Ne olur anı olma.

61 6 0
                                    

-"Yeni günün ilk ışıklarından daha görkemli pek az doğal güzellik vardır. Gündoğumunun ya da ayın güzelliğini hayranlıkla izlerken, ruhum Yaratan'ın sevgisiyle dolup taşar."

-Peki ya yıldızlar anne? Bu ahenkte yıldızların da yansıması yok mu?
Gözlerime vuran güneş ışığı ile açılan kirpiklerim anında birbirine yapıştı. Bir bıçak gibi beynime saplanmıştı sanki.
Bu duyduğum felsefik sözler annemin sesinden miydi?

-Ne oluyor anne ya kapatın şu pencereyi.
-Ne penceresi lan dağın başındayız. Uyansana oğlum saat 2 oldu. Hani sen içmemiştin?  Hepimizden çok uyudun.

-Anne se- Cenk ?

-Anneni mi özledin sen yavrumm kıyamam.

Cenk abinin bana doğru eğilmesiyle  nerede olduğumu kavradım.

Aklıma geceden kareler gelmeye başladı. Altay, Semih, şarap derken Kenan...
B-beni öptü...

-KENAN?

Yanım bomboştu.
Hemen battaniyeyi üzerimden attım.
-Kenan nerede Cenk abi?
-Hocalarla yemek yiyorlar sanırım da ne oldu?
-B-birşey yok Abi. Benim hemen gitmem lazım.
-ÖNCE YATAĞINI TOPLASANA İTT OĞLU İT

-He abi ayynen ondan
-Bekle lan sen bekle

Üstümle uyuduğum için olduğu gibi yataktan fırlayıp yemek yediğimiz yere koştum.
Niçin beni kahvaltıya uyandırmamıştı?

Masada öğlen yemeğine oturmuş olan Barış, Ferdi, Ateş, İsmail,Kerem, Hakan Abi, Kenan ve diğerlerinin yanına yaklaştım.
Hafif titreyen sesime engel olamazken mırıldandım;
-Günaydın

Yan masadan Selin Öğretmen sesindeki hafif dalgayla bana seslendi;

-Sana da Arda. Erken değil mi ya? Uykunu aldın umarım?

- Hocam ya! Dün kaç mevta taşıdım çadırlara biliyor musunuz siz?

-Baran Hocanızda suç. Kimseye haber vermeden size izin vermiş. Reşitsiniz Allah'tan da sorun çıkmamış.

-Günaydın Arda'mm. İşte şimdi doğdu güneşim. Az daha kör karanlıkta boğulacaktım. Gel otur yanıma kankam.
Nasıl taşımış beni dün gece ballı kumralım.

Zoraki Ferdi'ye gülümsedim.
-Boşuna iltifat etme. Belim kırıldı. Okul çantamı üç yıl  taşısan anca  ödeşiriz.
-Ama çok tombik değilim ki. Sadece 67 kiloyum yemin ederim.

Ferdi, Selin Hoca'dan iki tane daha börek uzatmasını isteyince aralarında diyet konusu açıldı. Millet kulağı ikisine odaklamışken ben de fırsattan istifade cesaretimi topladım ve yanımdaki bedene fısıldadım;

-Kenan?
Parlayan gözlerini yüzümde gezdirdi;
-Efendim.
Bakışlarıyla nedense utandım.
-Ş-şey beni neden uyandırmadın?
-Çok derin uyuyordun. O yüzden bölmek istemedik.
-Peki şey ben akşam...

Konuşmamı bitiremeden ayağa dikilen  İsmail ve Kerem'le sustum.
-Kenan, bize çöp poşeti getir hocam. İsmail'le toparlayalım buraları.

Kenan başını kaldırmadan yanımdaki çöp poşetine uzandı ve Kerem'in eline tutuşturdu.

-Arda?
Omzumda hissettiğim elle başımı çevirdim.
-Arin?
-Akşam nasıl geçti? Keşke ben de gelebilseydim. Ateş anlattı. İyi içmişsiniz aşk olsun.
-Ah dün gece mi.. Evet çok fenaydı.

Bakışlarım istemsizce Kenan'ı buldu. Gözleri ben ve Arin arasında mekik dokurken eti kesiyordu.

- Biraz fazla içti bizimkiler. Patates çuvalı gibi sırtladık getirdik.

Arken Taşı ☀️⭐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin