Güven onunla beraber uyuduğumuz günden sonra ortadan kaybolmuştu.Bu sefer bir mesaj bile yoktu ortada.Yine onu sokak sokak aradığım bir gündeydim.Yağmur başlamıştı,gökyüzü bile halime acıyordu demek ki.Ülke ülke bile dolaşmıştım.Bu sefer Paris'teydim.
///Flashback///
Yine bir gün babamdan gizli bir şekilde meyhaneye gitmiştik.Ben ona hayallerimi anlatırken Güven de bir yandan dikkatle beni dinlerken bir yandan da benim yüzümü ezberlercesine izlemekle meşguldü.
-Sevgilim bir gün Paris'e gidip güneşin doğuşunu seyrederken istiridye yiyeceğiz.(yumosa ithafen🫠💘)
-Ben seni izlesem olmuyor mu? Hem güneşten daha güzelsin.Sen varken ben güneşi ne yapayım Allah aşkına.
-Ya Güven...
Beni birkaç sözüyle utandırmayı başarıyordu her zamanki gibi.
-Öyle yüzünü indirme hemen güzelim.
Çenemi kavrayıp dudaklarıma yapıştı.
//Flashback son//
Bomboş bir sokakta yine ona bakınırken biri kolumdan tuttu.
-Bıraksana beni.
-Bırakamam hasta olacaksın böyle.
Duyduğum sesle kendime geldim.Bu Serhandı.
-Ya sen nasıl takip edersin beni? Senin yüzünü görmek istemiyorum ben.
-Evet aslında ben de seninkini görmek istemiyorum ama izleteceğim videodan sonra yüzünün alacağı şekli merak ettiğim için geldim.
-Neden bahsediyorsun sen? Ne videosu?
-Gel önce bir yere oturalım.
-Hayır seninle hiçbir yere gelmem,ne izleteceksen burada izlet.
-Peki sen bilirsin.Al bakalım o zaman.
Videoda Güven'i döve döve öldürüyorlardı,olduğum yerde kalmıştım.Nasıl yaparlardı bunu ona? Videonun sonunda Ayaz belirdi.
-Neslihan senin hep peşinde olacağım.Şimdi Serhan'la yanıma geleceksiniz.Eğer kaçmaya kalkışırsan yine bulurum.
-Sen,sen.. Pisliğin tekisin.Güven bulmasa da çocuklarım bulur beni.Zekidir hepsi.Hiç boşuna heveslenme.
-E görelim bakalım Neslihancığım.Hadi bekliyorum sizi.
Serhan kolumdan çekiştirerek beni götürmeye çalışıyordu.Demek ikisi birlik olmuşlardı.. Ben gitmemek için direnirken Serhan'a birinin yumruk attığını gördüm.Serhan'ın baygınlık geçirdiğine emin olduktan sonra ellerimizi birleştirdi ve kaçmaya başladık.Issız olan bir sokaktaki eve giriyorduk.Burayı bulabilmek için çeşitli dar yollardan geçmiştik.Yol boyunca hiç konuşmadık.Eve girdiğimizde oturmam için eliyle koltuğu işaret etti.Evin dışının harabe olmasına karşın içi oldukça moderndi.
-Neslihan bu kim diye düşünüyorsundur şimdi.Ben Mert.Sana her şeyi anlatacağım şimdi.(mert şey olabilir yaa engin altan düzyatan ekdjwhshs evet en son yol ayrımı izledim)
-Evet dinliyorum.
Dinleyeceğim şeylere karşı omzumu dikleştirdim.
-Baban biliyorsun Bodrumdaki yazlığa gitmişti kafa dinlemek için ve sana göz kulak olmam için hep bir arka planda beni gönderdi.Ama 2 gün önce maalesef kendisi kalp krizi geçirdi.
Birden ayağa fırladım.
-Nasıl iyi mi peki??
Babam iyi mi? Bir şey söyleyin lütfen.
-Ben.. ben çok özür dilerim.Benim de yeni haberim oldu.
Duyduğumla yere çökmem bir oldu.Sabaha kadar durmadan ağladım.Karşımdaki adam da öylece oturuyordu.Bu hayatta tutunacak 2 dalımı da kaybettiğimi aynı gün öğrenmiştim.O an her şeyin bir rüya olmasını diledim.Sabah olduğunda uçak biletlerimizi almıştık.Tabi başkasının üzerinden.Yoksa Ayaz beni anında bulurdu.Eve geldiğimde çocukların durumu da benimkinden farksızdı.
İlk başta Ece'nin yanına gittim.
-Ece gelebilir miyim canım?
-Anne neredeydin ya?Dedem öldü dedem.Onun cenazesine bile gelmedin.
-Yeni öğrendim gerçekten Ece..Ben..
Birden bana sarıldı.Bir süre ağlaştık.Biz yatakta yatarken Alaz ve Çağla da gelmişti.Hepsini ne kadar özlemişim.Ne zamandır nefes bile alamazken artık çocuklarım için hayata sımsıkı tutunmalıydım.Gece koyun koyuna yatak yaptık öyle uyuduk.Herkes huzurluydu.Sabah kalktığımda yine bi cümbüş vardı.Onların bu atışmalarını keyifle izledikten sonra Ali'ye doğru yola koyuldum.Asilerin yanında olmalıydı.Vardığımda Ali de evden çıkıyordu.
Kaçırmamak için hemen arabadan indim.
-Alii
-Anne!!
Koşarak bana sarıldı.Güven yokken hep o teselli etmişti beni.
-Ali ölmüş ikisi de.
-Ne nasıl?
Ağlamaya başladım.Kimi kastettiğimi anlamış olacak ki o da ağlamaya başladı.Yolun ortasında oturmuş ağlıyorduk.
-Anne nasıl olmuş peki?
Ellerimi Ali'nin yüzüne götürdüm.
-Ali'm söz ver sinirlenmeyeceksin.
-Tamam söyle hadi sen.
-Ayaz..
-Ulan o pislik herifi ellerimle geberteceğim.
-Ali nolur hiç gücüm yok gerçekten.Hadi sen biraz içeriye gidip dinlen.Bunu beraber aşacağız.Artık ailemizden ikimiz varız tamam mı oğlum?Annen hep yanında olacak.
İtiraz etmeden kalkıp koluma girdi.Ona da duydukları ağır gelmiş olmalıydı.Yatağa yatırdım,bir güzel örttüm üstünü.Gitmemesi için kapıya 4 tane adam diktim.
Mert'i aradım ve attığım konuma gelmesini söyledim.Artık hiçbir şeyden korkum yoktu.Ayaz için güzelce bir plan hazırladık.Gözümü bile kırpmadan öldürecektim.Arayıp Ayaz'ı beni hapsettiği o eve çağırdım.Benim ona kötü bir şey yapamayacağımı düşünmüş olmalıydı.Önceden olsa yapamazdım haklıydı.Ama şimdi gözüme öyle bir öfke yerleşmişti ki, bu yolda feda edeceklerimi bile bile intikamı seçmiştim.
-Neslihan bak sakın etrafta başka birini görmeyeyim.
-Tamam kimse olmayacak ama sen de kimseyi yanına almayacaksın.
-Tamamdır geliyorum.
Tabi ki de öyle olmamıştı.Onlarca adamla gelmişti yanıma.Daha önceden saklanan adamlarım da ortalığa çıktı böylece.
Çatışma çıkmıştı.O her zamanki gibi kaçmak için delik arıyordu.Adamları organize bir şekilde onu çıkarmaya çalışıyordu.Ta ki ben onu vurana kadar... Herkes ölmüştü Ayaz da can çekişiyordu.Çünkü ayağından vurmuştum onu.Silah sesleri durulduğunda saklandığım yerden çıkıp onun can çekiştiği yere geçtim.
-Sen nasıl yaptın Güven'e? Nasıl öldürürsün onu? Mezarının yerini söyle yoksa ayağına sıkmış olmakla kalmam öldürürüm seni.
-Öldür söylemeyeceğim zaten.Çok güzel öldürdük ama onu da bee.
Belime doğrultulan silah ile arkamı döndüm.Onun adamlarından biri olmalıydı.Kahretsin ki kaçtılar.Karnıma birden bir ağrı saplandı,o acıyla hemen Mert'i aradım.O da 200-250 metre geride benden haber bekliyordu zaten.Geldiği gibi hastaneye gittik.Meğer yumurtalık kanseriymişim.Nasıl yenecektim bunca acıdan sonra.Galiba ölüyordum yavaş yavaş.
4 yıl sonra---
Acım biraz da olsun dinmişti.Bu süreçte Mert hep destek olmuştu bana.En yakın sırdaşım... Her şeyimi ona anlatıyordum.Kanseri de çocuklarım sayesinde yenmiştim.Saçlarım döküldü bu süreçte.Oysaki Güven ne çok severdi.Şimdi kısaydılar.Bir türlü uzayamamışlardı.Sevdiğim her şey birer birer gidiyordu zaten.Bu sırada Mert de Güven'in cenazesini bulmak için her şeyi yapmıştı.Ama maalesef bir türlü iz yoktu.Güven'in mezarı bile yoktu.O pislik Ayazdan da bir daha haber alamamıştık.Kaç kere izini sürmemize rağmen hep kaçtı.Bu sırada ben de küçük bir yat almıştım.Denizi izlemek denizin üstünde uyumak bana iyi geliyordu.
Yine biraz nefes almak için yata gidiyordum ki onu gördüm. Evet oydu.Başka bir yattan iniyordu.Elinde bir çanta vardı.Bir toplantıdan çıkmış olmalıydı.Tamamen başka biri olmuş meğerse.Takım elbisesi ve jöleli saçlarıyla eski Güvenden eser yoktu.Ben onu karış karış aramıştım.Sonra da öldüğünü görmüştüm.Nasıl olabilirdi böyle bir şey.Gidiyordu,yetişmek için koşmaya başladım.
-Güven!!! Güveeennn!!!
Arkasını dönüp bakmaya tenezzül etmemişti.
Arkasından yetişip durdurdum onu.Gözleri bana yabancıymışım gibi bakıyordu.Onca şey yaşanmamışçasına..
//bölüm sonu//
bakalım Güven ne etcek endjwjshw iyi okumalarrr🩷
öncelikle biliyorum bayadır yazmıyorum yks sürecinden geçtiğim için biraz ara vermiştim🙏🏻 yine okunursa yazarım💘💘