Sırma:
Sırma: Şaşırtıyorsunuz beni Beyefendi.
Barış: Bu daha başlangıç. Diyip göz kırpmıştı anlam verememiş bir şekilde gülümsedim.Aynısını Kerem'de yapınca Rüya'yla bakıştık.
Kerem: Kurt gibi acıktım valla.
Rüya: Kuzu yer misin?
Kerem: Kuzu sen misin? Sensen düşünebilirim. Neden olmasın. Diyip güldü bizde kahkaha attık.
Rüya: Yok canım bu kuzu o kuzu değil.Barış: Ee et ne seversin?
Bana mı dedi?
Barış: Sırma?
Sırma: Ha şey ben evet, şey severim Kontrfile.
Barış: Et seviyorum diyince et zevkin olduğunu tahmin etmiştim. Diyip gülümsedi
Sırma: Sen ne seversin?
Barış'ın İç ses: Seni..
Barış: Antrikot ve Bonfile tercihim.
Sırma: Seninle çok anlaşıcaz sanırım.Et tercihlerimizi verdikten sonra, pişmelerini beklerken biraz sohbet ettik.
O sırada da zaten etlerimiz gelmişti.Bıçak ve çatalımla ilk tadımı mı yaparken gözlerim devrildi, bayılmıştım.
Rüya: O kadar mı güzel.
Sırma: O kadar güzel.
Derken gözlerim Barış'ın Arjantin Usulü Taşta Bonfile'sine kaydı.
Sırma: Ayy Barış, nefis görünüyor. Derken ayırdığı bir parçayı kendi çatalıyla bana verdi.
Barış: Tat bakalım.
Hiç çekinmeden yedim gerçekten. Bu da çok güzeldi.
Sırma: Gerçekten göründüğü kadar varmış.
Kerem: Hepimizden birer çatal dene istersen Sırma'cım.
Sırma: Bak yaparım biliyosun.
Dediğimde hepimiz neşe içinde güldük. Çok eğleniyorduk.Yemeklerimiz bitmişti, ikram edilen tatlıları yiyorduk.
Barış: Çok güzeldi bugün.
Sırma: Ya gerçekten teşekkürler çok güzel günler yaşatıyorsunuz.
Kerem: Görevimiz Sırma Hanım. Diyip Rüya'ya bakıp gülümsedi.
Barış: Bakın ne dicem, yarın akşam hepimiz çok şık giyinelim bir yere gideceğiz.
Kerem Barış'a baktı, Barışsa kaş göz yaptı Kerem'in hiç bir şey anlamadığı belliydi, bizde anlamamıştık.
Barış: Sürpriz işte. Ha şık deduk diye kısa da giymeyelum di mi uşutmayalum bi da Allah'un Fransa'sinda. Bir anda Rize ağzına geçiş yaptığında kahkamızı tutamadık.
Sırma: Olur Alper Bey.Bir şey demeden sahte samimi bir gülüş attı.
Sırma: Yarını sabırsızlıkla bekliyoruz o zaman.
Barış:Beklediğinize değecek. Diyip göz kırptı.Bizde yarım saate kalkıp otele geldik.
Hepimiz yorgunduk zaten hemen odalarımıza çıktık.
Barıştan;
Sürprizi Kerem'e anlatmak durumunda kaldım. Zaten o da böyle bir şey düşünüyormuş. Açtık kendimize birbirimizi neden olmasın dedik.
Yarını sabırsızlıkla bekliyorduk.10 saat kadar uyuduktan sonra kızların hâla uyanmamış olabileceğini düşündükten sonra telefonla Sırma'yı aradım.
Barış: Günay-
Sırma: Ya sabah sabah hangi soktuğumun gerizekalısı bu ya.
Barış: Sonra arayayım mı?
Sırma: A Barış, pardon oou saat kaç olmuş ya?
Barış: Tam olarak arama sebebim buydu benimde. Kahvaltıyı da öğle yemeğinide kaçırmışız isterseniz restauranttan bizim odaya söyleyelim bişeyler akşama az kalmış zaten.
Sırma: Tamamdır olur, geliyoruz birazdan.Çok yorgun düşmüştü, kıyamadım aslında ama olsun olsun erken kalkan yol alır.
10 dakika sonra gelmişlerdi. Makyaj olmayan duru güzelliğini gördüğümde büyülenmiştim adeta.
Kerem: Hoay Maaşallah.
Rüya: İltifat olarak kabul ettim. Üstelik şuan bu halde hiç hoş değil yüzüm gözüm şişmiş ya.
Sırma: Ay hiç sorma.
Barış: Olsun olsun. E soğutmayalım o zaman.İşlek sokak manzaralı balkonumuzda bişeyler atıştırdıktan sonra bir de sohbet ettik.
Zaman çok hızlı geçiyordu. Geçtikçe saat ve endişem artıyordu telaş oluyordum.