Kapıdan içeri girdiğinde her kes ona bakıyor, her görüşte fısıldıyor ve kıkırdıyor. Bu Hwang Hyunjin için normal bir gündü.
Hyunjin arkadaşıyla birlikte koridorlarda dolabına doğru yürürken kızların göz ucuyla ona baktığını gördü. Sonunda dolabına ulaştı ve dolabını açtığında yere pembe bir kağıt parçası düştü.
"Başka bir aşk itiraf mı?"
Hyunjin kağıdı alıp ona bir göz atarken arkadaşı Minho arkasını gösterdi. Arkasını döndüğünde duvarın arkasından bakan kızı gördü ve gözleri buluştuğunda kız utanarak saklandı. Hyunjin iç geçirdi, kağıt parçasını katladı ve cebine tıktı.
Hyunjin görünüşü yüzünden liseden beri itiraflar alıyordu. Üniversitenin ilk günü ve her şey yeniden başlıyordu. Bu aşk mektublarından gerçekten bıkmıştı.
"Evet buldum, hadi gidelim."
Hyunjin ihtiyacı olan şeyi dolabından çıkarıp kapıyı kapattı ama arkasını döndüğünde biriyle çarpıştı.
"Hey, lütfen nereye gittiğine dikkat et."
Çocuklardan biri sakin bir sesle çocuğu omuzlarından tuttu. Omuzlarından tutulan çocuk diz çöktü ve Hyunjin sadece kitaplarını alacağını düşündü. Ama onun yerine yerdeydi ve sanki eşyalarının nerede olduğunu bilmiyormuş gibi yerleri yokluyordu.
Hyunjin çocuğun yanına diz çöktü ve kitaplarını almasına yardım etdi. Ayakta duran kahverengli saçlı, sincaba benzeyen çocuk da yere çökmüş çocuğun kalkmasına yardım etti.
Hyunjin, diğer çocuğun kitaplarının bulunduğu kolunu uzattı ve sincaba benzer çocuk konuştu.
"Kitaplarını uzatıyor."
Hyunjin'in neden olup bitenlerin kendisine söylenmesi gerektiği konusunda kafası karışmıştı ama bunu sorgulamadı. Diğer çocuk yavaşça ellerini uzatıyor ve parmak uçları not defterlerine dokunana kadar ellerini hareket ettiriyordu.
Çocuk kitapların çarpıştığı kişiden alıyor ve sıcak bir gülümseme sunuyor."Oh, teşşekür ederim kitapları toplamama yardım ettiğiniz için"
Hyunjin çocuğun sesine şaşırmıştı, sakin ve tatlıydı ama Hyunjin'in beklediğinden çok daha derindi.
"Peki, adınız ne?"
Bu soruya iki çocuk biraz şaşırmış görünüyordu. Bozıntuya vermeyerek sincab çoçuk konuştu.
"Ben Jisung."
Jisung bunun üzerine diğer çocuğun omzunu dürütüyor. Hyunjin'in çarptığı çocuk omzundan dürütmesiyle konuştu.
"Bende Felix"
Yumuşak bir şekilde cevap vermişti. Ama bu olaya Hyunjin anlam verememişti.
"Peki ya arkadaşın?"
Jisung olup biten her şeyi izleyen Minho'yu işaret ederek sordu. O sıarda Jisung'un elini sıkarak.
"Ben de Minho memnun oldum."
"Ah, bu arada bu Felix."
Hyunjin, Felix'in kaşlarının ona devam etmesi için bir işaret olarak biraz kalktığını görünce şöyle dedi.
"Gözlerinizi sevdim gerçekten çok güzeller."
Felix ve Jisung Hyınjin'in bu tepkisine donarak kalmıştılar onu tekrar omuzlarından yakalayarak onu Hyunjin ve Minho'nun yanlarından uzaklaştırdı.
Hyunjin ve Minho bir birine şaşkın şekilde bakıştılar ama omuz silkip zilin sesiyle il derse doğru yürüdüler.
Hyunjin sınıfa girdiğinde yanındaki boş masa artık koridorda çarptığı çocukla dolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blind White Prince★Hyunlix
Fanfiction⚘˙𝐀𝗌𝗄 ᑯ𝖾ᑯ𝗂𝗀𝗂𐓣 𝗌𝖾𝗒 ɦ𝖾𝗒𝖾𝖼α𐓣 ᑯⱺᥣυᑯυ𝗋, 𝗒ⱺ𝗀υ𐓣ᑯυ𝗋, ɦ𝖾𝗒ᑲ𝖾𝗍𝗂𝗒ᥣ𝖾 𝗀öƶü𐓣ü 𝗄ö𝗋 𝖾ᑯ𝖾𝗋 𝗂𐓣𝗌α𐓣ı𐓣. 𝐘αᥣ𐓣ıƶ ᑯ𝖾𝗀𝗂ᥣ𝗌𝗂𐓣 ᑲ𝖾𐓣ᑯ𝖾 𝐚𝐬𝐤ı𝐧𝐝𝐚𝐧 𝐤ó𝐫ú𝐦˙ʚ୧ "Hyunjin, üniversitedeki yakışıklı ve popüler çocuk olarak biliniyo...