0.5

224 46 26
                                    

Alarmının sesi ila kalkan kahve saçlı genç, kolunu uzatarak alarmı kapattı. Bir süre daha gözleri kapalı bir şekilde durmuş ardından yattığı yerden kalkmıştı.

"Of"

Söylenerek banyoya gidip elini yüzünü yıkadı, dün gece duş aldığı için onu es geçip odasına geri girerek direk üzerini değiştirdi.

Çantasını da omzuna alıp odasından çıkmış, sessiz evde mutfağa geçmişti. Minho belirli günlerde ondan önce çıkıyordu, buna ragmen Seungmin için her zaman kahvaltı bırakır yanında da dikkatli ol temaları notlar olurdu.

Bu sefer kahvaltının yanında not olmaması ile iç çekti Seungmin, masaya oturup kahvaltısını yapmış, ortalığı toplayarak evden çıkmıştı.

Üniversite çok uzak olmadığı için yürümeyi tercih etmişti, yolda kendine kahve alıp devam ederken "Pşt" diyen sesle arkasına döndü.

"Günaydın sahte manitam" diyerek dalga geçti Jeongin. Seungmin göz devirmiş "Günaydın hyung" demişti.

"Motoruna ne oldu?" diye sordu ardından, Jeongin sigarasını dudaklarına götürürken cevapladı "Bakımda ya, bir süre bu şekil" dedi.

Seungmin başını sallamış, gelen rahatsız edici koku ile "İçme şunu ya!" diye çıkışmıştı. Jeongin gülerek bir nefes daha aldı "Alış alış, bırakmam ben öyle"

Küçüğünün burnunu sıkması ile Seungmin çığlık atarak elini itti, "Ya acıdı manyak! Yapma şöyle!" dedi.

Jeongin yüzünü buruşturup önüne döndü, "Ne fark ettim biliyor musun Seungmin" demesin ile Seungmin burnunu okşarken "Ne farkettin?" diye sordu mızmız tonda.

Güldü kısaca siyahlı, " Çok sesin var, sürekli bağırınıp duruyorsun"

Seungmin hışımla başını kaldırıp "Hiçte bile!" demiş daha sonra duraksamıştı. Jeongin kahkaha attı "Aynen böyle işte! Gerçekten çok sesin var be" dedi.

Seungmin dudaklarını büzüp "Ne yapayım ya sanki bilerek" demişti. Jeongin biten sigarasını ayağı ile ezmis, "Dalga geçiyorum minik, başta bi rahatsız ediciliği vardı ama alıştım" demişti.

"Ha ha" diyen Seungmin hala sinirli bir şekilde ilerliyordu, Jeongin ise gülüp onu takip etmeye devam etti.

Üniversiteye girip fakültelerine doğru yürürken, "Abin ile konuştun mu peki?" diye sordu Jeongin.

Seungmin etrafına bakınırken tedbir amaçlı Jeongin'in elini tuttu, Jeongin ise onu bozmayarak ayak uydurdu.

"Hayır konuşmadık hiç, onu gördüğüm an özür dileyeceğim zaten. Çok ileri gittim, istemeden çıktı hepsi"

Jeongin başını salladı "İkinizinde haksız olduğu kısımlar var, eminim halledersiniz ama birbirinize bağlısınız"

Dudaklarını büzdü kahve saçlı genç, "Abim çok üzüldü ama kesin ya, ne yapsam ki"

Jeongin güldü ona, abisini göstermesede çok seviyordu minik. "Puding al puding" demesi ile Seungmin parlayan gözlerle ona baktı.

"Sen dahisin!" diyerek şak diye yanağından öpmüş, "Ben bunu halledeceğim!" diyerek koşarak kafeyaryaya gitmişti.

Jeongin ise öpücüğün etkisinde olduğu yerde dona kalmıştı, elleri yanağına giderken garip hisle yerinde kıpırdandı.

Minho ise son dersin çıkmış, Jeongin'e kütüphanede olacağım temalı bir mesaj atmıştı. Omzundan düşmek üzere olan çantayı düzeltip telefonunu cebine attı.

Love Tropes // Skz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin