Bir aşk iki hyat ne demekti?
Ya da yaşamak ne demekti?
Bir dakika ben yaşıyormuydum ki?
O gün anlamalıydım bizim birbirimize layık olmadığımızı.
"Git başımdan Cenk" sarhoş olmak gerçekten iğrençti.
"Ahh başım çatlıyo, git başımdan sen de ya", diye elimin tersiyle itmeye çalıştım. "Hayatımda tanıdığım en şerefsiz insansın sen, seni... seni tanıdığım güne lanet olsun Cenk defol git başımdan."
Şu an içimden haykırarak ağlamak vardı ama onun önünde değildi bir daha asla onun önünde olmazdı. Oturduğum bar kapısının önünden kalktım ve ona döndüm. Sağ elimi yanağına hızlıca götürdüm, başı sağa düştü. Kendini toparladı ve kafasını bana çevirdi. Başı tekrar öne eğildi, "Ben...ben gerçekten senden özür dilerim. Gerçekten böyle olsun...", "Böyle olsun istememiştin dimi? Ben bu yalanı kaç defa duydum haberin var mı senin, önceden deseydin keşke sen bana yetmiyorsun ayrılalım deseydin daha az canım yanardı ya. Ama sen de tabi her erkek gibi aldatmayı seçtin dimi, sana gerçekten yazıklar olsun. Bir daha karşıma çıkma, yüzünü dahi görmek istemiyorum."
Bar'ın önünden hızla uzaklaştım. Hava estiği için tüylerim diken diken oldu, ayrıca bu ara sokaklardan geçtiğim içinde geçerliydi. Off etrafta çok fazla sarhoş vardı, soldaki ara sokağa girer girmez birine çarptım. Geriye doğru sendeledim yere düşmemek için çarptığım kişinin kıyafetinden tuttum onun da boşluğuna gemiş olmalı ki üzerime hızla geldi ve ikimizde yerdeydik. Kafamda hiçbir sızı yoktu ama sırtım çok acımıştı, üstümdeki devasa kas yığınından bahsetmiyorum bile. "Ah, üzerimden kalkmayı düşünüyormusun acaba bay kas yığını?" etkileyici bir kıkırdama sesi duydum, nedense benim de yüzümde gülümseme oluştu. Aramızdaki mesafeye bakılırsa dudaklarımız çok yakındı, ve yüzü değil sadece dudaklarını görebiliyordum. Bir anda Cenk'in sesini duydum.
" Merve?! " Bu sesi tepemizde duymamla üzerimdeki kas yığınını unutup kalkmaya yeltendiğimde yumuşak ve sıcak olan o şey dudağıma değmişti. Ahh ne saçmalıyorum ben dudaklarımız birbirine değiyordu. Dudağını hareket ettirmişti, bir dakika gülümsüyordu ahhh olamaz şu ana kadar Cenk'le bile dudaklarımız değmemişti. Kafamı hızla çektim ve eline koydum, yanda duran ellerimi karın kaslarına ve göğsüne koyarak yavaşca ittim. Üzerimden kalktı elini uzattı, kafamı kaldırıp baktığımda yüzünün yarısına vuran ışığa teşekkür etmek istiyordum gerçekten ben hayatımda böyle birşey hissetmemiştim gerçekten bayılıcam şimdi, ov hayır uzatılan eli tuttum ve kalktım onun da yardımıyla. Arkaya doğru sendeledim sırtım soğuk duvara değdiği anda Cenk hızlı bir şekilde kas yığınına yumruğu geçirmişti, buna noluyodu şimdi salak kendi kendine tiriplere girdi heralde aptal.
"Sen kimsin lan sevgilimin üzerine çıkıyorsun sonra öpüyorsun şerefsiz!"
Kas yığını da cevapsız kalırmı, o bütün kızları etkisi altına alıcak sesiyle konuştu,
"Kızın suratında senin olduğu yazmıyodu seni salak" dedi ve dudağının kenarındaki kanı sildi, off çok yakışıklıydı. Off ne diyorum ben ah,
"Cenk ne yaptığını sanıyorsun sen. Ayrıca sanane adam benim üstümdeyse, sen benim neyimsin ki böyle konuşabiliyorsun hı söyle, dur ben söyleyeyim sen benim hiçbirşeyimsin duydun mu defol git sadece!"
Kas yığınının önüne geçtim ve çok uzun olduğu için kıyafetinde tutara aşağı çektim yavaşca. Dudağının kenarındaki kanı sildim yavaşca, ve gözlerimizi birleştirdim. Sol elimle tuttuğum kıyafeti bıraktım ve geri adım atıcakken belimden tuttu ve ağzından dökülen kelimeler beni şok etmişti."Seni öpebilir miyim...Merve?"
Vee bu bölüm burda biterr ^_^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk İki Hayat
Short StoryHerkes gibi ben de yanlış kişiyi bulmuştum ama dakikalar sonra herşey değiştiğini farkettim. O an anladım ki işte o benim hayatımın aşkı. Ama bir zaman sonra gerçekleri öğrendim korktum ağladım kaçmaya çalıştım ama olmadı. Ama neyse ki hatırladım o...