Bölüm 2

1 0 0
                                    

(...)

Ocak Ayı...

Ocak ayına geldiğimizde artık, ciddiye almama hakkımızı kullandığımız gelişmeler ciddileşmeye başladı. Noel kutlandı, Yeni Yıl kutlandı, Yeni Yıl tembelliği olan Ocak Ayının ilk haftası da hızla geçti. Haberler ve Ana Akım Medya köpürterek Hastalık haberlerini acımasızca basmaya devam ediyordu. Ocak Ayının sonuna doğru esas tablo şekillenmeye başlamıştı. Çinli yetkililer ilk kez 21 Ocak'ta virüsün insandan insana bulaşma riskini kabul ettiğinde artık o kadar geçti ki, Pekin, Shangai ve diğer büyük şehirlerde yerel ama büyük çaplı salgınlar patlak vermişti.

Sonrasında ise işler kontrolden çıkmaya başladı. Salgının sıfır noktası Çin tarafından kapatıldı. Tam karantina önlemleri alınmıştı. Bunca zaman hastalığa soğuk algınlığı muamelesi yapan Çin, tüm Askeri gücüyle ve geleneksel acımasızlığıyla birçok şehri aynı şekilde kapatacaktı.

Koskoca Çin genelinde seyahat neredeyse tamamen durduğunda artık çok geçti. Tüm bunlara rağmen, yerelde salgın durmaksızın yayılmaya devam ediyordu. Salgın Ocak ayının başlarında Çin sınırları içinde ilerlerken uluslararası seyahatler normal seyrinde devam ederken, Ocak sonuna gelindiğinde binlerce insan Wuhan 'dan dünyanın dört bir yanındaki büyük şehirlere dağılıyordu. Her ay ortalama 900 kişi New York'a, 2200 kişi Sydney'e ve 15 binden fazla kişi de Bangkok'a gitti.

Ocak Ayının ortasında Çin dışındaki bilinen ilk vakanın ateş, baş ve boğaz ağrısına rağmen Wuhan'dan Bangkok'a seyahat eden 61 yaşındaki bir kadın olduğu ana akım medyaya bomba gibi düştü.

Artık Çin Barajı yıkılmıştı... Salgın Ocak Ayı sonuna kadar hızla Tokyo, Singapur, Seul ve Hong Kong gibi şehirlerde kendini gösterdi.

Amerika Birleşik Devletleri, Seattle yakınlarındaki ilk vakasını 21 Ocak tarihinde bildirdi. Bunca uyarı ve bunca medya yayınlarına rağmen bu salgın hastalığına sahip olan ya da olma ihtimali olan yolcuların yaklaşık yüzde 85'inin nerelere dağıldıklarını da daha tespit bile edememişlerdi.

Bu kadar güçlü bir gündem olunca bizim okul hayatımız bile sıkıcı bir hal almıştı. Okulda, teneffüste, Kafeteryada, bir kaçımız bile bir araya geldiğimizde konu hep bu olmaya başladı. Ocak Ayının ortalarında Dünya tüm hızıyla kaosa sürüklenirken, Meksika İşi ortaya çıktı. Aziz Amca, bu sefer Meksika Devletinden bir Proje almıştı ve Babamları dahil etmek istiyordu. Babam hiç düşünmeden kabul etmişti. Artık kendi başına hareket eden Rüzgâr'ın Babası da hemen onaylamıştı. Çağan'ın Babası, Çağanla yaptıkları uzun bir konuşmanın sonrasında ekibe katılmıştı. Aziz Amca'da gerektiği kadar onlarla olacağına dair garanti verince bildiğin hepsi eşleriyle Meksika'ya gideceklerdi. Bu sefer bir bunker projesi değil de büyük bir kompleks inşa edilecekti. Aziz Amca bu konuda çok heyecanlıydı. Babam bu işi kopartırsak, artık çok rahat ederiz, keyfini çıkartırız kalan hayatımızın diyordu. Dünyanın sürüklendiği kaos herkes için korku sebebi değildi, bazıları için de fırsat kapısıydı ve Aziz Amca bunu büyük bir fırsat olarak görüyordu. Anne ve Babalarımız, bizim yazlık hazırlıklarımızı çok iyi biliyor ve takip ediyorlardı. Orada son derece güvende olacağımızdan emindiler. Bizimle alakalı içlerinde en ufak bir şüphe dahi yoktu çünkü bizim birlikte yaşamaya alışkın bir arkadaş grubu olduğumuzu biliyorlardı.

Durum böyle olunca Aziz Amca benimle konuşmak istemiş, Ahmet Bey'i ben almaya göndermişti. Aziz Amcayla olan sohbetimizde, Yiğit'in etrafında daralan önlemlerden hiç hoşlanmadığı, eski bazı anılarından kaynaklanan sıkıntının geri dönmesinden korktuğunu Babasıyla açık açık konuşmuştu. Yiğit aynı zamanda bir Kale'ye benzeyen Dağ Evinde tek başına kapanmayı da istemiyordu. Aziz Amca uzun süredir bir çıkış yolu ararken bu Meksika işi de ortaya çıkınca, Recai Amca'dan bizim hazırlıklarımızla ilgili bilgi almıştı. Be sefer Recai Amca 'da bu Meksika işine dahildi. Durum böyle olunca Aziz Amca benimle konuştu, kafasındakileri sordu, onun neler yapabileceğini sordu, uzun ve güzel bir sohbetten sonra da Yiğit'i, Oğlunu bana emanet etti. Planlara göre Şubat Ayı sonunda bizimkiler hep birlikte ve bu sefer Meksika Projesinin önemine uygun bir şekilde Aziz Amcanın kendi özel uçağı ile Meksika'nın Başkenti MexicoCity 'ye uçacaklardı.

FIRTINA, Sezon XIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin