İsmini vermek istemeyen bir okuyucumun verdiği fikir ile yazdığım bir çalışma oldu. Umarım ortaya beğeneceğiniz bir hikaye çıkar.
Başlama tarihlerini alalım->
Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar.
"Ferdi, oğlum uyan hadi. Geç kalacaksın." Annemin yüksek sesi ile gözlerimi camdan çekip ayaklandım. Elime aldığım büyük boy valiz ve bir sırt çantası ile odamın kapısına ilerleyip kapalı kapımı açtım.
Burnuma gelen güzel kokular ve tüpteki yağ sesi ile elimdeki eşyaları salon kapısının ağzına bırakarak seslerin geldiği mutfağa doğru ilerledim.
Burnuma gelen poğaça ve kızartma yağı kokusu ile buruk bir şekilde tebessüm ettim. Bugün gideceğim için kendini yormuş ve elinden gelen tüm şeyleri yapmıştı anlaşılan.
"Annem niye yordun kendini bu kadar? Ne gerek vardı bu kadar şeye?" Sırtı kapıya dönük bir şekilde tezgahta bir şeyler yaparken ona seslenmem ile olduğu yerde sıçradı.
Baş parmağını damağına geçirip yukarı doğru çekiştirirken bana döndü. Yalandan çattığı kahverengi kaşlarının altından huysuzca gözlerime baktı.
"Ne geliyorsun öyle, sessiz sessiz? Hem sen ne ara uyandın?" Yanına giderek elindeki kahvaltılıkları masanın üzerine bıraktım ve son eksik olan çayı alıp sandalyeme oturdum.
"Uyku tutmadı, uyumadım hiç." Doldurduğum çaylardan birini karşıma oturan anneme uzatırken yüzündeki küçük tebessümle elimden aldı. Şekersiz çayımı dudaklarıma götürüp bir yudum alırken sıkıntıyla konuşan anneme dikkat kesildim.
"Aman annem, yolda giderken uyu bari. Yorgun yorgun iş arama." Önümdeki salatalıklardan birini çatalıma takıp yerken annemin bir haftadır verdiği nasihatleri dinlemeye devam ediyordum.
"Merak etme anne, yorgun değilim. Gider gitmez iş bulursam iyi olur." Gitmemi hiç istemiyordu, bunun farkındaydım ama gitmek zorundaydım.
Bugün güzel bir iş bulmak için İstanbul'a gidiyordum.
Aslında yaşadığımız köyde her işi yaparak çalışıyordum ama tüm işlerim bir anda elimden gitmişti.
Sabahları tarlada veya inşaatta çalışıp akşamları çobanlık yapıyordum. Yem fiyatları arttığı için çoğu kişi hayvanlarını satarken, kalanlar da bir de çobana para vermemek için akşamları kendileri hayvanları çıkarıyorlardı. İnşaat ustaları ise daha az para vermek için işçilerini araplardan seçiyorlardı.
Sadece tarlada çalışmak da yetmediği için daha iyi bir iş bulma amacıyla İstanbul'a gidecektim.
Kendimize ait bir ev ve birkaç dönümlük tarlamız, ihtiyaçlarımızı yeterince karşılıyordu ama babam 3 yıl boyunca hastanede yattığı için oldukça fazla borcumuz vardı.
4 yıldır ödediğim borcu, en az bir 14 yıl daha ödemek zorundaydım ve evde çalışan -zaten evde sadece annemle ben yaşıyorduk- tek kişi olduğum için bu durum beni bir hayli zorluyordu.
"Kazasız belasız bir iş bulayım da, gerisi önemli değil." Daha fazla konuşmadan kahvaltımızı yapmaya devam ettik. Aradan geçen 10 dakikanın sonunda kapı çalınca elimdeki son parça poğaçayı da ağzıma atarak ayaklandım.
Ağzımdakileri çiğnerken bir yandan da valizim ve sırt çantamı da alıp kapıya yöneldim. Annem de elindeki birkaç poşet ile arkamdan geliyordu.
Kapıyı açtığımda bana gülümseyerek bakan Doğan amcaya ağzım dolu olduğu için kafamla selam verdim.
"Hazırsan gidelim oğlum." Elimdeki eşyalarımı biraz ilerimdeki büyük dolmuşa yerleştirirken annemin elindeki poşetleri de yanına koydum. Annemin elini öpüp benden oldukça kısa olan bedenine sıkıca sarıldım.
"Bir şey olursa hemen ara beni, ilk uçağa biner gelirim. İlaçlarını ve yemeklerini de düzgünce yemeyi unutma. Ben boş olduğumda seni ararım sürekli. Telefonun da hep açık olsun, tamam mı?" Annem dolu gözleriyle kafasını sallarken pamuk yanaklarına yumuşak öpücükler kondurup son kez vedalaşarak beni bekleyen arabaya bindim.
Araba evin önünden uzaklaşırken dikiz aynasından gördüğüm kadarıyla annem elindeki suyu arkamızdan dökmüştü.
Aslında birkaç gün sonra gidecektim ama İstanbul'a taşınan karşı komşumuz Doğan amca giderken beni de götürmeyi teklif edince kabul etmiş ve daha erken gitme kararı almıştım.
Yabancısı olduğum şehre doğru çıktığım uzun yolculuğun sonunda bana neler vereceğini ya da benden neler alacağını bilmeyerek kafamı cama yaslayıp akan yolu izlemeye başladım.
Kısa bir giriş bölümü oldu. Gelecek olan bölümler biraz daha uzun olacak.
Her hafta pazartesi bir bölüm gelecek.
Oylamayı unutmayın aşklarım.
Sonra görüşürüz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evlilik Sözleşmesi [BxB]
RomanceBorçlarını ödemek için şehre çalışmaya giden Ferdi ve çalıştığı evin sahibi Kara... Bu hikayeyi birlikte okumaya hazır mısınız? ~ Eşcinsel bir kurgu olacaktır ~ Homofobiklerin okumaması rica olunur ~ Yetişkin içerik barındırmaktadır ~ Hikaye ve isim...