1.1

131 35 6
                                    

"Chan" diye mırıldandı sarışın genç. Chan ise gülümseyerek arabanın kapısını kapatarak hemen yanına geldi.

"Beğendin mi minik süprizi?" diye sordu. Felix gülmüş, ona dönerek "Ya Chan, bizi çok istediğim müzeye getirmişsin. Tabiki de çok beğendim"

Boynuna sarılması ile Chan da kollarını ona doladı. "O minik sohbet arasında aklında kalması da gözümden kaçmadı" diyen Felix ile gülmüşler, müzeye girmişlerdi.

"Ne kadar vaktimiz var?" diye sordu Chan. "Tam olarak iki buçuk saatimiz var" dedi Felix de.

"Sunum olmasa ekerdim aslında ama-" diyeceği sıra Chan sözünü kesti. "Yok yok, derslerine gideceksin Felix"

Felix gülmüş, "Peki" diyerek Chan'ın koluna girmişti. İkisi müzeye gezmeye başlarken beraber yorumlar yapmış, bir kaç fotoğraf çekinmişlerdi.

"Hepsi o kadar güzel ki" diye iç çekti Felix, önünde ki tablonun fotoğrafının çekti ardından, "Bunu Hyunjin'e göstereceğim"

Arkada, yüzünde bir gülümsemeyle onu izleyen Chan yanına adımlamış, "Yarım saatimiz var, yolda bir kafe date?" diye sormuştu.

Felix gülmüş, "Mükemmel olur" demişti. İkisi beraber müzeden çıkıp, arabaya bindiler.

Üniversiteye doğru giderken Chan yoldan ikisine kahve almış, kahvelerini içerken sohbete devam etmişlerdi.

Önüne geldikleri bina ile Felix kısaca büyüğünün boynuna sarıldı, "Bugün için teşekkür ederim, gerçekten"

"Teşekkür etmelik bişey yok ki" diyen Chan ile omuz silkti. Chan gülmüş, başında ki şapkayı çıkarıp Felix'in saçlarına takmıştı.

Gözlerini kırpıştıran genç ile "Hadi dersine yetiş" diyerek göz kırptı. Felix kızaran yanakları eşliğinde gülerek arabadan inip arkadaki eşyalarını aldı.

Son kez Chan'a el sallaması ile hızlı adımlarla kendi fakültesine doğru adımlamaya başladı.

Günleri koşturmalı geçerken son dersinden çıkan Seungmin keyifle gerindi.

"Şimdi sırada Jisung ve Hyunjin'i halledeceğiz" diyerek ilerlerken arkadan gelen Jeongin'in sesi ile durdu.

"Hey Seungmin"

Omzuna dolanan kol ile dudaklarını birbirine bastırıp büyüğüne baktı. "Selam hyung, son dersinden mi çıktın sende?" diye sordu.

"Aynen öyle, çok yoruldum gerçekten" dedi esneyerek. Seungmin gülmüş, beraber ilerlemeye başlamışlardı.

"Abin bu gece kütüphane de eve geç gelirmiş, bırakayım mı seni?"

Seungmin iç çekti, "Sabahlamaz umarım ya" demesi ile "Umarım, Changbin onu cidden geriyor"

"Onu dövsene" demesi ile güldü siyah saçlı. Omzundan elini çekip sigarasını almış, yakarken "Hangisini kast ettin bilmiyorum ama ikisinide dövemem gibi" demişti.

Seungmin ise yüzünü buruşturup, "İçme ya şunu!" dedi. "Sanane" demesi ile "Rahatsız oluyorum ya!" diye bağırdı.

İkisi atışırken, "Seungmin!" diyerek önlerine çıkan Hamin ile durdular. "Evet Hamin?" diyerek yapmacık bir gülüş takındı genç.

"Yarın sevgilim, Jiwon ve Lia ile kafede buluşacağız, çift date yani. Sizde gelsenize?" diye sordu heyecanla.

Jeongin kaşlarını çatarken, Seungmin şirince gülümsemiş siyah saçlının koluna girmişti.

"Güzel olabilir, sen ne dersin sevgilim?" diyerek jeongin'e baktı.

Jeongin anında kendini toparlayıp, "Uyar bana da güzelim" demişti. "Harika! Ben sana bilgi veririm gene. Görüşürüz!"

Love Tropes // Skz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin