Darkside Agent ~ Chaelisa

Ep-16 "Az muhterem, çok göt veren"

Lisa'dan

Çığlık sesi duyunca bir anda gözlerimi açtım. Chaeyoung, hâlâ göğüsümde uyuyordu. Sol tarafa baktığında Jensoo ikilisinin bize doğru koşar adımlarla geldiğini farkettim.

İkisi de 32 diş kocaman gülüyorlardı. Hemen başımızda durunca Jennie heyecanlı bir şekilde konuştu.

"Lan barıştınız değil mi! Off Jiss sonunda, aaaaaa!"
Diyip Jisoo'ya sıkıca sarıldı, Jisoo da ona karşılık verince bu hallerine gülmeden edemedim.

-Evet, barıştık ama biraz daha bağırırsanız tüm cadde toplanacak
dedim ve Chaeyoung'ı kontrol ettim uyandı mı diye.

Jennie, karşıdaki sandalyelerden birine oturup konuşmaya devam etti.
"Eee nasıl barıştınız, nasıl affetti, ne yaptınız, nasıl davranıyor ya anlatsana"
diye hızlı hızlı konuşunca gözlerim açık şok ile dinliyordum.

"Jennie sakin ol bebeğim"
diye Jisoo onu uyarınca sustu.

-Teşekkürler Soo ve evet konuştuk eskilerden, nedenlerimi anlattım ne hissettiğimi anlattım. Biraz dayak yedim ama sonra kabul etti ve şu an bu konumdayız.
dedikten sonra güzelimin sarı saçlarının üstünü uzunca öptüm.

Jennie ise iki elini birbirine kenetleyip çenesinde birleştirmiş tatlı tatlı bize bakıyordu.
"Jisoo şunlara bak, ah tanrım çok güzeller ağlayacağım sanırım"
diyip usta bir oyunculukla gözlerini sildi.

Jisoo bu hâline kıkırdayıp Jennie'nin yanağını ısırarak öpüp geri çekildi. Kucağımdaki hareketlenmeyle bakışlarımı Chaeyoung'a çevirdiğimde uyanmaya başladığını farkettim.

-Günaydın meleğim
diyince gözlerini ovuşturup biraz doğruldu. Kaşlarını çatıp bir olduğumuz pozisyona, bir de bana baktı. Gülümseyen suratım yerine korkmuş bir ifade yer edinince
-Eyvah
dedim sadece.

"N'oldu?"
diye Jisoo merakla sorunca ona dönmeden konuştum.
-Sanırım Chaeyoung fabrika ayarlarına geri döndü, birazdan yine beni tersleyebilir, bağırabilir, çekip gidebilir veyahut dövebilir. Şu an kestiremiyorum bir şeyi.
derken hâlâ hareketlerini izliyordum.

"Lalisa, biz mal gibi burada mı uyuduk?"
dediğinde rahatça bi 'ohh' çekmiştim.

Biz ona bu muydu ya diye bakarken tekrar konuştu.
"N'oldu ya niye öyle bakıyorsunuz"
dedi üçümüze anlamazca bakarken.

"Fabrika ayarlarına döneceksin sandık, tetikte bekliyorduk"
dedi Jisoo. Ardından Jennie etrafına bakıp konuştu.
"Ayol ne tetiği ben korkudan dalağımı düşürdüm şu köpek boklarının arasına, yemin ederim ödüm koptu yine tersleyeceksin diye şu kızı"

dediği şeye kısa bi' kahkaha atmıştım. Biraz doğrulup hâlâ kucağımda olan koca bebeğimin dudaklarına uzandım. Seve seve kabul ettiğinde hızlıca öpüp geri çekildim. Çekilmem ile Jennie'nin çığlık atması bir oldu. Kulağım..

"Aaaaaa! Çok güzelsiniz kafayı yiyeceğim-"
cümlesini bitiremeden Jisoo tek eliyle ağzını kapamıştı.

"Benim hâlâ uykum var"
diyip tekrar uzanmıştı, başını boynuma gömmesi ile sıkı sıkı sarıldım.

"Yeter da, kalkın giyinin havaalanına gitmemiz gerekiyor"
dedi Jisoo gülerek.

Chaeyoung zorlukla doğrulup biraz gözlerini ovuşturdu ve ayağı kalktı. Elini kalkmama yardımcı olmak için bana uzatınca tutup kalktım ve yapışık ikizler gibi eve yürüdük.

Bir an duraksadı ve,
"Lan ben niye seninle geliyorum, eve gidip giyineyim"
dedi ve elimi bıraktı, kısa bi' el sallama faslından sonra Jisoo benimle, Jennie ise Chaeyoung ile eve girdi.