65

508 49 77
                                    

  Herşeyin başladığı yer...

  Aynı mevsim ama farklı gün ve saat...

  Tüm bedenimi saran rüzgar esintileri yine yerinde ve tek bir adımımı bekliyorlar belki de... Şiddetlenmeye devam etmişlerdi zaman ilerledikçe. Belki de o günü tekrar hatırlatmak istemişlerdi ama beynim bomboştu sanki... Her zamankinin aksine düşüncelerim doluşmuyordu zihnimde. Oysa çok ihtiyacım vardı şuan... 

  Tek bir adım ve kurtuluş...

  Tıpkı ablam gibi...

  Size daha yakın hissediyorum... Berke'de yanınızda mı? 

  Duyacaklarımdan korkmuştum. Belki de doğru kelime... Kaçmıştım? Çınar'ın gözlerindeki hüznü görmüştüm ama hastaneye gidip gerçekleri kendi gözlerimle de görmek istemiştim. 

  Bir parçamı daha gözlerimin önünde toprağa vermek istemiyordum... 

  Bir adım... Herşeyin bitmesi için sadece bir adım...

  "Hayır!" Ardımdan gelen güçlü sesin sahibi korkuyla irkilmemi sağlarken bacaklarımda bunu beklermişecesine güçten düşmüştü öylece. Ellerim soğuk taştan destek alırken gözlerimi kapatmış başımı önüme eymeştim. Kalbim delicesine çarpıyordu... 

  "Yaklaşıyorum?" Tepki vermek istiyordum, "Yaklaşma" demek ama beynim tüm yetilerini kaybetmişti sanki... Tepkisizce sesin sahibini beklemiştim öylece... 

  "Çok soğuk hava" Yere bıraktığım hırkamı elleri arasına alıp omzuma bıraktığında yaşadığım dejavu refleksle karşımdaki yabancıyı kendimden uzaklaştırmama sebep olmuştu. Tekrar bir deniz kenarında Çınar'ı hatırlatmıştı.

  Kafayı yemiş olmalıyım! Çınar'ı yalnız bırakıp nereye gidiyorum! Veda bile etmedim! Benim için nelere katlanmak zorunda şuan! 

  Nefesim hızlanmaya başlarken karşımdaki yabancıyı önemsemeden ellerimle yerden destek alarak kalkmış uçurum kenarından hızlı adımlarımla uzaklaşmaya başlamıştım. 

  "Bu saatte ormanda tek başına yürümeni önermem" Yedi yıl önce ve devamında bunu sıkça yaptım zaten...

  "Seninle gelmemi ister misin?" Cevap vermemiş olsam da ardımdaki adımlarını hissedebiliyordum. 

  "Seni nereden tanıyorum?" Tanımıyorsun... Sadece kameralara oynadığımı biliyorsun.

  "En azından teşekkürü hak etmiyor muyum?" Vakit kaybettiriyorsun! Çınar yalnız! 

  "Bekle bir!" Hemen ardımdan koluma uzanıp sıkıca tuttuğunda yanan canım yüzümün buruşmasına sebep olmuşsa da, karanlıkta fark etmeyecek olması lehimeydi.

  "Kimsin sen?" Gözleri tüm bedenimi incelemeye başlarken tek odağım yüzü olmuştu. Daha önce gördüğümü veya karşılaştığımızı sanmıyordum.

  "Teşekkür ederim" Kısık çıkmıştı sesim ama hemen gözlerimle buluşan gözleriyle duyduğuna emin olmuştum. 

  "Şehirde mi yaşıyorsun? Nasıl döneceksin?" Samimiyetle sormuştu. 

  "Bulurum bir yolunu" Sabah taksiyle gelmiş saatlerimi burada, denizi izleyerek geçirmiştim... Geri döneceğimi düşünmemiştim...

  "Evine bırakmamı ister misin?" Aynı anda hâla bileğimde olan elini fark etmiş yavaşça geri çekerken çekinerek sormuştu.

  "Orman çıkışına taksi çağırsan yeterli" Cüzdanımı bulabilmiş olsam da telefonumu bulamamıştım...

  Eminsizce bakmaya başladığında ise sahte tebessümümü sergilemiş "Zaman geçiyor" demiştim. 

Katilin Çizgisi | bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin