01.08.2024
Çağla'dan
"Abi mide öz suyum ağzıma geldi artık bir mola verebilir miyiz?" Arka koltuktan ortamıza kafasını uzatan Nisa'nın dediklerini onayladığımda abim "Bu kız bana "Götürebildiğin kadar hızlı götür." dedi." Demişti.
"Abi geldik zaten." Dediğimde sağa selektör atıp arkadaki koruma arabasına sağdaki benzinlikte duracağımızı belli etmişti.
Abim korumasız evden çıkamazken, elini kolunu sallayarak girip çıkabileceğin bir okulda okuyordum.
Happy house.
Bunların hepsi abimin mesleğinin, olduğu konumun getirileriydi.
Araçtan sadece Nisa ile ikimiz indiğimizde benzinlikteki markete girip bir-iki ufak atıştırmalık alıp bir süre marketin dışında Edirne'ye varınca ne yapacağımızı aldığımız metal kutulu kahveleri içerken tartışıp tekrar arabaya binip yola çıkmıştık.
"Ara Hakan'ı net konum al." Diyen abim ile ayak ucumda duran kol çantamdan telefonumu alıp Hakan'ın snap konumuna bakmıştım.
"Sen bak abi konuma, güncelleniyor zaten." Tüm hevesim bir anda yanlarında belirlemeyi bekliyordu.
"Bu mevzu Hakan'ın yanındaki lavukla ilgili onu anladım da. Benim içime sinmiyor bak, avucumun içleri kaşınmaya başladı." Söyledikleri ile uzunca bir süre 'of'layıp "Abiciğim, canım benim lütfen sabır biraz. Çığlığı basacağım şimdi. Ayrıca avuç içlerin falan kaşınmaya başlamasın, hiç çekemem şimdi." Demiştim.
"Tamam sus, soyadını söyle o lavuğun yeter bana." Dediğinde "Abi, yeter." Deyip yönümü onun tersi yönüne çevirmiştim.
Konsoldaki büyük ekranda ellerini hareket ettirdiğini fark ettiğimde yan gözlerle ekranı izlemeye başlamıştım.
Arabaya bağlı telefonun rehberini ekrandan açtığında son aramalarda biraz aşağı inip birini aramıştı.
Bakışlarımı biraz daha soluma çevirdiğimde ekrandaki yazıyla bir süre bakışmıştım.
Hakan (Çağla)
"Gerçekten çığlık atacağım şimdi." Dediğimde abim gülüp bakışlarını bana çevirmemişti bile.
Arama yanıtlandığında Hakan "Efendim abi." Demişti.
"Nasılsın abim?"
"İyi abi Allah'a şükür sen nasılsın?" Hakan'ın sorusu ile abim sırıtarak "Biz de iyiyiz Allah'a şükür, sana şey soracaktım ben Çağla bir çocuktan bahsetti buna yazıyormuş. Sen tanıyormuşsun çocuğu kim bu çocuk?" Abimin Hakan'a anlattıkları ile bakışlarım şaşkınlıkla ona dönmüştü.
Ben abime krodan bahsetmemiştim.
"Abi Çağla'ya söyleme de benim yakın arkadaşım Tuğra, bizim ocağın eğitim kolu başkanı hatta." Hakan'ın direkt abime söylemesi ile şaşkınlığım daha da artmıştı.
Beni yalvartmıştı bildiğin.
"Dur söyleyeceğim... Alparslan Gençtürk'ün oğlu." Hakan abimi onayladığında gözlerimi devirip "Hakan!" Neredeyse çığlık atacak şekilde ismini zikretmiştim.
"Abi sen beni kandırdın şu an ama." Abime hitaben söyledikleri ile abim gülüp "Gerizekalı bu kız anladı zaten Tuğra denen elemanı, soyadını öğrenmek için aradım ben seni. Enayi gibi ikinizde birbirinizle yan yana olduğunuzu söylemişsiniz." Demişti.
"Çağla o yüzden mi aradı beni? Hasiktir!" Dediğinde "Abi ben kapatayım yemem gereken bir dayak var. Sonra konuşuruz." Diye eklemişti.
"İyi hadi Allah'a emanet ol." Diyen abim ekrandan aramayı kapatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kro || Texting
Short StoryÇağla: böyle saçma sapan bir şekilde yazdığında hakkındaki tek düşüncem Çağla: özgüvensiz bir tip olduğun Çağla: bir erkekte olabilecek en kötü özellik özgüvensiz olmasıdır Çağla: kaldı ki erkek misin o bile belli değil 05*: esmer bir çıtır olmama...