlar kısmına girerek Freene ne yazacağımı düşündüm. Sonra aklıma gelen şiir ile gülümsedim ve yazmaya başladım

Siz:
Ey gülüşü sabahlardan güzel,
Dünyası düşüncelerşnden geniş!
Ey göğüsünde ilahi geriniş,
Rüyalarıma hükmeden güzel!"

Daha sonra devam ettim

Siz:
Dün gece sayende güzel bir uyku çektim. Bunun için bu güzel şiiri bu güzel hanımefendiye armağan ediyorum

Dedim gülümseyerek ve devam ettim

Siz:
Ve uyuya kaldığım için yanına gelemedim üzgünüm...

Freen sanki benden mesaj bekliyormuş gibi hemen aktif oldu. Sonra beni çok bekletmeden mesaj attı

Sarocha:
BAKSLFŞGGĞĞ çok güzel, çok teşekkür ederim. Şuan poliklinikte değilim yeni çıktım. Gelmek istersen konum atabilirim

Dedi. Gülümseyerek cevap verdim.

Siz:
Peki yalnızsan ve işin yoksa gelebilirim

Dedim freen mesajıma cevap olarak

Sarocha:
Konum* seni bekliyorum

Yazdı. Gülümseyerek mesajı beğenip yerimden doğruldum.

Hızlıca elbiselerimi giydim ardından masada duran araba anahtarı ve sigaraya baktım. Araba anahtarını alırken sigarayı almadım. Sigaradan nefret ettiğini söylemişti onun rahatsız hissetmesine neden olamazdım...

Evden çıkarak arabaya bindim. Gergin bir şekilde direksiyonu tuttum. Uzun bir zamandır arabayı kullanmıyordum bu yüzden istemsiz bir şekilde derin bir nefes aldım. Ardından mesaj olarak gelen konuma bakarak yavaşça arabayı sürmeye başladım. Konuma geldiğimde karşımda küçük bir cafe vardı.

Gergince ellerimle oynayarak sakinlaeşmeye çalıştım. Kalabalık ortamlardan hiç hoşlanmazdım. İnsanların olduğu yerlerden hep kaçınmışımdır ama şimdi cafeye girmem gerekiyordu.

Yine de bunu tek yapamazdım. Uzun bir süreden sonra insan içine karışmak, tek başıma üstesinden gelebileğim bir şey değildi..

Hızlıca telefonu elime alarak Freeni aradım. Telefon çaldığı gibi açıldı ve ardından Freenin yumuşak sesiyle doldu bütün araba. "Becca geldin mi?" diye soru yöneltti bana.

İstemsiz bir biçimde titreyen bir sesle "Evet geldim arabadayım. Gelip beni alır mısın?" Diye sordum.

Freen hemen cevap olarak "Tabiki gelirim. Arabadan çıkıp kapının önünde beni bekler misin" dedi benim sesime zıt bir şekilde hala yumuşak çıkan sesiyle.

"Peki" dedim ve telefonu kapattım. Arından arabadan çıkarak karşıdaki cafenin önünde durdum. Çok kısa bir süre sonra Freeni gördüm.

Oda benimle göz teması kurduğunda gülümseyerek el salladı. Onun gülümsemesine karşın gülümsedim küçükçe. Gerginliğim hee halimden belli oluyor olmalı ki Freen yanıma geldiğinde "Bir sorun mu var?" Diye sordu.

Derin bir nefes alarak "Uzun zamandır insan içine karışmamıştım. Sanırım gerildim biraz" dedim. Freen parıldayan gözlerini gözlerime kilitledi. Arından "Sorun yok. Ben yanımdayım tamam mı?" Diye sordu.

Öyle güzel bir şekilde bakıyordu ki o an benden ne isterse yapabilecektim.

Büyülenmiş bir biçimde "Tamam" dedim. Freen gülümseyerek ellerini yanında yürüyebilmem için düzeltti.

Yanına geçtiğimde birbirimize çok yakın bir şekilde yürümeye başladık. Cafeden yavaşça içeri girdiğimizde tüm vücudum titremiş, nefesim düzensizleşmişti.

İçerisi çok kalabalık olmamasına karşın kendimi kontrol etmekte zorlanıyor gibiydim. Gözlerim etrafı incelemeyi bırakıp freene döndüğünde freen gülümseyerek bana bakıyordu.

Ne için gülümsediğine anlam veremediğimde kaşlarımı havalandırarak ona baktım. Freen ne demek istediğimi anlamış gibi bana bakıp elini yukarıya kaldırmıştı.

Freenin parmağına sıkıca tutunan elimi fark ettiğimde duraksadım. Freen heyecanla "Farkında olmadan tuttun parmağımı ve hala bırakmadın. Bu çok büyük bir şey" dedi.

Ne diyeceğimi bilemeyerek ona baktım. En son temas ettiğim beden annemin cansız bedeniydi. Ondan sonra kimseye dokunamamıştım. Korkmuştum her zaman.

Ama şuan Freene dokunuyordum. Bu beni korkutmuyordu, bu beni rahatsız etmiyordu ve en önemlisi bu bana nedensiz bir huzur veriyordu...

Freenle ilerdeki masaya ilerleyip oturduk. Parmağını hala sıkıca tutuyor, bir türlü bırakmıyordum. Sanki ona temas etmek bu bütün insanlardan koruyordu beni.

Öyle hissediyordum o yüzden oturduktan sonra bile tutmaya devam ettim. Freenle konuşmaya başladık yine. Her şey hakkında konuşuyorduk. Bazen gülümsüyor, bazen duraksıyor, bazense üzülüyorduk.

Saatlerimiz bu şekilde konuşarak geçmişti. Saat çok geç olduğunda Freen bana dönerek "Gitmemiz gerek" dedi. Bende ona katıldığım için sorgusuzca kalktım.

Beraber arabaya yürüyüp arabaya bindik. Arabayı Freenin bana söylediği konuma sürdüm. Freenin evine geldiğimizde Freen gülümseyerek bana baktı ve "Bugün çok özel ve güzel bir gündü" dedi. Sonra yavaşça ellerini ellerime kilitledi.

Şaşkın bir biçimde Freene baktım. Freen yavaşça eğilerek  dudaklarını yanağıma bastırdı. Bu yaptığı gözlerimi açmama, kalbimin hızlanmasına ve kızarmama beden olurken bana bakarak "Görüşürüz" dedi ve arabadan inerek uzaklaştı...

........................................................................

My dearHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin