Selamlar!
Yepyeni bir bölüm ve ufak bir haber ile yine ben!Final bölümümüz 25. Bölüm olarak belirlendi...
Gereksiz olay yaratarak uzatmak istemedim🙂Spoi falan yok😂
Ama ağlayacaksınız finalde☺️
(Bu bi spoi değil☺️)VE ÖNCEKİ BÖLÜMLERDE SON HAKKINDA BİR SÜRÜ SPOİLER VARRR😋
Sizi çok seviyorum 💕
OY VERMEYİ, YORUM YAPMAYI VE TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN CANLARIMMM
"Bir şey olmaz, değil mi Savaş? Batu gitmez değil mi?" Ameliyathanenin önünde bilmem kaçıncı voltasını atan Savaş ona kurduğum bu çocuksu cümle ile yanıma gelip oturdu. Beni kendine çektiğinde engel olacak gücü kendimde bulamadım. Engel olmadım. Derin bir nefes aldığında başıma bir öpücük bıraktı.
"Olmaz. Batu öyle kolay bırakmaz bizi. Bırakamaz. Öyle güçsüz bir şey mi sandın sen onu? Hepimizi mezara koyar, birde mezarımızda dans eder o." Acıyla güldüğümde beni güldürmeyi başarmanın verdiği sevinçle daha çok sarıldı bana.
Ameliyathanenin önünde sadece biz vardık. Toprak babamı depoya götüreceği için bizimle gelemese de birazdan gelirdi. Kardeşini bırakmazdı o... Hele soğuk bir ameliyathanede asla!
Ve dediğim gibi de oldu. Toprak saçı başı dağınık vaziyette geldi yanımıza.
"Bir haber yok mu?" diye sorduğunda, "Bekliyoruz," dedim. Başını sallayıp bir oraya bir buraya yürümeye başladı.
Su'ya haber vermiştik, o da panik yapmış ve üzülmüştü ama Umut ve Laçin'i hastaneye getiremeyeceği için bizden haber beklemekten öteye gidemedi.
Dakikalar sonra ameliyathanenin kapısı iki yana ayrılarak açıldı ve doktor yüzünde ki maskeyi çıkararak bize doğru yaklaştı. Biz ise onun bize yaklaşmasını bekleyemeyerek kocaman adımlarla yanına ulaştık.
"Kardeşim nasıl doktor?" dedi Toprak hepimizin sormak istediği soruyu bizden önce sorarak.
"Durumu gayet iyi. Ufak bir kan sıkıntısı vardı, fazla kan kaybetmişti ancak halledildi. Durumu gayet iyi ancak dinlenmesi gerek. Birazdan odaya alınır zaten, odaya alındığında da görebilirsiniz." Teşekkür ettiğimizde doktor yanımızdan geçip gitti.
**
"Ya Batu sen n'aptın ya? Kurşunların önüne atlamak nedir allah aşkına?" Batu uyandığında bizi odaya almışlardı ve ben şimdi Batu'ya ufak bir fırça çekiyordum.
"Ya ne yapsaydım? Bıraksaydım da yengemi, yeğenimin annesini öldürse miydi o Şerefsiz?" Bir şey demedim. Kısa bir sessizlik oldu odada. Sonra Batu bozdu bu sessizliği, hemde ilginç bir kelime ile.
"Yengeto," kaşlarımı çattım.
"Yengeto mu?" dedim gülerek.
"O nereden çıktı oğlum?" dedi Savaş anlamayan bakışlarla Batu'ya bakarken.
"Yenge deyince Alçin çok yaşlı gibi geliyor. Yengeto mükemmel bence!" gülerek başımı salladım. Batu ve Toprak'ta gülerken Savaş sadece tebessüm ederek bana bakıyordu.
"Yengeto sen ciddi miydin?"
"Hangi konuda?"
"Hani ben bir gevezeden kurtulursunuz demiştim de sen bana ' sen konuş ben hep dinlerim seni,' dedin ya, cidden dinler misin beni?" Bunun üzerinde bu kadar duracağını düşünmemiştim ama ben o an ciddiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL ÇALIKUŞU(+18)
Teen FictionMutlu sonlar bize uğrar mıydı? Peki ya masallar? Masalda gibi hissedebilir miydik kendimizi? Peki peki, masallarda da katiller var mıydı? Masallarda da kötüler cadılar yerine anne babamız mıydı? *** "Aldırma," Kaşlarımı çatarak baktım bu sefer gözle...