"Ben hallettim onu sen kafana takma"
Imoco'daki ilk maçımda 2 set oyanımştık. Son set 2-0 önde olunca Dani beni oyundan çıkarmıştı. Milli takımda da Dani ile çalıştığım için hiç yabancılık ve zorluk çekiyordum.
Maç sonu galibiyet fotoğrafımızı çekinmiş ve soyunma odasına doğru ilerliyorduk. Terli olduğum için tesisdeki duşların birinde hızlı bir duş alıp 5 dakikada çıkmıştım.
Antrenman çantamdan yanımda getirdiğim kıyafetleri çıkardım ve giydim. Saçım düz olduğu için ayrı bir çabaya ihtiyaç duymuyordu. Kabarık saçlı biri olmadığım için kurutmadım da.
Çantama attığım üç beş makyaj malzemesiyle az ve öz bir makyaj yaptım.
Kapatıcıyı sadece göz altlarıma geçtim. Hafif bir kontür ile yüz hatlarımı belirginleştirdim. Doğal bir kızarıklık istediğim için ve yanıma ayrı bir allık almadığım için tintle yanaklarımın ve burnumun üstünü kızarttım ve dudaklarıma da geçtim. Likit highlighter ile elmacık kemiklerimin üzerine ve burun ucuma geçtim.
Sonuç olarak bu gece parlamalıydım. Kendi ışıltım her zaman yeterdi ama ekstra ışıltıyı kim istemez ki. Zaten yeterince uzun olan kirpiklerime maskara sürdüm. Son olarak gloss ile dudaklarımı parlattım ve soyunma odasından çıktım.
Koridorda biraz ilerlediğimde Kenan çıkıştaki duvara yaslanmış elindeki telefona bakıyordu. Saçından bir tutam önüne düşmüş ve çok tatlı gözüküyordu.
Biraz daha ona yaklaşınca benim geldiğimi anlamış ve kafasını telefondan kaldırmıştı. Bana bakıp gülümsedi. Ben de ona gülümsedim.
"Çıkalım mı?" dedi yüzündeki tatlı gülümseme ile.
"Olur nereye gideceğiz" diye sordum.
"Güzel bir restorana götüreceğim seni denize yakın" dedi ve otoparka doğru yürümeye başladı.
Aslında gezecegimizi düşündüğüm için o kadar şık bir kombin yapmamıştım. Siyah çok da şık değildi ama üstümdeki omzu açık asimetrik üzerime yapışan crop top ile uyumluydu.
O önden gidiyordu ben de onu takip ediyordum. Siyah arabanın önünde durup arabayı açtı ve sürücü koltuğuna geçti. Ben de yanına, sağ koltuğa oturdum.
Şuanki bu durumumuz ilk yemeğe çıktığımız zamanı hatırlatıyordu. Onun çektiğim fotoğrafı bahane edip numaramı almasını hatırlatıyordu.
"Naz iyi misin düşünceli gibi gözüküyorsun. Eğer yorgunsan başka bir gün de gezebiliriz" Yüzünü bir anlığına yoldan çekip bana döndürmüştü.
"Hayır hayır. Yorgun değilim. Sadece gittiğimiz yeri bilmiyorum ve kombinim sönük mü kalır diye düşünüyordum." dedim kendimi açıklayarak.
O ise önce durakladı. Sanırım kelimelerini seçmeye dikkat ediyordu.
"Naz.." dedi ve bir nefes aldı. Sonra devam etti. "Her halinle güzelsin. Şüphen olmasın" dedi gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahil Kenarı |Kenan Yıldız
Fanfiction3 yıl önce sahilde tanışan Fenerbahçe'nin genç yıldızı Naz Kadıoğlu ve Juventus'un genç yıldızı Kenan Yıldız'ın tekrar karşılaşması ikisinin hikayesinin başlangıcı olmuşur