Kan Grubu

365 16 6
                                    


-Kenan biraz sakin olsan iyi olur. Bak, Ali Öğretmen  pencereden bizleri izliyor. Burada futbol oynuyoruz; ölüm kalım mücadelesi yapmıyoruz!

Kenan oralı olmadı. Ona göre, oyun sadece kazanmak için oynanmalıydı. Kazanmak için hırs şarttı. Hata yapanlara anında tavrını koyuyor, sert bir şekilde tepki veriyordu. Yalnızca takım arkadaşları değil, rakip takımdakiler de onun öfkesine muhatap olmaktan çekiniyorlardı. Zamanında pas vermeyenler, uygun pozisyonları gole çeviremeyenler, yavaş davrananlar Kenan'dan hemen nasiplerini alıyorlardı.
Zil çaldığında öğrenciler içten içe bir "oh" çektiler. Nihayet beden eğitimi dersiyle birlikte maç da sona ermişti.
Soyunma odasında üzerlerini değiştiriyorlardı. Kimi kırgın, kimi mahcuptu. Fakat hepsi de kan ter içindeydiler. Yorgun bir şekilde göz ucuyla Kenan'a bakıyorlardı. Aralarından biri çıkıp da ona karşı bu konuda bir şey söyleyemiyordu. Daha önce bir iki kez deneyen olmuştu bunu. Ama ağızlarının payını almış ve bu çıkışlarından dolayı bin pişman olmuşlardı.


Arda, elini yüzünü sildikten sonra bir köşeye oturdu. Ürkek ürkek Kenan'ı izlemeye koyuldu. Onunla sıra arkadaşıydı. Az önce biten maçta Kenan'ın takımında kaleciydi. Daha oyunun başlarında bir gol yemişti. Bunun üzerine Kenan küplere binmiş, öğretmenlerinin izlediğini bile bile ağzına geleni söylemişti Arda'ya.
Arda her şeye rağmen sesini çıkarmamış, üzgün bir şekilde oyuna devam etmişti.

Kenan 12. sınıf öğrencisiydi. Hem çalışkan, hem de çok başarılıydı. Üstelik, okuldaki öğrencilere göre daha cüsseli ve güçlü kuvvetliydi. Özellikle sıra arkadaşına kıyasla. Futbol dışında her zaman halim selim bir davranış sergilerdi. Kenan'ı, sahadaki hâlini hiç görmemiş olanlar, "çok babacan biri" diye tarif ederdi. Sınıfta ve okul bahçesinde bütün arkadaşlarıyla örnek bir uyum içerisindeydi. Ah bir de futbolu herkesten güzel oynamasaydı.

Son dersten çıkarken Din Kültürü Öğretmeni Ali Bey, Kenan ve Arda'ya seslendi:
-Acele bir işiniz yoksa beraber bir çay içelim. Biraz sohbet ederiz, ne dersiniz?
Kenan:
- Hocam, dedi. Bugün eve erken gitmek istiyorum. Bu çay sohbetini yarına bıraksak...
- Ali Öğretmen gülümseyerek:
- -İyi sen gidebilirsin, dedi. Biz Arda'yla beraber birer çay içeriz. Ne dersin Arda?
Arda "Olur." anlamında başını salladı.
Göz ucuyla Arda'ya bakan Kenan da:
- Yarın görüşürüz. deyip tek başına evin yolunu tuttu.
Yorgundu. Yürürken ayaklarını yerde sürüyor, âdeta yıkılmamak için gayret sarf ediyordu. Her adımda sırtındaki çanta sanki daha da ağırlaşıyordu. Sokağa girerken ikindi ezanı okunmaya başladı. Babası da eve dönüyor olmalıydı. Biraz bekleyip beklememek arasında bocaladı bir an. "Bugün çok yorgunum, evde karşılarım." diye düşündü. Adımlarını hızlandırdı. Ezan henüz bitmişti ki belediye hoparlöründen anons duyuldu:
--Dikkat dikkat! İstanbul Devlet Hastanesi'nde yatmakta olan bir hasta için A grubu Rh pozitif kana ihtiyaç vardır. Kan vermek isteyenlerin acilen Kan Merkezine başvurmaları rica olunur  Tekrar ediyorum; İstanbul Devlet . . .
Kenan durdu. Anonsun tekrarını dinlerken bir an gözlerini kapattı. Kendi kan grubu da A Rh pozitif idi. Sözü edilen hastane ise sokağın sonundaydı. Tekrar yürümeye devam etti. Villanın kapısına geldiğinde anons bir daha tekrar edildi.
Kenan tereddüt ederek evin ziline bastı. Kapı açıldığında Kan Merkezine gitme arzusuna karşı koymaya çalışıyordu. Aceleyle içeriye girdi. Kendisini karşılayan annesinin yüzüne bile bakmadan sırtından çantayı çıkardı. Salona doğru giderken:
-Bugün acayip yorgunum anne. Yemeğe kadar biraz dinlensem iyi olacak, dedi.
Annesi peşinden geldi. Kenan'ın bıraktığı çantayı alıp vestiyere koyarken:
-Oğlum,dedi. Deminden beri anons yapılıyor. Bir hastaya acilen kan gerekiyormuş. Senin kan grubun A pozitif değil miydi?
Kenan kendini kanepeye bırakıverdi. Annesine bakarak:
- Anneciğim, inan ki şu an hiç mecalim yok. Öğretmenle dışarı bile gidemedim. A sahi, az sonra hatırlat da gelmeyenlere ödevleri atayım.
Annesi ısrar etti:
-Yavrum, hastane hemen şurası... Acele, diyorlar. İnsanlık namına bir koşuversen ne olur sanki?
Kenan sesini yükselterek konuştu:
- Anne, yorgunum dedim ya! Hem bu koca şehirde bir benim kanım mı A pozitif? Elbet o gruptan birileri bu anonsu duymuştur. Merak etme, kan vermeye giden olur elbet.
Annesi sesini çıkarmadı. Mutfağa girdi. Kenan sırtüstü uzandığı yerden tavanı seyrediyordu. Vicdanı rahat değildi. "Gitsem mi acaba?" diye düşündü bir an. Yattığı yerden doğruldu. "Yok yok" dedi içinden. "Biraz uyuyayım, birazdan ödevleri atacağım zaten. Ondan sonra gider, kan veririm."
Gözlerini kapattı. Bu sırada, hoparlörden etrafa yine o ses yayılmaktaydı:
--Dikkat dikkat! İstanbul Devlet Hastanesi'nde yatmakta olan bir hasta için A grubu Rh pozitif . . .

Arken Taşı ☀️⭐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin