Defne'den
Yine sabaha kadar sadece 2 saat uyuyabildiğim için odamın balkonunda kahve içerek gündoğumunu izliyordum.Normalde maddi durumum orta halliydi lakin Açelya bir şekilde beni ikna etmiş ve 'Hazır İzmir'de okul kazandık orada babamların kullanmadığı küçük bir ev var, okula da yakın bence orada kalabiliriz.' demişti.
Bana kalırsa okul saatleri dışında yarı zamanlı bir iş bulur orada çalışırdım.Aldığım maaşla küçük bir ev kiralar, geçimimi kiradan arta kalan parayla sağlardım.Zaten yapmadığım şey değildi.Tek fark İstanbul'da ki evin benim ve abimin üzerine olması olurdu.
Güneş çoktan doğmuş ortalık iyice aydınlanmıştı.Telefonumun kısık sesteki alarmı çalınca ayaklanıp telefonumu yatağımın üzerinden alıp alarmı kapattım.Ardından odamda bulanan banyoya girerek kısa bir duş aldım.
Bornozumu giyerek banyodan çıktığım sırada kapının çalmasıyla 'gel' komutunu verdim.
"Bu sefer kaç saat uyudun?" Kapı pervazına yaslanıp sorduğu soruyla ona döndüm.Üzgün ve endişeli gözlerle bana bakıyordu.
"İki saat." Cevabım ile derin bir nefes verip kollarını göğsünün altından bağdaştırıp kısa bir süre bileklerime baktı.Ardından tekrar gözlerini gözlerime kilitleyip konuşmaya devam etti.
"Güzelim tedavi olman gerekiyor.Bu kadar az uykuyla yaşayamaz bir insan..Hadi sadece haftada bir kaç kez olsa neyse ne, sürekli 1-2 saat uyuyarak bedenin güçsüzleşiyor.Beni de anla, sana bir şey olmasından çok korkuyorum."
Korktuğunu biliyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu.Bir kaç kez gizlice tedavi olmaya çalışmıştım ama sonuç hep aynıydı.Yaklaşık 5 yıldır bu durumdaydım.Günde sadece 1-2 saat çok nadir 3-4 saat uyuyarak yaşıyordum.Bazen hiç uyuyamadığım günler oluyordu.O günler benim için bir cehennemdi.
"Biliyorum Açelya ama sende biliyorsun kabuslarla uyumak uyumamaktan daha kötü.." Derin bir nefes verip konuşmama devam ettim. "Hadi git hazırlan sen çok yavaş hazırlanıyorsun ilk günden geç kalmak istemiyorum."
"Hiçte bile!Bir kere ben 20 dakikada hazırlanabiliyorum." Cevabını gecikmeden vermeyi ihmal etmemişti.Tabii bir de dediğini gerçekleştirmek için hızlıca odamdan çıkıp kendi odasına koşması vardı.
Gardrobumdan beyaz oversize bir tişört ve kahverengi kargo pantolonumu çıkartarak giyindim.Banyoya geçerek saçlarımı tamamen kuruttuktan sonra perçemli saçımdan iki tutam saç bırakıp üstten bir at kuyruğu yaptım.
Fazla güzel bir kız olduğumu düşünmüyordum ama yinede çoğu kıza taş çıkartırdım.
Banyodan çıkıp dudaklarıma şeffaf bir lip balm sürdüm.Makyaj sevmez çoğu zaman gerek duymazdım ama maalesef göz altlarım sürekli mor olduğu için kapatıcıyla kapatmam gerekiyordu.
Son olarak dün can sıkıntısından hazırladığım sırt çantamı ve telefonumu alarak aşağı indim.Saat yediydi bu yüzden eğer kahvaltı hazırlamaya çalışırsam geç kalırdık.Okul yürüme 20 dakikalık bir mesafedeydi, saat sekizde ilk dersin başlayacağını düşünürsek on dakika önce orada olmalıydık.Bu da yarım saat sonra çıkmamız gerektiğini söylüyordu.
İkimizede kahve yapmak için sırt çantamı yemek masasının yanına bıraktım.Kendime acı bir americano, Açelya'ya ise normal lattelere göre biraz daha şekerli bir latte hazırlayıp termoslarımıza koydum.Hava sıcak olduğu için buzlu kahve yapmıştım.Her ne kadar sabah acı ve sıcak kahve içsemde...
Açelya sonunda hazırlanıp aşağı inmişti.Bende onun termosunu ona vererek çantamı tek koluma almış ve kapıyı kilitleyerek evden çıkmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆𝑒𝑠𝑠𝑖𝑧 𝑀𝑒𝑙𝑜𝑑𝑖
Teen Fiction-Şarkılar benim sessiz çığlıklarımdı..Onlar sadece bir şarkı diyerek geçip gittiler...