Temizlik güzeldi. İmandan gelirdi bir kere. temiz yerde oturmak güzeldi, temiz olmak güzeldi, temiz görünmekte öyle...ama temizlik yapmak berbattı, yorucu, sıkıcı insanı bunaltan bir şeydi. Sinirlerini geriyor bir kere, annesi evde temizlik yaptığında giderdi yanına, 'sen ne diye yapıyorsun? Evde çalışanlar var onlar yapsınlar.' derdi. Annesi de cevaben, 'temizlik yapmak beni rahatlatıyor, dertten tasadan uzak tutuyor bir süre.' demişti ama annesinin dediklerinden hiç biri yoktu bu işin içinde. Şayet Özmen cinnet geçirmek üzereydi.
Elinde tehlikeli bir silah varmışçasına masanın üzerine koyduğu sarı temizlik bezine ölümcül bakışlar atmaktan kendini alı koyamadı. Ellerini tekrar beline yerleştirdiğinde artık bu eylemin canını yaktığını fark etti çünkü bu gün bu hareketi çok sık yapmıştı ve her seferinde parmaklarını etine batırıyordu. Her zaman olduğu gibi yine sinirliydi...Sinirli ve patlamaya hazır bir bomba. işin Can sıkan tarafı patlasa bile hasarı sadece kendine verebilecek güce sahipti. Aman ne güzel!
Yerde acıyla inleyip sürünen Devran gözüne iliştiğinde koşarak karnına tekme atma isteğiyle yanıp tutuştu ama gözlerini kapatıp bu kadar cani olmadığına ikna etti kendini. Yaklaşık beş dakika önce ütü yapacağını söyleyip, ütünün ısınıp ısınmadığını kontrol etmek için yanağını seçmişti ve artık yüzünde kocaman yanık iziyle birlikte aptallığı yüzünden o, safir gözlü şeytan hastaneye gitmesine bile izin vermemişti ama acımış olacak ki, gidip yanık kremi almıştı fakat Devran'da inada bindirmişti kullanmıyordu ve acıyla evin içinde sürünüyordu.
"Özmen'im bu süpürgenin en başta hurdalıkta gözü olduğunu biliyordum." Yan odada olmasına rağmen karşı ülkelere sesini duyurmaya çalışan Mirza'nın cırtlak sesi bütün evde yankı yapmış ve kulaklarına silahlı saldırıda bulunmuş gibi can yakıcı bir ifadeye büründü yüzü.
"Ne yaptın gerizekalı?" Esmer gençte hafif bağırmıştı ama Mirza'nın baskın sesine karşı onunkisi ufak mırıltıdan ibaretti.
Mirza son nefesini verdiğine emin olduğu makineyi ayağıyla dürtüp elini çenesine yasladı. "Bozuldu, ama dikattini çekerim bozdum değil bozuldu." Belki tamir ederim diye açıp etrafa dağıttığı parçalarına birkez daha göz gezdirdi.
"Peki ne yaptı da bozuldu?" Evet Özmen bunun cevabını merak ediyordu, şayet geçerli bir neden yoksa ortada o, süpürgenin hortumlarını Mirza'ya takıp etrafın tozunu akacaktı.
"Valla bilmiyorum. Mavi don vardı koltuğun üzerinde bende elimi sürmek istemediğim için süpürgeyle çektim. ıkınıyor gibi sesler çıkardı, yardım olsun diye boruda kalan donu ittim, sonrası...sonrası yok, kendi elektriğine tutuldu birazcık titredi ve sinirlenmiş olacaki tepesinden dumanlar çıktı." Umursamaz bir havayla söylenerek salona adım attığında sinirden kıp kırmızı olmuş adamı gördüğünde eriyip yok olacağını sandı. Yüzündeki dalga geçen ifadeyi derhal silip tatlı olduğunu umduğu şekilde gülümsedi. Ellerini önüne siper ederek geriye kaçmak isteyen adımlarını zorlukla tutabildi. "Yav Özmen'im sen neye sinirlendin bu kadar?" Yardım için etrafta gezinen gözleri yerde sürünen Devran'ı gördüğünde yerle bir oldu. Bundan hayır gelmezdi, anca kendi salaklığıyla baş edebilsin. "don senin miydi? Valla Sungur'un sandığım için çektim süpürgeyle. Kızma yenisini alırım ben sana hemde en renkli sinden." İkna çabaları hedefine ulaşmazken, başka birinin dikkatini çekmişti.
"Niye senin Özmen'inin donu donda, benim kardeşimin ki hortum mu? Git çıkar süpürgeden Sungur'umun donunu çabuk. Oruspuya bak adamın evinde eşyasını yok ediyor. Yedirir miyim lan." Devran'ın tek gözünü açarak söylediklerinden sonra Özmen karşısındaki duvara kaç kilometre hızla çarparsa öleceğini hesaplamaya koyulmuşken, Mirza ağız dolusu kahkahasını evin yankısına sundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Ağıt Yeşerdi Dallarımda (BxB)
Novela JuvenilOnun hayatı önceden kamera arkası görüntüleri gibi eğlenceli görünen ama boş ve anlamsızdı. Küçük sorunlar onun için aşılamayan karlarla kaplı dağlar gibi geliyordu. Ta ki ağabeyinin sevdiği kızı kaçırmasının faturası ona kesilene kadar. Kalbinin k...