3.Bölüm

9 3 0
                                    

Yani hayat engel tanımaz dimi.
Yani benim hayatımda engellere yer yoktu kusura bakmayın engeller. Durun sanırım bir engel gelip geçmişti zaten, lanet olası Cenk.
Bir daha hayal kırıklığına uğramicaktım, biliyordum aslında onun yanında çok üzülürdüm ama hoşlanıyordum ve hissediyordum duygularımızın aynı olduğunu hissediyordum. Belki yine yanılıyorumdur ama deneyecektim. Mafya olması her ikimizi de riske atıyordu eğer düşmanı varsa ki inşallah olmaz, yani riskliydi her haliyle riskliydi ama biz ne olursa olsun ayakta kalabilirdik bence.
"Merve? Merve iyi misin?"
"Evet, mafya olman riskli biliyorum, izlediğim dizilerde öyle neyse şunu bilmeni istiyorum ben ne olursa olsun yanında kalıcam gerçekten."
Gülümsedi, masanın üstünde duran elimi tuttu, "Anlayışın için teşekkür ederim, ama seni bu risklere sokmak istemiyorum Merve. Bak... Sana karşı duygularımı saklamak asla istemiyorum sende hoşlanıyorum. Şu birkaç günde nasıl oldu bilmiyorum, sanki sen yanımda olunca zaman olmadığı kadar hızlı geçiyo, ama seni riske sokamam özür dilerim. "
Sadece sustuk ve bekledik, birbirimize baktık, arada kıpırdayan elimin üstündeki ele baktım, ben de onun elini tuttum. Sessizliği bozan o oldu," Sen nerede çalışıyorsun? "
" Mafya bey araştırmasını yapmamış. " İkimizde gülümsedi, bir insan bu kadar mı güzel gülerdi be.
"Organizasyon şirketim var. Davet veya düğün eğlenceli mekanlar vebenzeri işte." Kafa sallamakla yetindi, bardağımdaki Sudan bir yudum aldım. Telefonum çaldı arayana baktığımda babam olduğunu gördüm. "Bir dakika... Alo efendim babacım, Aa ben yemekteyim baba, hmm anahtarın yok mu? Ah peki geliyorum, saat baya hızlı geçmiş, tamam tamam geliyorum öptüm."
"Kim?"
"Babam, şehir dışından dönmüş, anahtarını kaybetmiş," omuzlarımı indirip kaldırdım. Bardağımdaki viskiden bir yudum aldı ve ayağa kalktı.
"Seni eve bırakayım."
"Ah babamla şimdiden tanışmak kötü olabilir. Yani Cenk'den ayrılıp hemen seninle olmuşum gibi anlayabilir."
"Tamam, zaten sadece birbirimizden hoşlanmıyormuyuz?"
"Tamam sana bol şans:)"
Birkaç dakika sonra eve geldik arabadan indim ve evin bahçe kapısından Ateş'le birlikte girdik. Babam beni merdivende oturarak bekliyordu, "Hoş geldin babamm." "Yani biraz hoş gelmiştim, (göz kırparak kafasıyla Ateş' i işaret etti.)" "Ah, Ateş babam, baba Ateş" "Merih Yıldız", babam Ateş'e elini uzatır uzatmaz Ateş babamın elini sıktı. Neden hala ellerini bırakmamışlardı, babacım o benim of ne diyom ben yine, sanki gözleriyle konuşuyorlardı. Ellerine baktığımda birbirlerinin ellerini sıkmaktan beyazlamış ikisininde elleri. "Ahh bu kadar yeter bence hım. (kısık sesle) sıkmaktan patlicak elleri of." "Güçlüymüşsün delikanlı, soyadın ne bakalım?" kısa ve öz ah ayıcığım "Yıldırım" babam kafa salladı. "A ben kapıyı açayım." "Gel bir kahvemizi iç." "Saat geç oldu kahve almıyorum bu saatte teşekkürler." "Alkol alıyor musun?"
"Evet" "Viski iç o zaman."
Gerilim filmi izledim resmen biraz önce off. Eve girdik babam amerikan mutfak olan barından viskiyi aldı, iki de bardak aldı ve yanımıza pardon ortamıza oturdu. Sertce masaya bardakları koydu ve doldurdu. Evet birine yarım diğerini ise doldurmuştu.
Ful olan bardağı ateşe verdi, ateş ilk başta bana sonra bardağa baktı, ben ise şaşkınlığını gülüyordum. "İçsene", babamın sert kararlı sesi Ateş'i kaşlarının havalanmasına sebep olmuştu, ve içti hepsini. Babam Ateş'e birkaç bardak daha doldurdu ama Ateş' de tık yoktu, viskide ba
Yağı iyiydi sanırım. Şişe bitmişti babam da öyle, "Ateş yardım et de babamı odaya götürelim." Ateş'i yardımıyla babamı odaya götürdük, ayakkabılarını çıkardım. Odadan tam çıkarken babam konuşmaya başladı, "Ban bak Ateş, bu gece burda kal olur da sabah hatırlamazsam hatırlat. Ha bir de kızımı üzersen seni s..." ve tam zamanında. Güldüm Ateş'de öyle. "Ben misafir odasını hazırlıyim", bileğimden tuttu "Senin odanda kalsam olmaz mı?"
"OHA!! (hızlıca elimle ağzımı kapattım)" pislik hala gülüyordu.
"Şaka yapıyorum güzelim:)" ayy ayıcık ya, öff kendine gel yanaklarım yanıyo ya. "Gel" dedim ve odama götürdüm, kıkırdadığını duydum "Ne gülüyorsun?" "Ben ciddiye alıcağını düşünmemiştim" gülümsedim "Odamda kalacağını söylemedim."
"Tüh ya", eline bir tane benim olan yastığı verdim, ve ince bir pike verdim ellerimi belime attım ve odadan çıkmasını bekledim.
Elindekileri yere gelişi güzel bıraktı, bana yaklaştı, elimden tuttu diğer elini enseme ve sonrasında dudaklarımızı birleştirdi.

Bir Aşk İki Hayat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin