Chapter 5: Have You Met Jongin?

8 4 1
                                    

Song of this chapter: Sufjan Stevens - Visions of Gideon.

Jongin pek iyi uyuyamamış, bir sağa bir sola dönerek yarı uyanık bir halde geceyi geçirmişti. Yaşadığı öfke patlaması ve stresin sonucuydu bu. Öfkelenmenin kimseye bir faydası olmadığını çok iyi bilsede artık kendini tutamamıştı. İçinde hissettiği huzursuzluğun sebebini anlamaya çalışıyordu.

Beş dakikadır öylece elinde duran espressoyu sonunda makineye taktı ve kendine sabah kahvesini hazırlamaya başladı. Gözünün ucuyla saate baktı. Bugün kafeyi bir saat geç açmıştı. Derin bir nefes alıp, omzunu silkti ve elini göğsüne doğru götürdü. Kalbinin üstündeki ağırlığı anlayamadı sanki nefes alamıyordu.

Günün ilk müşterisi içeriye girer girmez Jongin hemen toparlandı ve yüzüne sıcak bir gülümseme yerleştirdi. "Günaydın, hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabilirim?"

Dev gibi uzun, geniş omuzlu, beyaz tenli adam sıcakkanlı bir şekilde gülümsedi. "Günaydın! Teşekkürler." Gözleri dolaptaki poğaçaya kaydığında parmağıyla işaret etti. "Dört tane rica edebilir miyim? Paket olacak."

Jongin gülümseyerek başıyla onayladı. Eline eldivenlerini takıp poğaçaları özenle yerleştirdi. Kutuyu paketlerken adama tekrar baktı. "Güzel bir seçim yaptığınızı söylemeden geçemeyeceğim. Başka bir şey var mıydı?"

"Bir kez yemem yetti, yeni bağımlılığım gerçekten de. Sanırım siz yapıyorsunuz?"

Jongin'in kafası karıştı daha önce bu kişinin kafeye geldiğini anımsamıyordu. Müşterisinin sorusunu yanıtsız bırakmayarak başını salladı. "Hmhm, kendi tarifim."

Adam bir anda bir şey hatırlamışçasına elini alnına götürdü. "Ah, az daha unutuyordum. Neydi adı..." Duvarda asılı olan menüye baksada içeceğin adını hatırlayamadı. "Çok özür dileyerek biraz bekleteceğim bir arkadaşıma alıyorum da." Cebinden telefonu çıkarıp bir şeye baktıktan sonra telefonu tekrar cebine koydu. "Heh, bir tane de Greenora Tropical Berry alabilir miyim lütfen?" Otuz iki diş sırıtıyordu.

Jongin duraksadı. Sanırım bu yeni yüzü aslında tanıyordu hatta dün gece tanışmıştı denilebilirdi. Kutuyu tezgaha koyarken gülümsedi, durumu anlamaya çalışıyordu.

"Seçimleriniz kafemizin en iyilerinden gerçekten fakat daha önce geldiğinizi hatırlayamıyorum." Bir yandan içeceği hazırlarken diğer yandan adam ile göz kontağı kuruyordu.

"Arkadaşım kafenizin müdavimi, poğaçanızla da onun sayesinde tanıştım."

Jongin bir an duraksadı. Sehun'a poğaçayı verdiği günü hatırladı. Kalbinin üzerindeki ağırlığın arttığını hissetti. Puzzle parçaları birleşerek asıl görüntüyü ortaya çıkarıyordu. Greenora, Sehun'un favori içeceğiydi ve gelen kişi dün gece yanında gördüğü o kişiydi. Jongin gülümsemeye devam etsede saliseler içerisinde aklından binlerce düşünce geçmişti. Neden olduğunu bilmediği bir şekilde üzgündü. Sehun'un ona ikram edilen poğaçayı yememiş olması mıydı onu böyle üzen?

"Chanyeol?"

Jongin tanıdık sese doğru baktığında kaşlarını çattı. Taemin neden buradaydı ve müşterisini nereden tanıyordu?

Chanyeol arkasını döndüğünde karşısında Taemin'i görmeyi beklemiyordu. "Hey! Dostum, ne işin var senin burada?" Samimi bir ses tonuyla cevap verirken uzun kollarını Taemin'e sararak sırtını patpatladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

That Coffee ShopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin