Marul aglamasın diye yazıyorum
___________________________________________________
"YA ANANI SİKEYİM NİYE ŞİMDİ SÖYLÜYORSUN!"
Birden verdiğim haberle hepsi bana kitlenmişken ilk tepki Yoongi'den gelmişti.
"Kanka 1 hafta sonra gelecekler amına koyayım. Ne zaman söyleyeyim başka?"
Cümlemi bitirmemle hepsi rahat bir nefes vermişlerdi.
"Oğlum öyle desene"
"Konuşturmadınız ki aq"
Sabır çeke çeke odadan çıkmış, tekrardan salona geçip oturmuştuk. Saat gece 11,30 civarıydı. Hiç birimizin uykusu olmadığını biliyordum.
Tam ben bir şey diyecekken Eunwoo söze girdi.
"Size bir şey söylemek istiyorum."
Hepimiz ona dönerken söyleyeceği şeyi merakla beklemeye başladık.
"Jeongin, Bogum ve ben taşınmaya karar verdik."
Kaşlarımı istemsiz çattığımda sorgulamaya başlamıştım.
"Neden?"
Bogum derin bir nefes alıp söze girdi.
"Ne kadar fark ettirmemeye çalışsanız da bizden memnun olmadığınızı biliyoruz. Siz bir aile olmuşsunuz resmen ancak biz bu aileye dahil olmaya çalışmaktan yorulduk."
Yoongi sırıtarak söze girdi.
"Yoo fark ettirmemeye çalışmıyoduk."
Ardından Tae devam etti.
"Hadi gidin."
Jimin hepsine kaşlarını çatmış bir şekilde bakarken bu sefer ben söze girdim.
"Katıldım."
Eunwoo kafasını olumlu anlamda sallayıp salondan çıktı. Bogum ve Jeongin de onu takip edip odadan çıktılar. Bir kaç dakika sonra kapının önce açılma, sonra da kapanma sesi duyuldu.
Artık gerçekten rahattım. Gerçekten.
Bu rahatlık bedenen değil zihinseldi. İstemsiz kasıyordum onların yanında kendimi.
Ama artık öyle bir şeye gerek kalmamıştı.
Hoseok'un telefonu çaldığında odadan çıkıp konuşmaya başladı.
Çok yorgun hissediyordum ama bu yorgunluk kameraları taktığımız veya almaya gittiğimiz için değildi. Zihnimdeki düşünceler yüzündendi.
Yanımda oturan Jimin'in omzuna başımı koyduğumda derin bir nefes aldı ve o da kafasını kafamın üstüne yasladı.
Jimin en güvenli limanımdı. Ne yaparsam yapayım, ne dersem diyeyim beni asla yargılamayacağından emindim. Birbirimize aile olduğumuzu biliyordum.
Kimseyle paylaşamadığı şeyleri benle paylaşırdı. Bende öyle yapardım. En saçma konular hakkında saatlerce konuşurduk. Salak saçma şeylere de saatlerce gülebilirdik.
Çoğu huyumuz da aynıydı. Birbirimize benziyorduk ama sadece ben daha tez canlıydım.
Gözlerim Taehyung'a takıldı. Koltuğa uzanmış tavanı seyrediyordu. Tavanı seyrediyordu diyorum ama onun orda gördüklerini biz göremezdik.
Şuan aklından çok şey geçiyordu. Tahminen yetersiz olduğunu düşünüyordu. Bir konuda onun yerine başkası tercih edildiği zaman çok üzülürdü. Neden ben değil de o? Benim eksiğim ne diye düşünürdü.