dokuzuncu bölüm; "arafta kalmış gibi."

137 12 33
                                    






uyarı;
bu bölüm fazlasıyla saplantılı bir karakterin düşüncelerinden oluşmaktadır.
kızlar, eskiden yorumlarda sürekli gördüğüm ve şuan sadece vote atıp geçen çok okuyucum var, lütfen biraz emeğe saygınız olsun. yorum atmak istemiyor olabilirsiniz ama benim de arada yazasım gelmediği halde kitabın yeni bölümünü bekleyen takipçilerim için kendimi zorlandığım oluyor.




 yorum atmak istemiyor olabilirsiniz ama benim de arada yazasım gelmediği halde kitabın yeni bölümünü bekleyen takipçilerim için kendimi zorlandığım oluyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







Şimdiki Zaman.



<ANIMALS>




Bir insanın canını en kolay nasıl yakarsınız?

Sevdiği bir şeye zarar vererek? Ah hayır, yenisini almak için elbette bir şansı olacaktır. Adını kötüye çıkararak? Eninde sonunda insanlar onu aralarına alacaktır. Değer verdiği her şeyi elinden alarak? Evet, bu canını yakar. Ya da en kötüsü, en yakınları tarafından bile deli muammelesi görmesini sağlayarak?

Tebrikler! Başarılı oldunuz, karşınızdaki kişi yıllar boyu unutamayacağı bir travma kazanmış oldu. Çünkü on altı yaşındaki Lalisa Manoban, bundan yaklaşık on yıl önce, yalnızca birkaç ay içinde arkadaşlarını, akademik başarısını, sağlığını ve kendiyle ilgili her şeyi kaybederek intihara sürüklendi.

O gece hakkında söylenilebilecek çok fazla şey yoktu. Saatler süren ağlama krizinin ardından kendini evin banyosunda bulan Lalisa, bir süre mermer zeminde oturdu ve dizlerine sarılıp yeri seyretti. Evde kimse yoktu. Zaten babası dışında kimse ona değer vermiyordu. Başına gelenleri babasına anlatmak isterdi evet, fakat ölmeden önce babasını utandırmak istemiyordu.

Lalisa o gece sessiz ve sakin bir şekilde ölmek istedi, insanların ona karşı kullandığı tabirle. Çok korktu, çünkü içten içe biliyordu, köpek gibi yaşamak istiyordu. Ama zihnindeki sesler susmak bilmiyorken, bu imkansızın da ötesiydi. Zeminden ne zaman kalkıp duşakabine girdiğini ve ölüme kucak açtığını hatırlamıyordu. Uzun zaman boyunca da hatırlamadı zaten. Unutmuş gibi yaptı. Her yer kıpkırmızı. Her yer kendi kanıyla kaplı. Hava çok soğuk ama kanı sıcak. Kafasındaki sesler bu sefer suskun, ama acı eşiği çok yüksek.

welcome to my cage, little lover Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin