tokyo drift | ushijima wakatoshi

soyunma odası

Maç çok çekişmeli geçiyordu. 32'ye kadar uzamıştı. Karasuno öndeydi. Eğer bir sayı daha alırlarsa kazanacaklardı.

Shiratorizawa'nın bir sayı daha almasıyla maç 33'e uzadı.

"Hayatımda bundan daha heyecanlı bir şey görmedim." Suzumi'nin hayranlıkla konuşmasına güldü Kiyoko.

"Bir sürü maç izledim ama her seferinde daha heyecanlı oluyor. Her seferinde daha da gelişiyorlar."

Shiratorizawa'nın art arda iki sayı almasıyla kazanan Shiratorizawa olmuştu.

Herkes sırasına geçti. Oyuncular el sıkıştı ve herkes soyunma odasına ilerledi.

"Hadi gel bizde gidelim." Kiyoko, Suzumi'nin elinden tuttu ve diğerlerinin arkasından gitmeye başladılar.

"Ama orası erkek soyunma od-" sözü bir anda odaya girmeleriyle yarıda kalmıştı. Çocuklar yarı çıplak bir şekilde duruyordu ama bunu kimse umursamıyordu.

Alışmışlar, diye düşündü Suzumi. Ama kızaran yanaklarına engel olamadı yine de.

Yüzünü yıkama ihtiyacı duydu.

"B-ben lavaboya gitmeliyim." Dedi ve hızla çıktı odadan.

Lavabo neredeydi ki?

Koridorun sonunda kapısı kapalı olan bir yer gördü. Buldum, diye düşünürek kapıyı açıp odaya girdi.

Girdiği gibi de bir sürü göz ona döndü.

Girdiği yer tuvalet değildi.

Shiratorizawa'nın soyunma odasıydı.

"Bir sorun mu vardı güzellik?" Saçları dik ve kırmızı olan çocuğun dediği şeyle daha da kırmızılaştı.

"Daha fazla kızarırsan domatese dönüşüp patlayacaksın diye korkmuyor değilim." Dedi onun yanındaki kahküllü ve küt saçlı çocuk .

"Kapayın çenenizi dangalaklar." Diye bağırdı biri. Bu Ushijima denen çocuktu.

Sana döndü ve "Üzgünüm ama imza vermiyoruz." dedi.

"H-hayır imza için gelmedim. B-ben odaları karıştırmışım." Konuşacak gücü bulunca kendini savundun.

"Öyleyse daha ne bekliyorsun? Manzara hoşuna mı gitti?"

Biraz önce utançtan kızaran yüzü şimdi ise sinirden kızarıyordu. Bu çocuk niye bu kadar gıcıktı.

"Kendimi açıklama fırsatı vermediniz. Yoksa meraklı değilim." Dedi ve odadan çıkıp kapıyı sertçe kapattı.

"Ah, lavaboda yoktun. Her yerde seni aradım." Uzaktan sana doğru gelen Kiyoko'ya baktın.

Daha fazla utanmamak için ona anlatmadın ve onunla beraber takımın yanına gittiniz.

Otobüse bindiniz ve Kiyoko ile bir yere oturdunuz.

Herkes çok yorgundu. Otobüsün içinde horlama sesleri yankılanıyordu resmen.

Kulaklığını taktın ve camdan bakmaya başladın.