Aklım gecenin başında kaldı!

95 8 13
                                    

-Ferdi hamile değilse ben de bir şey bilmiyorum.9 ay sonra dayı olabiliriz. Yeni ciro geliyor. Vatana millete hayırlı uğurlu olsun. Babası gibi hayvanatör anası gibi aksanlı olsun.

Kerem kendi yaptığı espriye kendisi kahkaha ile gülerken Altay, Kerem'in kendine vura vura, dövüne dövüne gülmesini izliyordu.
Hem de tebessümle..
İzle sen izle. Bu senin ömrünü yer kendininkine katar. İzle izle..

Ateş kafasını yerden kaldırıp Kerem'e cevap verdi;
-Ferdi hamile kalamaz ki?
İsmail Abi kaşlarını çattı;
-Salak mısın sen Ateş, niye kalamasın?
Cenk Abi derin bir "Ahh" çekti.

-He İsmail, kalır he kesin. Susun artık. Barış tecavüzcü Coşkun'a döndü.Kaldırın şunu! Semih miydin sen, neydi adın? Hah, gel yardım et! Ferdiii kalk lan işin bitti senin amk namus iffet kalmadı. Kalk çabuk. Ulan varya, bu kıvırcık ayıldığında bir şeyler hatırlarsa Barış'ı siker atar benden söylemesi.

-"Hep Barış mı yapacak bir kere de o Barış'ı halletsin ne yapalım." deyip Kerem'in kahkahalarına kaldığı yerden katıldı Ateş.

Kendilerince dalga geçiyorlardı. Çünkü Ferdi'nin hetero olduğunu bilmeyen Okulumuzda böyle şeyler normal karşılanmazdı. Ferdi'nin erkeklerden hoşlanması pek mümkün görünmüyordu. Barış için ne kadar üzgün olsam da, zor bela onu Ferdi'den ayırıp,çadıra götürüp yatırdım.

Aklıma gelen şeyle beynimden vurulmuşa döndüm ve hızlıca çocukların yanına koştum.

-BEYLER! BORA NEREDE?
-E burada değil mi?
-Burada mı?Off ne diyorsun İsmail Abi ya gözünü seveyim. Nerede Bora? Bizimle arabaya binmedi mi?
-La ben kendim ne zaman bindim onu hatırlamıyorum. Bir de o züppeyi mi gözetleyeyim?

Bora hariç tüm ekip yerde yatıyordu. Ateş'e bakınca bıkkınlık ve gülme hissiyle kafamı iki yana salladım. Hovarda ve aklı bir karış havada bir çocuktu ama çok titiz ve bakımlıydı. Yere ayık kafayla oturmuş olsa iki gün çamaşır suyunda beklerdi eminim. Ama şimdi sere serpe toprakta, İsmail Abinin altında kalmıştı.

-Ayy şimdi hatırladım. Affedersin Arda. Biz arabaya binerken o çocuk ben yürüyerek döneceğim dedi. Düşünceli görünüyordu ben de üsteleyemedim. Aceleydik zaten.

Konuşan Semih'ti. Arabayı o sürdüğü için niçin Bora'yı sarhoş hâlde bıraktığını sorgulayamazdım. Bizim sahip çıkmamız gerekirdi. Zaten bunları sağ salim getirerek beni büyük bir yükten kurtarmışlardı.

-Offf nerede ki bu? Sarhoş hâlde yolu bulur mu sence?
-Bulur Arda. Endişelenme. Hafızasında başka bir yer yok çünkü. Ne olursa olsun buraya dönecektir.
-Emin misin? Ya başına bir şey gelirse?
-Korkma buralarda bir şey olmaz. Az buçuk bilirim. Hadi ama, yapma lütfen. Gelir şimdi.
-Umarım gelir.

Aklıma Baran hocanın gruptan yazacağı geldi. Hemen elim cebime gitti ama telefonum yoktu. Unutmuşum almadığımı. Yerde bilinçsizce yatan Kenan'ın yanına yaklaştım. Tişörtün etekleri pantolonun cebini kapatmıştı. Çekmek için hafifçe yukarıya sıyırdım. Çıplak teni gözlerime değince kirpiklerimi kırpıştırıp hızlıca telefona uzandım.
Güç düğmesine bastım ve ekranı yukarıya kaydırdım. Beklediğim gibi kilitliydi.
"Geçerli bir harf girin"
Bilmeme imkan yoktu bence.
Cebine geri koyacağım sırada yanan parmak izi sensörü ile gülümsedim.
Kenan'ın elini elime alıp işaret parmağını okuttum.
Telefon açıldı.
"Bora'nın numarasını kaydetmiş mi acaba?" Biraz B harflerinde gezinsem de ismi gözüme çarpmadı. Bu yüzden son çare WhatsApp'tan okul grubuna girip oradan almaktı.
Biraz garip hissetmiyor değildim. Çünkü ne kadar iyi arkadaş olsak da telefonunu izinsiz almamıştım.
Sohbetlerin en üstünde
Mine ve bir iki kız aşağıda ise okuldan çocuklar vardı.
İçim içimi yese de hiçbirine tıklamadan okul grubunu arattım.

Arken Taşı ☀️⭐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin