~Xiao'nun gözünden~
Venti'yle biraz daha oturduk. Banan Fish izliyorduk. "Umarım sonumuz böyle olmaz." Venti bana sarıldı. "Merak etme sevgilim. Asla olmayacak."
Saat gece 00.54 olmuştu. Uykum gelmeye başlamıştı. Venti'nin de süresi dolmak üzereydi. "Xiao ben artık gideyim. Biliyorsun..."
"Biliyorum.. Peki görüşürüz." Venti'nin yanağına bir öpücük kondurdum. Gülümsedi. "Geri geleceğim söz veriyorum." dedi ve gitti. Bende yatağıma geçip uyudum.Sabah her zaman olduğu gibi Venti'nin beni uyandırmasını bekliyordum fakat öyle olmadı. Bende işi çıkmıştır diye düşündüm. Hazırlanıp okula gittim. Derslerde aklımda hep Venti vardı. Gelir diye bekledim ama gelmedi.
Eve geldiğimde saat geç olmuştu. Uyudum, uyandım. Venti yine yoktu.
Haftalar, aylar geçti ama geri gelmedi.. Artık görünüşünü bile unutur olmuştum.~Venti'nin gözünden~
Xiao'yla çok güzel vakit geçirdikten sonra artık geri dönmem gerektiğini fark ettim. Döndüğümde karşılaştığım manzarayla dilim tutuldu.
Her yer ateş içindeydi. Meleklerin hepsi etrafta koşuşup duruyorlardı. Asker melekler silahlarıyla ileriye ilerliyorlardı. Bir anda kolumun tutulmasıyla bir yere çekildim.
"Efendi Morax! Neler oluyor?!" "Barbatos hemen savaşa hazırlanmamız lazım. Bugünden sonra dünyaya gitmen yasak! Dottore'nin bir kardeşi varmış. Onun ölümünü öğrenince kendi askerleriyle saldırıya geçti." Bu Dottore'nin çıktığı yerde de hiç mi hayırlı bir iş olmaz?! "Tamam Efendim!"
Hemen koştum ve diğer meleklerle savaşa hazırlandım. Günlerce savaştık. En son hatırladığım şey karnımda bir acı hissetmemdi. Düşmanlardan birisi arkamdan yaklaşıp hançer saplamıştı. Gözlerimin önü karardı. "Xiao.. sevgilim geri geleceğim..." En son duyduklarım bazılarının ismimi haykırışıydı. Sonrası sessizlik..
Uyandığımda çok rahat bir yerde yatıyordum. Kafamı yana çevirdiğimde Efendi Morax, Kaeya, Albedo ve Nahida'yı gördüm.
Konuşmaya çalıştım ama kafam hariç hiç bir yerimi oynatamıyordum. Ağzım dahil. "Efendim uyandı! Barbatos uyandı!" Bunu söyleyen Nahida'ydı. Albedo hemen iğneye ilaç alıp damarlarımdan geçmesini sağladı. Bir kaç saat sonra az da olsa hareket edebiliyordum.
"Kendini zorlama. Daha da iyileşeceksin. Merakını anlayabiliyorum, seni bilmekten mahrum bırakamam. Sen mızraklandıktan sonra savaş daha da şiddetlendi."
"2 yıldır uyuyorsun Barbatos. Bu 2 yıl içinde daha da güçlendik. Savaş henüz bitmiş değil fakat geri çekilmeye başladılar. Onların inine girip hepsini yok edeceğiz. En son ise başlarını. Sen dinlenmene bak."2 yıldır uyuyor muyum?! Peki ya Xiao? Ne yaptı acaba..? Umarım onu terk ettiğimi falan düşünmemiştir.
Neden hep tam mutlu olduk artık huzurluyuz derken bir şey olmak zorunda? Neden?..
Dünya neden bize bunu yapıyorsun..?_________________________________
360 kelime.
Lütfen beni öldürmeyin ama iyi bölümlerden sonra bunu yapmak zorundaydım 😔🙏🏿.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzereee.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Meleklerin Gözyaşı~ | xiaoven
Historia CortaKoruyucu meleğimiz Venti, görevi için okulda zorbalık gören sessiz çocuğumuz Xiao'yu korumak için yola çıkıyor. Olaylar duyguların araya girmesi ile başlıyor. ❗NOT❗ kitabın oyunla ve hikayesiyle hiç alakası yoktur. Kendi kafamda kurduğum bir kurgu.