3

44 8 15
                                    

Sıra devrilmişti. Biz konuşurken fark etmemiştim ama sınıfa birçok kişi gelmişti ve herkes suspus olup düşmenin etkisiyle kırılan sıraya bakıyordu.

Kırılan sıra Ömer'indi.

Gözlerimi ona çevirdiğimde zaten bana bakıyor oluşuyla şaşırsamda tepki vermedim. Dudaklarında her zamankinden daha sinir bozucu bir gülümseme vardı. Kaşları çatık bir şekilde bana bakarken gülmeye başladı.

"Tüh elimden kaydı"

Gerçekten elinden mi kaymıştı bilmiyorum ama gergin duruyordu. Bakışlarını benden çekip sınıfta göz gezdirdi.

"Ne bakıyorsunuz lan! Bana yeni bi sıra getirsenize?!" diye bağırdı.

Yutkundum. Birkaç kişi gözlerini kaçırıp sessiz adımlarla sınıftan çıkarken bazıları olan biteni anlamayıp bakmaya devam ettiler.

Ayaklarını yerdeki masasının üzerine atıp oturduğu sırada daha da yayıldı. Ağzındaki lolipopu çıkartıp sinir bozucu bir yavaşlıkla kıtır kıtır yemeye başladı. "Ya da vazgeçtim siz getirmeyin."

Sinir bozucu ruh hastası herif.

Dudaklarında hin bir gülümsemeyle Canere döndü. "Ne demiştin sen? Imm düşüneyim biraz... neydi?" Ufak bir kahkaha atıp gözlerini devirdi. "Heh! Eğer birileri sorun çıkarırsa ne olursa olsun yardım edecektin değil mi?" İki elini yana açıp kendini gösterdi.

"Buyur,sorun çıkarıyorum! Hadi yardım et!"

Elindeki lolipopu bitirip çubuğunu önümde oturan Canerin alnına attı.

"Tam isabet! Hadi şimdi kalk ve bana yeni bir sıra getir. Beğenmezsem onu da kırarım haberin olsun" dudaklarında yine aynı sinir bozucu ifadeyle doğrudan Canere bakıyordu.

Korkuyla gözlerimi sınıftakilere çevirdim. Kimseden çıt çıkmıyordu. Hatta bir çoğu buraya bile bakmıyordu. Çünkü kimse onun gibi bir baş belasıyla uğraşarak başına dert açmak istemiyordu.

Caner olduğu yerde kilitlenmiş gibi ona bakerken yumruklarını sıkıyordu. Bir şey yapmamasını diledim. Eğer herhangi bir şey yaparsa Ömer'in ona acımayacağını biliyordum. Neden durup dururken Canerle uğraştığını anlamasamda eğer istediğini yapmazsa işin sonunda Canerin canı yanacaktı.

Daha öncede dediğim gibi bu okul bir okyanus gibiydi, büyük balık her zaman küçük balıkları yerdi. Fakat bazıları bırakın bir balık olmayı istese okyanusu yerle bir edip kendi krallığını kurabilecek güçteydi. İşte Ömer Aktan onlardan biriydi.

Canerin babası bu okulun sahibi olmasına rağmen o çocuk bu okulun sahibinin sahibiydi.

Bu okulda güç ve beraberinde getirdiği statü her şey demekti. Ben her ne kadar burslu olduğum için bu yarışın dışında kalmış olsam da onların bu okuldaki konumlarını ailelerinden aldıkları soyadları belirliyordu. Ben ve benim gibiler zaten onların bandında olamayacak kadar 'sıradan' insanlardık. Kendi ailelerinden aldıkları güçle bu hiyerarşik sıralamada en üstte olabilmek için çabalamalarına rağmen o çocuk zaten sadece Acar soyadına sahip olduğundan hiç çabalamadan en üste tahtını kuranlardan olmuştu.

"Bunu neden yaptığını anlamıyorum,derdin ne?"

Caner oldukça sinirli görünmesine rağmen hâlâ efendiliğini bozmamıştı, korktuğu için mi yoksa kibar biri olduğundan mı bilmiyorum ama ses tonu oldukça sakin çıkıyordu.

"Dert mi? Senin gibi biriyle ne derdim olabilir? Yardım edebileceğini söyleyen sendin öyle değil mi, şimdi kalk ve bana yeni bir sıra getir."

Onu kışkırtmaya devam ediyordu. O kadar sinir bozucuydu ki ben sinirden yerimde duramazken Canerin bu kadar sakin olmasına şaşırmadan edemedim.

ACİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin