6

344 32 14
                                    

"Ferdi?"

Soğuk rüzgar, zeytin gözlü oğlanın tenini okşarken karanlık olan tepeyle içi iyice ürpermişti.

Gözleri kıvırcık oğlanı arasa bile burada olduğundan eminde Arda. Ferdi onu boşu boşuna çağırmaz, hatta onun yorulmasını bile istemezdi.

Titrek nefeslerle toprağa doğru oturduğunda mahallenin ayakları altında olduğu gerçeği mutlu etmişti Arda'yı. Bu sessiz ama huzur verici tepe, onu hep mutlu etmişti.

Omuzlarına örtülen ceketle arkasını döndüğünde tanıdık gelen koku onu çoktan mest etmiş, beyni gülümsemesi için sinyaller göndermişti çoktan.

Sessizce kıvırcık saçlı adamın yanına oturmasını izlemiş, ardından ona dönen gözlerle kalbi tekrardan hızlı bir biçimde çarpmaya başlamıştı.

Arda, yıllardır tanıdığı bu adama karşı içinde hep bir savaş vermişti. Her ne kadar durdurmaya çalışsada başaramamış, sonradan oluruna bırakmıştı.

Titrek nefeslerle gözlerini geri manzaraya doğru çevirdiğinde, sessizliği bozmak amacıyla ilk adımı o atmıştı.

"Nasılsın?"

Ferdi yanındaki küçüğünden gelen soruyla gülümsediğinde ellerini kumral saçlara götürmüş, yavaşça okşamaya başlamıştı.

Arda'nın şaşırdığının farkındaydı fakat kendini saklamak istemiyordu. Arda'yla daha çok vakit geçirmek istiyor, onu yanında istiyordu.

Altay ya da Barış'ın ne diyeceği artık umrunda bile değildi Ferdi'nin. Adam akıllı karşılarına geçecek, kardeşlerini sevdiğini söyleyecekti.

Riskliydi. Barış'ın ne yapacağını az çok kestirsede Altay'ın ne diyeceğini kestiremiyordu Ferdi. Sahi Altay'ın ne dediğide umrunda değildi.

Arda'nın ne düşündüğü önemliydi onun için. Yavaş yavaş onu kendine ısındıracak ve kalbini görmesini sağlayacaktı.

Arda'nın canını yaksa, Ferdi kendi ölümünü getirirdi. Dokunmaya bile kıyamadığı çocuğun canını yakmak onun için ölüm gibiydi.

Yavaş bir şekilde kumral saçları okşamaya devam ederken genç oğlanın heyecanını almak için konuşmuştu.

"Seninle daha iyi oldum."

Arda, aldığı cevap karşısında şaşkına dönmüştü. Hızla atan kalbi gitgide temposunu arttırmaya devam ederken yutkunarak saçlarında hissettiği parmaklarla sakinleşmeye çalışmıştı.

Nafile, olmuyordu. Ferdi çoktan onu etkisi altına almıştı. Kalbi çoktan yanındaki kıvırcık oğlanın kokusuyla mest olmuştu. Bunu bastırmanın zor olduğunu biliyordu.

Ne yapacağını bilemez bir halde ayağa kalktığında ellerini pantolonuna sürmüş, sahte bir şekilde öksürmüştü. Titrek bedeni masum bir ceylan gibi gözüksede aralarındaki tek fark, onun bedeninin aşktan dolayı titremesiydi.

Ferdi'ninde ayağa kalkmasıyla gözlerini manzaraya doğru çevirmiş, tırnaklarını ise avuç içlerine bastırmıştı Arda. Küçüklükten gelen bu alışkanlığı her heyecanında yapar, kendini acı ile sakinleştirmeye çalışırdı.

"Benimle bir şey konuşacağını söylemiştin..."

Sesinin titrek bir biçimde çıkmasıyla içinden küfretmişti Arda. Ferdi'nin karşısında hep titremesi onun sinirini bozsada kendini durduramazdı.

Kıvırcık saçlı oğlanın verdiği etki, bedenini bilmediği bir şekilde etkiliyordu. Bazen ondan kaçmak istiyor, bazen ise kemikli ve yapılı parmakları ince belinde hissetmek istiyordu.

Çenesinde hissettiği parmaklarla gözlerini açtığında tekrardan gördüğü sima kalbini yerinden çıkaracak gibi olmuştu. Karşısındaki adamın onun tenini naifçe okşaması bile bayılmasına bir sebepti.

Yutkunarak gözlerini kahverengi gözlere ardından Ferdi'nin dudaklarında gezdirmişti Arda.

Bu adam, her haliyle onu öldürecek kadar çekiciydi. Kıvırcık saçları, yapılı burnu ve iri gözleri, onu cennette gibi hissettiriyordu.

"Abilerin umrumda değil Arda. Sana hep aşıktım ben, delicesine aşığım ben sana."

Ferdi, Arda'nın ince ve narin elini dikkatlice alıp sol göğsünün üzerine koyarak kalbinin sesini dinlemesine müsaade etmişti.

Kalbinden geçenleri duymasını istiyordu Ferdi. Her gün hayalini kurduğu bu an şimdi gerçekleşmiş, bu duruma gülümsemeden edememişti.

"Bu kalp senin için attı, senin için atacak. Sevgime bir cevap ver yeterki, beni cevapsız bırakma Arda..."

İri olan iri kolunu minik bedenin ince beline geçirirken gördüğü dudaklara dudaklarını yaslamış, kiraz dudakların tadına bakmaya başlamıştı.

Yıllardır beklemişti Ferdi, şimdi ise kavuşmanın verdiği hazla dolgun dudakları naifçe öpüyor, tadına bakıyordu.

Tekrardan geri çekildiğinde zeytin harelere uzun bir şekilde bakarak konuşmuştu.

"Işığını benim üzerimden çekme hiç meleğim..."

___

Selam!

Uzun bir bölüm oldu, yazım yanlışları için üzgünüm...

İyi Okumalar Sevgili Dostum!

-Lizzie.

My beauty - ArFerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin