---
"Ooff, olmuyor, olmuyor!" diye bağırdı Faruk Bey. "Kestikkk!" dedi bu sefer daha yüksek bir sesle. Ben oflayarak sandalyeme oturdum. Dünden beri bu rol üzerine çalışıyordum ama her seferinde partnerim rolünü şaşırıyordu. Artık eve gitmek istiyordum. Sabahtan beri aynı sahne üzerinde çalışıyorduk ama bir türlü istediğimiz sahneyi çekemiyorduk. Yönetmen olan Faruk Bey, partnerime bağırıyordu ve evet, haklıydı.
"Serkan, kendine gel! Sabahtan beri aynı sahneyi çekip duruyoruz, senin neyin var bugün?"
Şahsen ben çok eğleniyorum şu an. Kendimi tutamayıp kahkaha attım. Setteki çalışanların bakışları beni buldu. Hemen kendime çeki düzen verip önüme döndüm. Serkan'ın sesini duyabiliyordum.
"Faruk Bey, son zamanlarda iyi değilim. Bana biraz zaman verseniz, kendimi toparlasam," dedi.
Acaba neyi vardı? Cidden hiç iyi gözükmüyordu. Faruk Bey 1.78 boylarında, hafif kilolu, 40 yaşlarının ya başında ya ortasındaydı, ama ona rağmen çok yakışıklıydı. Büyük hayranıydım, aynı zamanda yeğeniydim. Evet, öz amcamdı ama ona rağmen hakkında çok az şey bilirdim; çok gizemli bir adamdı. Bakışlarımı Serkan Bey'e çevirdiğimde, ona da hayran olmamak elde değildi. Sarı saçları, mavi gözleri, hafif kemerli burnu ve erkeksi yüz hatları onu muazzam gösteriyordu. Nefes kesiciydi. 20'li yaşlarının ortasındaydı; ya 25 ya da 26 olması gerekiyordu. Boyu 1.92'ydi. Ona bakarken boynum ağrıyordu. Benim boyum kısa değildi ama onun yanında küçücük duruyordum. Benim boyum 1.76'ydı. Kumraldım ve buğday tenliydim. Kumral saçlarım kalçamın hemen üstünde bitiyordu; çok uzundu ve kesmeyi hiç düşünmemiştim. Gözlerim yeşildi, düz bir burnum vardı. Kadınsı yüz hatlarım beni oldukça olgun gösteriyordu. Ve evet, güzeldim ama abartacak kadar değil. Daha 24 yaşındaydım, ama bu yedinci filmimdi. 13 yaşımdan beri sahnelerdeydim, tabii ara vermişliğim vardı. Hep kamera önünde olmaktan sıkılırdım. Bazen korumasız gezemezdim bile. Bir kerecik olsun normal olmayı isterdim. Yedi filmimin arasında sadece iki filmde başrolü almıştım. Ve evet, şu an çekilen filmin başrolüydüm. Serkan Bey de öyle, ama ben onun bir tık üstündeydim. Filmin adı "Delirmiş Olmalıyım"dı. Evet, aşk, tutku, biraz da aksiyon ve bir o kadar komedili bir filmdi. Bu sınama filmiydi. "Delirmiş Olmalıyım 2"yi çekiyorduk. Tabii Serkan Bey kendini toparlarsa... Neyi vardı acaba? Kaç gündür çok tuhaf hareketler sergiliyordu; sanki kendisinde değil, ya da kendisi değilmiş gibi davranıyordu. Sanki bizim Serkan Bey değil de bir başkasıymış gibi.
"Efsun Hanım," bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim. Mert'ti bana seslenen. Mert de Serkan Bey gibi olmasa da o kadar yakışıklıydı. Kumral saçları, yeşil gözleriyle görenleri kıskandırırdı. 25 yaşındaydı. Keskin yüz hatları, kemerli burnu ve göz alıcı çene kasları vardı. Boyu 1.87'lerdeydi sanırım; hiç sormamıştım. Ayağa kalkıp ona doğru yürüdüm.
"Evet, Mert Bey," dedim.
"Bugünlük bu kadar yeter. Çok yorulmuşsun, eve git, dinlen biraz. Serkan Bey hiç görünmüyor, Faruk Bey bir hafta ara verdiğimizi söyledi."
Şaşkınlıkla ona bakıyordum. Bir hafta mı? Bir oyuncu için mi? Ondan başkası olmaz mıydı? Şart mıydı? Başımı anladım dercesine bir aşağı bir yukarı salladım. Sonra Mert Bey’in yanından ayrıldım. Moralim bozulmuştu. Tatile gidecektim filmden sonra, iptal olmuştu. Eşyalarımı toplayıp dışarıya çıktım. Arabama doğru ilerlerken içime bir his doğdu, tıpkı dünkü gibi. Sabah da olduğu gibi sanki izleniyordum, izlendiğimi hissediyordum. Direkt arabama döndüğümde kimse yoktu orada, ama sanki bana bir nefes kadar yakındı. Evime gelen hediyeler ve çiçekler de bunun kanıtıydı. Ve kısa bir not bırakılmıştı hediyeyle beraber kapıma: "Yakında benim olacaksın, her anlamda."
Pek umursamamıştım, hayranlarımdandır diye düşünmüştüm ama son gelen not beni dehşete düşürmüştü: "Beni ciddiye almadığının farkındayım ama almanı öneririm. Ya ölü ya da diri, sen benimsin."
Arabaya bindim, çantamı yolcu koltuğuna attım. Gözüme bir şey ilişti. Evet, bu bir bıçaktı, hem de kanlı. Korku ve dehşetle gözlerimi kocaman açtım. Neler oluyordu? Bu ne demekti?..
...1bölüm
Arkadaşlar ilkez yazıyorum eger bi yanlışım yazım hatam olursa yorumlarda yazın lütfen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Oda
Mystery / Thriller"Lanetli Oda" Efsun Karaca, çocuk yaşlardan beri şöhretin ve kameraların ışığında büyümüş, güçlü ve cesur bir kadın. Onu hayran bırakan başarılara, zorlu işlere rağmen, geçmişinin karanlık gölgeleri peşini hiç bırakmamış. Efsun, uzun zamandır unutm...