21 (f)

119 34 118
                                    

niye sevildiğini asla anlamadığım kitabın sonuna geldik şükür namazı kılıcam artık

*****

"evet. saat sekiz suları olması lazım, iki orta boy pizza siparişi."

"evet o adres." yeni uyanmış olan minjeong yatakta esneyip ayakta telefonla konuşan karina'ya baktı. siyah saçlı kadın sarışının uyandığını fark edip gülümseyerek bir öpücük gönderdiğinde minjeong gülümsemeden edemedi. "tabii; güvenlikle konuşup size kayıtları göndereceğim, gereği yapılırsa memnun olurum. dikkate aldığınız için teşekkür ederim, iyi günler."

"kiminle konuşuyordun?" minjeong karina aramayı sonlandırdığında usulca sordu. "dünkü kurye hakkında, çalıştığı pizza şirketini arayıp bu durumla ilgilenmelerini rica ettim."

"gerçekten unutup gideceğini düşünmüştüm."

"o an onunla uğraşacak durumda değildim, taşaklarına tekme atıp gecemizi mahvetmek yerine ertesi gün bu durumla ilgilenmek daha mantıklı geldi."

"havluyla niye çıktın?" minjeong somurttuğunda siyah saçlı kadın cevap vermeden önce gülümsedi. "kapı üç kez çalınca senin duymadığını düşünüp acele ettim, bir de bu şirketin kuryeleri hep kadın oluyor diye çok dert etmemiştim o an."

"oha o kadar çalmış mı?" minjeong gerçekten kapının bu kadar çaldığının farkında değildi. "her neyse, geçti gitti. işinden olmasını sağlayıp siciline bunu ekleteceğim."

"gebersin." karina hâlâ yatan minjeong'un alnına bir öpücük kondurdu. "haydi kalk artık. kahvaltı yapıp gitmemiz gerekiyor."

"ben de geliyor muyum?"

"elbette. gelmek istemiyor musun?" minjeong yatakta oturur pozisyona gelerek başını iki yana salladı. "hayır hayır, gelmek istiyorum. belki beni orada istemezsin diye düşündüm."

"bir daha böyle bir şey düşünmeye cesaret etme. duş alacak mısın?"

"iyi olurdu." diyerek yavaşça yataktan kalktı minjeong. "tamam sen duşa gir, benim kıyafetlerimden alırsın. ben de kahvaltıyı hazırlayayım." minjeong başını sallayıp esneyerek banyoya ilerlerken karina ise odadan çıkmıştı.

*****

"gergin misin?" minjeong eli karina'nınkine ulaşırken usulca sordu. siyah saçlı kadının elini tutup sıkıca kavrarken dudaklarına götürüp nazikçe öptü. karina sarışının bu hareketiyle gülümsemekten kendisini alıkoyamazken önünde durdukları kapı ise sonunda açılmıştı. "hoş geldiniz."

"hoş bulduk, umarım herkes içeridedir." kahverengi saçlı kadın başını sallarken karina sarışını peşinden sürükleyerek içeri adımlamış ve arkadaşına dönmüştü. "neredeler?"

"salon, gel ben götüreyim sizi." giselle önlerine geçip ilerlemeye başladığında karina minjeong'un elini daha sıkı kavramış ve arkadaşını takip etmeye başlamıştı. çok geçmeden salona vardıklarında sarışın ilk defa gördüğü üç yüz ve heeseung'ı gördüğünde derin bir nefes aldı, tahmin ettiğinden daha hızlı ve kavga gürültüsüz geçmesini umdu.

"jimin kızım merhaba." minjeong'un anneleri olduğunu varsaydığı kadın karina'ya sarılmak için hamle yaptığında sarışın, kadının elinin elinden kaydığını ve ona yaklaşan kadını itmek için kullandığını fark etti. "gereksiz etkileşimlere lüzum yok bayan lee. summer nerede heeseung?"

"yukarıda üstünü giyiyor, birazdan gelir." heeseung annesinin yanına gelip omuzlarından tutarak sorusunu cevapladığında karina iç çekti. "hiç lafı dolandırmayacağım ki neden burada olduğumu biliyorsunuz diye düşünüyorum."

chemistry issues [winrina]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin