3.Bölüm Sirius

1.6K 161 18
                                    

Pazartesi günleri bölüm paylaşacağım demiştim ama şu an kafama estiği gibi paylaşıyorum.

Satır arası yorum bırakmayı ve oy vermeyi unutmayın bebeklerim. Umarım bölümü beğenirsiniz.

İyi okumalar.

Kapıdan içeri girmeden önce iki kişinin ellerinde teknolojik aletlerle arabanın etrafında dolaşmalarına şaşırsam da çatık kaşları ile bana bakan adamlar yüzünden daha sonra Ersin abiye sormaya karar vermiştim.

"Bu kim abi?" Az önce kapıyı açmalarını sağlayan esmer genç cama yaslanarak benim duymamı umursamadan Ersin abiye hitaben konuşmuş, çatık kaşlarını altındaki ela gözleriyle beni süzmeye devam etmişti.

"Benim yerime çalışacak olan eleman, Hasan ile görüştürmeye getirdim." Çatık kaşları havalandıran sonra üzerimdeki gözleri yanımdaki adama çevirmiş, benim de sessiz ve rahat bir nefes vermemi sağlamıştı.

Neden bu kadar gerildiğim hakkında bir fikrim yoktu fakat kısa saçları, çizik kaşı-sanırım bir yaradan dolayı olmuştu-, tehlikeli bakan elaları ile gergin bir hava yayıyordu etrafına. Tabii onu gördüğüm birkaç dakika boyunca sürekli çatık olan kaşları da bunda bir etken olabilirdi.

"Hasan abinin haberi var mı? Adam sağlam mı?" Duyduğum sorularla 'karpuz mu seçiyorsun kardeşim, neyin sağlamlığı?' demek istesem de susmuş, merakla yanımdaki adamın vereceği cevabı beklemiştim.

"Hasan'ın haberi var, merak etme. Eleman da sağlam, çok yakın bir arkadaşımın dostu kendisi." Bu kadar detaylı sormamasına rağmen öyle cevap veren adam sayesinde gireceğimiz evin oldukça korunaklı ve sıkı denetimli olduğuna emin olmuştum.

Birkaç küçük sohbetten sonra içeriye giren araba ile kapının ağzından bahçesinin ve evin küçük bir kısmı görünen büyük alanı dikkatle inceledim.

Mavi bahçıvan tulumu giyen hasır şapkalı bir adam kenardaki süs amaçlı çalıları elindeki makas ile düzenliyor, hemen yanında ise orta yaşlı, filmlerdekine benzeyen siyah beyaz temizlikçi kıyafeti giymiş bir kadın renkli çiçekleri suluyordu.

Koca bahçenin ortasındaki taşlık alanda yuvarlak, küçük sayılmayacak bir süs havuzu vardı ve hemen yanında oldukça büyük, siyah bir doberman cinsi köpek duruyordu.

Çobanlık yaptığım zamanlar sağ olsun köpeklere karşı her zaman ilgili ve sevecen bir insan olmuştum. Fakat gördüğüm doberman hiç de uysal durmuyordu. Zira bahçeye girdiğimiz andan beri havlıyor, ona bakmasam da sürekli içinde olduğumuz arabaya baktığını hissediyordum.

"Aman ha oğlum, Sirius'a dikkat et. Yanında Kara Bey veya annesi olmadıkça yanına kimseyi yaklaştırmıyor. Yaklaşırsan ısırır." Söylediklerini dikkate almayı aklımın bir köşesine yazdım.

Kim olduğunu tahmin edebilsem de emin olmak için Kara Bey'in kim olduğunu sormak adına sabahtan beri gerginlikten aralayamadığım dudaklarımı araladım.

"Kara Bey kim abi?" Arabayı süs havuzunun birkaç metre ilerisine park ederken cevapladı sorumu.

"Bu evin sahibi ve eğer kabul edilirsen ilerideki patronun." Arabadan inen adamın hemen ardından ben de inip yürümek için beni bekleyen adamın yanına ilerledim.

Ersin abi ile birlikte kapını önündeki merdivenlere doğru ilerlerken evin etrafında belirli aralıklarla duran, koruma olduklarını tahmin ettiğim adamlar yine dikkatimi çekmişti.

Krem mermerden oluşan merdivenlere yetişmemize birkaç metre kala arkamızdan önce birkaç havlama sesi, hemen ardından ise "Sirius!" diye bağıran birini duydum.

Arkama döneceğim sırada sırtıma dengesizce binen ağırlık yüzünden bu hamleyi beklemediğim için sağ tarafa doğru yüz üstü devrilmiştim. Sırtımdaki ağırlık ise hâlâ yerini koruyordu.

Duyduğum seslerden dolayı etrafımın kalabalıklaştığını fark etmiştim ama hiçbiri bana yaklaşmıyordu. Bunun sebebi ise sırtımda oturup onlara hırlayan Sirius'tu.

Evet, şu an Sirius'un altında, yüz üstü uzanıyordum.

Hırlama sesi git gide yaklaşırken kafamı yana çevirip sırtımdaki köpeğe baktım. Fakat o herkesin -buna ben de dahil- beklediğinin aksine beni ısırmak yerine önce boynumu ve yüzümü koklamış, sonra ise ona dönük olan yanağımı yalamıştı.

Etraftaki kuru gürültü bir anda son bulmuş, yerini şaşkın sesler almıştı. Ben ise gözlerim kapalı bir şekilde yüzümün yalanmasını ve bu eziyetin bitmesini bekliyordum. Yüzümdeki ıslaklık beni rahatsız ediyordu.

Tamam, köpekleri severdim bu doğru. Fakat her ne kadar onları sevsem de salyalarının yüzümde olmasını istemiyordum.

Birkaç kere daha yaladıktan sonra üzerimdeki ağırlık yok olunca kapattığım gözlerimi açmış, ayağa kalkarak tozlanmış üzerimi sirkelemiştim. Kaşımda derin bir sızı vardı ve sağ elmacık kemiğime doğru sıcak bir sıvı akıyordu.

Harika, sanırım sağ kaşım yarılmıştı!

Etrafımda kuyruğunu sallayarak dönen ve boyu uzun olduğu için üst bacağım ile belimin arasındaki kısımlara kafasını sürten hayvana kısa bir bakış attım. Sızlayan kaşıma dokunmak için kaldırdığım sol elimi başına koyarak kafasını okşadım.

"Tuhaf bir tanışma oldu, öyle değil mi Sirius?" Beni anlamış gibi birkaç kere havlayınca istemsizce gülümsedim.

"Aa, ısırmadı." Duyduğum kadın sesi köpekle oynamamı kesmiş, etrafıma bakmamı sağlamıştı.

Az önce çiçekleri sulayan orta yaşlı kadın ona baktığımı görünce gülümseyerek elini uzattı. Yere düştüğüm için hafif tozlu olan ellerimi birbirine çırptıktan sonra elini tuttum.

"Ben Nuran evladım. Evin aşçısıyım, ara sıra da çiçekleri suluyorum." Hafifçe yüzünü buruşturarak kaşımı işaret etti. "Çok acıyor mu, iyi misin?" İlerleyen yaşından dolayı yüzünde oluşan birkaç kırışıklık ile oldukça tatlı görünüyordu.

"Memnun oldum Nuran Hanım, ben de Ferdi. İyiyim, teşekkürler." Elimi bir kere sıkıp bıraktıktan sonra tedirgin bakışlarını yanımda uslu uslu oturan köpeğe değdirdi ama bir şey demeden geri çekti.

"İyi misin Ferdi oğlum?" Ersin abinin sesinden endişesi belli oluyordu fakat o da yaklaşmıyordu yanıma. Onun aksine benim elim rahatça Sirius'un başını okşadı.

"İyiyim Ersin abi." Kafasını elime süren köpeğe bakarak gülümsedim. Sanırım bu evdeki ilk arkadaşımı bulmuştum.

Eh, köpek olması bir sorun teşkil etmiyordu bence.

Evet, sonraki bölüm göreceğiz Kara Bey'i.

Bölüm nasıldı?

Oy ve yorumlarınızı unutmayın.

Sonra görüşürüz...

Evlilik Sözleşmesi [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin