Mediada Psyche ve Alexander'ın giydiği kıyafetlerin fotoğrafları var.
[][][][][][]
Aradığım kıyafeti bulmak için çok uğraştım. Elbiseyi yatağa serdiğimde bu elbisenin ne kadar mükemmel olduğunu düşündüm. Annem 19.yaş doğum günü hediyesi olarak almıştı. Bu elbiseyi doğum günümden bir yıl önce gördüğümde çok beğenmiştim. Hediye paketini açtığımda gerçekten şaşırmıştım, bu elbiseyi almalarını beklemiyordum. Saks mavisi renginde, dantelden yapılmış, beli saran uzun bir elbiseydi. Diz kapağının üzerine kadar gelen yırtmacı, dirseğe kadar gelen kolları vardı. Altına da altın rengi ince topuklu ayakkabı giydim. Saçlarımı da hafiften topuz yaptım. Geriye kalan tek şey makyajımdı. Toprak renginde biraz koyu bir far kullanarak gölgelendirme yaptığımda hazırdım.
Daha yarım saat vardı. Gelene kadar çantamı da hazırladım. Parfümü sıktığımda telefona mesaj geldi.
"Aşağıdayım."
Son bir kez aynada halime bakarken gülümsemekten alamadım kendimi. Güzel olmuştum. Kapıdan çıkarak arabanın yanına doğru ilerledim. Arabaya yaslanmış bekliyordu. Bana doğru baktığında her santimimi aklına kazıyormuş gibi inceliyordu. Lacivert ceket içine beyaz gömlek, siyah pantolon giymişti. Ceketin yakası siyah renkte olduğu için pantolonla yakışmıştı. Farkında olmadan kıyafetlerle çok uyumlu bir çift olmuştuk.
"Geç kalıyoruz sanırım." dedim incelemem bittiğinde. Konuşmamla dünyaya geri dönmüştü.
"Gözlerimi senden ayıramıyorum. Çok... mükemmel olmuşsun."
"Teşekkür ederim, sen de çok yakışıklı olmuşsun."
Kapıyı oturmam için açtığında teşekkür ederek oturdum. Kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna geçti. Arabayı çalıştırarak gideceğimiz yere doğru sürdü.
"Bu kadar çok güzel olmanı beklemiyordum. Birileriyle kavga edersem bu senin suçun."
Kendimi gülmekten alamadım. "Kavga edişini izlemek çok keyifli olurdu."
Birkaç saniyeliğine gözünü yoldan ayırdı. Gözlerinin içi gülüyordu. Benim de öyleydi belkide.
"Başka şeylerle keyifli olmanı isterdim, basit bir kavga yerine."
Bu lafındaki imayı anlayınca kahkaha atmamak için zor tuttum kendimi. Ah bu erkekler...
"Basit mi? Yüzündeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum."
"Ben de." dedi fısıldayarak.
Şık bir restoranın önünde durdu. Arabadan çıkarak anahtarı valeye teslim etti. Koluna girmem için kolunu uzatmasını bekliyordum ama öyle bir davranışta bulunmadı. Yan yana yürürken elimi belimde hissettim. Ona baktığımda hafif bir tebessümle karşısına bakıyordu. Restorana girdiğimizde gözleriyle etrafa bakınıyordu. Birkaç kişi bize doğru bakınca belimdeki eliyle beni kendine doğru çekti. Daha şimdiden adamlara öldürme mesajlı bakışlarını atıyordu.
"Hoş geldiniz. Buyurun size masanızı göstereyim." diyerek masaya doğru ilerledi garson.
Alexander'ın gözleri adamlarda olduğu için gelen garsonu görmemişti bile. Beni bu kadar sahiplenen adamı dürterek garsonun peşinden ilerledik. İki kişilik ufak ama şık bir masaydı. Masanın üzerinde adını bilmediğim birkaç şarap ve sular vardı.
"Şarap?" diye sordu garson. Ben tadlarını bilmediğim için seçimi ona bıraktım. Kırmızı şarabı seçmişti. Garson içecekleri doldurduktan sonra menüleri getirdi. Çok şık bir restoran olduğu bu menüden gayet açıkça anlaşılmaktaydı. Hayatımda duymadığım yemek adları vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Kolyesi
ChickLitSıradan bir hayatım olabilir. Ama herkes Reiki öğrenemez. Reiki bambaşka bir şeydi. Anlatılamayacak kadar kusursuz. O, benim hayatımı tamamen değiştirmişti. Hayallerim imkansız değildi. Rüyalar, yaşayacaklarımın önizlemesi gibiydi. Artık hayallerim...