Luka Couffine
"Luka kasaya bakabilir misin?"
"Tamam geliyorum."
Yavaş adımlarla kasaya yürüdüm.
Paranın kölesi olduğum dönemlerdeydim yine. Maaşı az olan ama yine de her param bittiğinde döndüğüm yer burasıydı. Dupain fırını.Burası bir ailenin işlettiği fırındı. Hatırladığım kadarıyla liseye giden bir kızları var. İşte o kızları da şimdi içeri giriyor.
Saçları iki yandan toplu mavi saçlı kız yavaş adımlarla fırından içeri girdi. Beni gördüğünde küçük çaplı bir mutluluk yaşadı.
"Selam Luka."
Kafamı kasadan kaldırıp ona baktım. Adını hatırlayamıyordum.
"Selam."
Bayan Cheng yavaş adımlarla kızının yanına ilerledi.
"Hoşgeldin Marinette. Okulda günün nasıl geçti?"
Adını az önce duyduğum Marinette bana kısa bir bakış attı. Sonra tekrar annesine döndü.
"Güzel geçti anne. Ben odama gidiyorum."
"Tamam tatlım."
Marinette apartmana açılan kapıya ilerledi ve kapıyı açtı. Bayan Cheng bana döndü.
"Sende evine gidebilirsin çocuğum. Annenler merak eder."
Onaylarcasına kafa salladım ve üstümdeki önlüğü çıkardım. Askılığa astım ve çantamı alıp fırından çıktım.
Yavaş adımlarla yaşadığım tenha sokaklara ilerledim. Etrafımda birden fazla adım sesi hissettiğimde olduğum yerde kaldım. Bir süre etrafa göz gezdirdim. Kara Kedi.
Bana koşuyordu. Arkasından bir şey mi geliyordu onun?
Beni hızla omzuna aldı ve benimle beraber koşmaya devam etti.
"İşte yakaladım seni."
Zorlukla tutundum. Arkamızdan koşan şeyi rahatlıkla görebildim. Mor zıbınlı koca bir bebek. Yine mi akumalandın August?
"Kahramanlık dışında bebek bakıcılığı da yapıyorsunuz sanırım?"
Kara Kedi kıkırdadı.
"Boş zamanım olsaydı bebek bakıcılığı yapardım herhalde."
Bebeğin ilgisi başka yöne döndü. İlgiyi kendi üzerine çeken kişiye baktım. Uğur Böceği.
Kara Kedi beni omzundan indirdi ve Uğur Böceği'nin yanına yürüdü.
"Sonunda geldin leydim."
"Üzgünüm biraz trafik vardı. Ben yokken iyi eğlendiniz mi?"
"Tabi tabi. Çok eğlendik."
Uğur Böceği'nin bakışları bana döndü.
"İyi misin?"
"İyiyim ben. Herşey normalmiş gibi evime yürüyeceğim sadece. Size iyi eğlenceler."
Gitmeye hazırlanırken aklıma bir şey geldi ve durdum. Çantamdan bir paket çıkardım ve Uğur Böceği'ne uzattım.
"Belki bu tatlı paketi ile onu sakinleştirebilirsiniz."
Uğur Böceği gülümsedi ve elimdeki paketi aldı.
"Teşekkür ederim Luka. Umarım işe yarar."
Hafifçe gülümsedim ve yavaş adımlarla eve ilerledim. Kendimi savaşı arkasında bırakan ve buna pişman olan asker gibi hissediyordum. Orda olman bir fayda sağlamayacaktı Luka.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç kalp Birden
FanfictionÖylesine bir anda kafama gelen ve kendi hayatımı bizzat yansıtan bir kurgu. Adriluka seven insan sayısı ne kadar bilmem ama Ben yine de yazmak istedim. Adrinette ve Lukanette sahneleri de yaşanabilir. Fark edilmeyecek olsam bile bu kurguyu bulanlar...