---
Tam önümde duran arabaya baktım. Binmeli miydim? Zaten yarın dans edecekti. O tür şeyler olmasına o izin vermezdi.
Ön koltuğun kapısını açarak koltuğa oturdum, kapıyı kapattım. Ben kapıyı kapatır kapatmaz hareket etti araba. Umarım kimse görmezdi.
Yanımda ki patronuma baktım. Sözde patronumdu. Elini bacağıma koyarak hafifçe okşadı. Benimle temas ediyordu, seviyordu. Hiçbir zaman karşı çıkmamıştım, benimde hoşuma gidiyordu ama yanlıştı.
Gözlerini yoldan ayırdı, saniyelik bana bakarak konuştu. "Hoş geldin." Başımı aşağı yukarı salladım. "Hoş buldum."
O arabayı sürerken ben onu izliyordum.
Sikeyim, çok güzel. Yeni boyadığı kırmızı saçlarını okşamak istiyorum! Mükemmel görünüyor. Aşırı derecede iyi bir adam, her anlamda. Dudakları... Çok dolgun ve çok kırmızılar. O dudaklara öyle şeyler yapmak istiyorum ki.. Taehyung gerçekten güzel bir adam. Bakışlarım kaslı bacaklarına kayıyor. Onu kucağıma alıp bacaklarını okşamak istiyorum. Güzel görünüyor ve beni delirtiyor. Patronuma böyle duygular hissetmem ne kadar normal?"Çok güzelim galiba? Baka baka doyamadın?"
Uzanıp bacaklarına canını acıtmayacak şekilde tokat attım. "Çok güzelsiniz." Bacaklarımda ki elini biraz daha sıktı, aşağı yukarı doğru götürdü elini. "Parçalayacağım seni.""Bu sefer ben!" Kızmıştım. Öncekinde de o yapmıştı zaten? Kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı. "Göreceğiz yavrum." Bacaklarımda ki elini çektim, vites kolunun üzerine koydum. "Gidelim, görürüz."
Elini tekrar bacağımın üzerine koydu. "Çekme elimi."
Omuz silktim. "Doğru düzgün sürün o zaman efendim sizde arabayı. Midem bulandı." Bana nisbet yaparcasına biraz daha hızlandı. "Emniyet kemerini tak."
"Gerek yok, az kaldı zaten." Onu olumsuz yanıtlayınca öyle bir hız yaptı ki. Arabanın sonuna mı gitti bilmiyorum ama ölüyordum, onun eli olmasa. Ben öne doğru savrulmuş, kafamı arabaya çarpacak iken onun eli engellemişti beni. Geri normal hızına döndüğünde eline baktım, elini çektim ve tekrar direksiyona koydum. "Ölmene de az kalmıştı." Gıcık olmuştum. "Sağ olun."
Aklıma gelen şeyle duraksadım, yüzüne baktım. "Neredeydiniz?" Gözünü yoldan ayırıp bana baktı. "Ne? Ne zaman?" Gözlerimi ondan ayırdım. "Eğleniyorum demiştiniz." Hatırlamış gibi sesler çıkardı. "Yoongi'yleydim."
"İyi." Arabayı durdurdu. Camdan dışarıya baktım. Gelmiştik, evinin önündeydik. Emniyet kemerini çıkardı, bana baktı, benim arabadan inmeye niyetim olmadığını görmüş olmalı ki, uzanıp benimde kemerimi çıkardı. Elini koluma koydu. "Sana bir şey yaptılar mı?" Yapmışlardı. Bilmesine gerek yoktu ama. Elini üzerimden çekip kapıyı açtım, "Azarladılar sadece." Der demez arabadan indim. Kapıyı kapattım.
Birkaç saniye sonra yanıma geldi. Bana yaklaştı, elini belime koydu. "Özür dilerim." Omuz silktim. "Sorun değil." Gitmek için adım atacaktım ki, belimdeki elini daha da sıklaştırıp beni kendine çekti, arabaya yasladı. Yüzünü bana yaklaştırdı. "Yoongi ile sadece konuştuk. Uzun süredir görüşmüyorduk. Ve.." belimdeki eli aşağıya doğru kaydı. "Vücudunda bir iz dahi görürsem kötü olur. Bir şey yapmadılar değil mi?" Başımı iki yana salladım. "Yere fırlattı. O da ani siniriyle olmuştur." Elimi omuzlarına çıkardım. "Canım acımadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manager | tk.
FanfictionÜnlü bir idol olan Taehyung'un menajeri Jeongguk... Başlama.06.08.24. Bitiş.30.08.24. 1: #seketaekook #idol 2: #seke Seke Texting+Düz Yazı