Ailesi olmadan geçirdiği bu bir haftada ablasının sözünü dinleyip daha az ders çalışmıştı Jungwon. Daha mutlu geçirmişti, özgürdü.
Babasıyla annesi eve döndüğü gün odasından çıkmadan ders çalıştı. Eski temposunu kaybetmeyip finallerde iyi yapması gerekiyordu.
Pazartesi okula gitmek için evden çıkmıştı. Gece yağan yağmurdan sonra biraz yürümek istemişti. Kahvaltı yapmadığı aklına gelince geçen hafta gittikleri kafeye gitti. Geçen sefer kahvelerini hazırlayan esmer baristanın orda olmasını umarak içeri girdi. Şanslı günündeydi.
Siparişini verdi beklemeye başladı.
"Okulun erken başlıyor sanırım."
Sohbet açmak isteyen baristaya bakmadan cevabını verdi.
"Pek sayılmaz. Sabah yürüyüş yapmak hoşuma gidiyor."
"Geçen hafta arkadaşlarınla gelmiştin değil mi? Sunoo'nun arkadaşısın, ben de Sunghoon'un arkadaşıyım. Adım Jay."
"Ben de Jungwon, tanıştığıma memnun oldum."
"Ben de öyle. Kahven hazır, afiyet olsun"
Kahveyi Jungwon'a uzattı ve birkaç adım geri çekildi. Jungwon kahveden büyük bi yudum aldı.
"Buraya gelirken umarım sen varsındır diye içeri girmiştim. Kahvelerin gerçekten çok güzel."
"Teşekkür ederim."
Jay susmak istemedi. Jungwon'la yakınlaşma şansı yakalamıştı ve kaçırmamalıydı.
"Ne okuyorsun?"
"Psikoloji, 2. sınıfım. Sen?"
"Ben de Hukuk'ta son sınıfım."
"Stajların yok mu? Ayrıca derslerin de yoğundur ama burda çalışıyorsun."
"Stajları yazın bitirdim. Sen hangi okuldasın?"
"Ulusal Seul Üniversitesi."
"Ben de ordayım, belki ders saatlerimiz aynıdır, bugün kaçta başlıyor?"
"9'dan 1'e kadar. Sonra akşam 5'ten 7'ye kadar var."
"İstersen 9'daki dersine ben bırakabilirim, aynı saatte benim de var."
"Senin için sorun olmayacaksa olur."
"Yok canım ne sorunu, uğraşma sen."
Otobüslerle uğraşmayacağı için çok mutlu oldu Jungwon. Fakülteye yürürken arabayla yanından geçenlerden korkmayacaktı bugün. Hepsi Jay'in sayesindeydi.
O ikisi sohbet ederken kafeye biri geldi. Jay anında söylenmeye başladı.
"Hyung! Hani sabah erken kalkıp benimle gelecektin?"
"Gece oyundan kalkamadım, hala çok uykum var."
"Hızlıca ayıl, yarım saate tek kalıcaksın. Okulum var."
"Jake gelmiyor mu?"
"Onlar Sunghoon'la gece uyumadılar. Uyanır uyanmaz okula gider ikisi de."
"Bugün de yalnızım o zaman, her zamanki gibi!"
"Sen yine depresyona girmeden git önlüğünü giy."
Büyük olan yaylana yaylana kasanın arka tarafındaki odaya gitti. Jay, yeniden Jungwon'a döndü. Jungwon telefonuna bakıyordu.
"Kedi gibisin."
"Biliyorum, herkes aynısını diyor. Sever misin kedileri?"
"Çok severim ama maalesef alerjim var."
"Üzüldüm."
"Çok sorun olmuyor, sadece sokaktaki kedileri sevemiyorum o kadar. Eve gidince Gaeul'la Layla'yı sevebiliyorum."
"Gaeul'la Layla?"
"Gaeul Sunghoon'un, Layla da Jake'in köpeği. 3'ümüz tek evde 2 köpeğe bakıyoruz."
"Zor olmuyor mu?"
"Alıştık."
"Benim de var köpeğim."
"Ne güzel! Adı ne?"
"Maeumi, ablamla birlikte bulduk."
"Çok güzelmiş."
O kadar dalmışlardı ki sohbete, okula gideceklerini Heeseung hatırlatmıştı. Arabaya binip yola çıktılar.
"Çıkışta nasıl döneceksin?"
"1'le 5 arasında kütüphanede olucam. 7'de derslerim bitince de otobüsle eve dönücem."
"Otobüsle uğraşma, ben alırım seni."
"Gerçekten gerek yok hyung, şu an bıraktığın için de mahcubum zaten. Akşam üstü işin vardır senin, hiç uğraşma."
"İşim yok, buralarda olucam. Seni de alırım."
"Hyung-"
"Akşam 7'de psikoloji fakülte binasının önünde bekliyor olucam, konu tartışmaya kapalı."
Jungwon, hayatı boyunca bu kadar nazik biriyle tanıştığını hatırlamıyordu. Hatta tanışmak ne kelime? Görmemişti bile bu kadar nazik biri. Jay onun gözünde kurtarıcı melek haline geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
barista ~jaywon~
Fanfiction"Hayatın boyunca istediğin her şeyi hemen elde etmişsin ama şimdi olmayınca nasıl da sinirleniyorsun? Şu haline bak, acınasısın! Sabah senden özür diledim, nedenini merak etmiyor musun? Ben söyleyim hemen... Çünkü o öpücüğün devamını getiremeyeceğim...