Twenty-third

65 8 25
                                    

Kazananın belli olacağı sonuçların açıklanması için son gün! Dolayısıyla bu sizin son göreviniz. Kimin kazanacağını sabırsızlıkla bekliyoruz. Bol şans!

Günlük Görev: İstatistiklerimize göre uygulamamıza girdiğiniz veya girmediğiniz bütün günler dahil toplam üç aylık bir süre geçmiş. Birbirinizi ne kadar tanıdığınızı ölçmek için uygulamamız sizlere birkaç tane soru hazırladı. Her doğru cevap bir puan demek. En çok puan alan kişi bugünün kazananı olacak.

Soruları görmek ve cevaplamak için buraya tıklayın.

Park_Min: Bebeğim

Ggukie: Buradayımmm

Park_Min: Hoş geldin sevgilim, son görev. Kaybetmeye hazır mısın?

Ggukie: Güldürme beni Jimin, ikimizde benim kazanacağımı biliyoruz.

Park_Min: Bana sorarsan sen sadece hayal kuruyorsun.

Ggukie: Bana bak, yanına gelirsem seni çok pis yaparım.

Park_Min: Bana kıyamayacağını ikimizde biliyoruz işte :D

Ggukie: 😒

Yanıma gelebilir misin, seni özledim. Soruları da beraber cevaplarız hem. Olur mu?

Park_Min: Sen gel dersin de ben gelmez miyim? Uçuyorum şimdi.

Seni seviyorum.

Ggukie: Bekliyorum sevgilim,
bende seni seviyorum

*****

Kapı çaldığında Jungkook yüzüne konan büyük gülümseme ile oturduğu yerden kalktı. Kapının karşısına geçtiğinde bir saniye bile beklemeden açıp sevgilisi ile yüz yüze geldi. Jimin kendisine bol gelen sarı uzun kollusunun içinde masum masum kendisine bakarken kalbinin teklediğini hissetti. Böylesine olgun bir insan, üstelik kendisinden yaşça büyük olduğu halde nasıl Jungkook'a bebekmiş gibi geliyordu? Onu kollarının arasına alıp her şeyden korumak isteyeceği kadar minik, masum ve güzeldi. Ama Jungkook'un bu dünya için geliştirdiği bir koruma mekanizması yoktu. Tek yapabileceği sevgilisinin elini sımsıkı tutup onun yanında olmaktı.

"Sanırım beni içeri almayacaksın."

Jimin'in kıkırtısı ile kendine gelip kenara çekildi. Jimin içeri girdiğinde arkasından kapıyı kapatıp ellerini birbirine bağlamış masum bakışlarla onu bekleyen adama döndü. İki büyük adımda yanına yaklaşıp belini sıkıca sardı ve onu kendine çekti.

"Her gün saatlerce yanımdasın. Buna rağmen ben seni nasıl bu kadar çok özleyebiliyorum?"

Jimin ellerini Jungkook'un sırtında yavaşça gezdirip boynuna sıkı bir öpücük bıraktı.

"Çünkü bende seni özlüyorum. Birbirimizi hissediyoruz."

Jungkook gülerek geri çekildi.

"Telepati ha?"

Jimin göz kırpıp parmak uçlarında yükselerek dudaklarını uzun olanın dudaklarına bastırdı. Uzun soluklu bir öpücüğü paylaştıktan sonra nefes almak için ayrıldığında Jungkook sevgilisini elinden tutup içeri sürükledi. Koltuğa önce kendisi oturup sonra da miniğini oturttu. Belinden sıkıca sarıp kendisine son derece yakın olduğuna emin olduktan sonra saçlarına küçük bir öpücük kondurup cebindeki telefonu çıkardı.

Hell İn Heaven ~{Jikook}~ TextHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin