çiçek

114 15 154
                                    

Cyno

"Kartları getirdin mi?"

"Ne kartı?" Nilou anlamsızca yüzüme baktı.

"Dedin ya TCG oynayacaktık o yüzden işimi bırakıp geldim."

"Aferin sonunda bırakabilmişsin işini." dedi Nilou kahvesini yudumlarken.

"Konu bu muydu? Dedim ya çalışmak bana iyi geliyor endişelenmene gerek yok."

"Yalan söylüyorsun! Kendini soyutladın kaç ay oldu yüzünü gören Celestialık. Kimi kandırmaya çalışıyorsun anlamıyorum ama işe yaramıyor."

TCG oynayamayacağım için üzülmüştüm. Ancak Nilou haklıydı. Kendi üzüntümden dolayı aylardır hem arkadaşlarımı hem de kendimi ihmal ediyordum. Tighnari'yle o konuşmanın üstünden üç ay geçmişti. Birbirimizi görmeyi bırak hiç mesajlaşmamıştık bile. Görüşmeye ara verince reddedilmenin acısının yavaşça dineceğini ummuş olsam da aksine görüşmediğimiz her an ona olan özlemim daha da artıyordu. Ancak sonrasında gerçekler yüzüme çarpıyordu. Reddedilmiştim. Sadece arkadaştık. Ondan artık vazgeçmem gerekiyordu.

"Cyno bu kadar düşündürücü bir şey söylemedim. Çok ısrar ediyorsan elbette duruma el atarım."

"Öyle bir şey demedim ki?"

"Demene gerek yok yüzünün halini gördün mü? Cidden, en son ne zaman kendine baktın?"

"Bilmiyorum."

"Böyle devam edemezsin biliyorsun değil mi? Ne zaman bir sorunla karşılaşsan içine kapanıyorsun. Yanında arkadaşların da var  Cyno. Sana destek olabiliriz." Nilou elini elimin üstüne koyup hafifçe sıktı.

Evet yanımda arkadaşlarım vardı ama Tighnari olmadıktan sonra ne fark ederdi?

"Teşekkür ederim Nilou. Benim için endişelenmene gerçekten gerek yok. Zamanla iyi olacağım."

"Ama olmuyorsun! Sen kendini iyi hissediyorum diye kandırabilirsin ama hepimiz ne durumda olduğunu biliyoruz. Yere çöküp yalvarmamı mı istiyorsun izin vermen için?"

"Hayır, sadece..." Derin bir nefes verdim. "...bilmiyorum sizi de durumun ortasına sürüklemek istemiyorum."

"Sen kendini bunları düşünerek yorma. Kendim istediğim için yapıyorum sonuçta. Yeter ki daha fazla üzme kendini."

Hafifçe gülümsedim. "Teşekkür ederim Nilou."

"GELDİM SONUNDA! Kusura bakmayın geciktim biraz." Kaveh yanımıza gelip kenara kaymam için bana işaret etti. "Ee ne var ne yok? Neler kaçırdım?" 

Nilou bana baktı. "Hiç öyle havadan sudan konuşuyorduk işte. Asıl sende ne var ne yok?"

Kaveh oflayarak çantasını koyup oturdu. "Ya sorma öküz Haitham'la uğraşıyorum."

"Ben hâlâ ikinize alışamadım. Çok garip geliyor sevgili olmanız." Kaveh bana döndü. "Çünkü hepimizi ekip duruyorsun da ondan. Mevsimlerin değiştiğini gördük seni göremedik bir türlü."

"Pardon ya. Valla bilerek olmadı."

"Şaka yapıyorum ya gerilme hemen. Milleti germek Nilou'nun işi."

Nilou'nun dudakları şaşkınlıkla aralandı. "Ne demek benim işim? Ben sizi geriyor muyum?"

"O gülücüklü mesajlarını unutmadım Nilou."

Nilou kaşlarını çattı. "İyi de benim o pozitif mesajlarım sayesinde mis gibi evinde sevgilinle yaşıyorsun. Seni nasıl germişim?"

"Of yaşamıyorum işte yaşamıyorum. Kafama sıkıp kurtulsam keşke." Kaveh başını masaya yaslayıp eliyle saç uçlarından çekiştirdi.

O Kart Götüne GirsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin