Hüsna'nın anlatımıyla.
"Karamelli de ekleyin lütfen." Adam bana onay verdiğinde gözlerimi diğer tatlıların üzerinde gezdirmeye başladım.
Merih'i ziyaret edecektim ve elim boş gitmek istemiyordum bu yüzden hastaneye yakın bir tatlıcıya uğramıştım.Ekler alsamda neli sevdiğini bilmediğimden birkaç çeşit ekletmiştim. Şimdi ise kafamda başka tatlı da mı alsam düşüncesi dolaşıyordu.
Adam hazırladığı paketi tezgahın üzerine koyduğunda ve " Hazır hanımefendi." Dediğinde bu fikirden vazgeçtim. Adama teşekkür ettikten sonra ödemeyi yapmış ve pastaneden ayrılmıştım.
Hastane yakın olsa da arabayla devam etmeyi tercih ettim. Evet iki gün önceye rağmen hâlâ araba kullanıyordum ve ben tam bir uslanmazdım. Ama yapacak bir şey yoktu. Çoktan gelmiştim bile.
Arabayı uygun bir yere park edip indim. Adımlarım bildikleri yolu takip ederken önce hastaneye girmiş, ardından asansöre binip Merih'in olduğu kata gelmiştim. Kaza yaptığı günü de saydığımızda buradaki üçüncü günüydü. Doktor ilk gün kafa travması olabilir korkusuyla önlem amaçlı tutmuştu dünse birkaç test daha yapma gereği hissetmişti. Daha doğrusu bu testleri Baran istemişti ve bugün sonuçlar çıkacaktı. Duruma göre akşam taburcuydu.
Bunları Sude sayesinde biliyordum. Dün duruşmam olduğu için gelemesem de Sude doktoruyla yani 'Baranla' iletişime geçip öğrenmişti. Baran Sude'ye çok açık yürüyordu. Sude ise şimdilik bunu inkar etmekte ve kendince uzak durmaktaydı. Ama aralarındaki çekim çok bariz ortadaydı. Üstelik bunu sadece ben değil Duru da fark etmişti.
Düşünceleri bir kenara itip kapıyı tıklattım "gel" komutunu duyduğumda ise içeri girmiştim. Beni karşılayan manzara ;yatakta oturur pozisyonda duran Merih ve ona tişörtünü giydiren Buğra oldu. Merih tişörtü henüz kafasından geçirdiği için tüm kasları ortadaydı.
Kafamı hemen eğerken bakışlarımı ondan çekip yere sabitledim.
"Selam." Sesim duruşumun aksine oldukça özgüvenliydi."Merhaba hoş geldin."
Ne yaptıklarını göremesemde beni yeni fark ettiklerini Merih'in ses tonundan anlayabiliyordum. Duyduğum diğer gıcırtılardan cesaret alarak kafamı kaldırdığımda Merih'in tişörtünü giydiğini gördüm.O sırada Buğra da bana "Hoşgeldin." Demişti. Ona karşı bakış açım hâlâ pek iyi olmasa da Duru'yla yaşadıkları son şeyleri öğrendiğimden beri daha yumuşaktım.
Tabii ki eve gider gitmez Duru'yu sorguya almış ve ceketten çikolataya kadar her şeyi öğrenmiştik.
Duru hedef şaşırtmak adına konuyu Sude ve Baran'a getirse de sonuçta biz istediğimizi almıştık."Hoş buldum." derken onlara doğru ilerledim.
"Nasılsın?"
Merih bana içten bir gülümseme sundu.
"Çok daha iyi hissediyorum." Bakışları Buğra'yı bulduğunda istemsizce bende ona bakmıştım. Elindeki telefonla bir şeyler yapıyordu. "Kuzenim ve en yakın arkadaşım eve gitmeme izin verseler çok daha iyi olacağım."Buğra kafasını telefondan kaldırıp baygın bakışlarını kuzenine yöneltti. "Akşam çıkacaksın işte."
Merih derin bir nefes alıp verirken bıkkınca konuştu. "Bu kadar kalmama gerek var mıydı gerçekten?"Buğra telefonu cebine koyarken cevap vermişti kuzenine "Baran istedi." Merih gözlerini devirmekle yetindi. Bu sırada elimdeki paketi ona doğru uzatmıştım.
"Neli sevdiğini bilmediğimden birkaç çeşit aldım."Ekler olduğunu belirtme gereği duymamıştım çünkü kutunun şeffat kısmında eklerler görünüyordu.
Merih gülümserken elimdeki tatlıyı aldı.
"Teşekkür ederim. En sevdiğim tatlıdır."
Başka bir tatlı almadığıma sevinirken bende gülümsedim. "Rica ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gay misin?
Teen Fictionduruylcnky : Gay misin ? 🦁 Her şey sosyal medya fenomeni Duru Yalçınkaya'nın şişe çevirmece oyununda cesaret demesiyle başladı. Fake hesabından attığını sandığı mesajı aslında yetmiş bin takipçili hesabından atması ise işleri iyice karıştırmıştı...