Bölüm 7

2 1 0
                                    

Luka Couffine

"Sen güvenmiyor musun bana?"

Bu söz beynimin içinde yankılandı. Kollarımı iki yana açtım ve sıkıca sarıldım. Akmaya başlayan göz yaşlarım umrumda değildi. Onu da kaybedemezdim.

"Güveniyorum ben sana. İnan bana güveniyorum ben sana."

Titreyen sesimi duyduğunda ellerini saçlarımın arasından geçirdi.

"Tamam tamam sakinleş. Sadece bunun cevabını bilsem bile senden tekrar duymak istedim."

Yavaş yavaş sakinleştim.

"Sen nasıl çıktın evden?"

"Kaçtım."

Hafifçe gülümsedim. İlk tanışmamız da böyle olmuştu. O kaçmıştı ben onu bulmuştum. Şimdi yine o kaçmıştı ve bu sefer o beni bulmuştu.

"Sen alıştın bu kaçmalara. Nerden öğrendin sen burda olduğumu?"

"Lila'yı takip etmem yeterli oldu."

"Herşeyi de dinledin yani?"

"Dinledim. Bana neden yazmadığını da öğrendim."

Söylediği şey ile rahatsız bir iç çektim. Bir elimi enseme götürdüm ve kafamı yere eğdim.

"Üzgünüm. O anlık kafa karışıklığı ile ne yapacağımı bilmiyordum."

Saatine baktı ve buruk bir iç çekti.

"Gitmen gerekiyor değil mi?"

"Lila çoktan eve varmıştır. Benim de eve gitmem gerek."

Yavaşça uzaklaşacağını düşündüğüm zaman dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve koşarak uzaklaştı.

Tek yapabildiğim parmaklarımı dudaklarımda gezdirebilmekti. Bu ilk öpücüğümdü.

(...)

Adrien Agreste

Haftalar geçmişti. Onunla yüz yüze gelememiştik bile. Ve onu çok özlüyordum. Mesajlaşmak yetmiyordu. Tekrar yüz yüze görüşmeliydik.

DKA: seni çok özledim.

Siz: bende seni özledim.

DKA: babana beni arkadaşım
diye bahsetsen beni içeri almaz
mı?

Siz: Sanmıyorum. Lila ona her
şeyi anlatmıştır.

DKA: bu üzücü oldu.

Telefon ekranına kısa bir süre baktım. Onu görmek için bir şeyler yapabilirdim. Ayağa kalktım ve Plagg'a baktım kendi halinde takılıyordu.

"Plagg pençeler."

Dönüştüm ve pencereden dışarı kaçtım. Babamın odaya gelip beni bulamama riski umrumda değildi. Sevdiğim biri için kaçıyordum sonuçta.
Tabiki risk alacaktım.

Çatılar üzerinden hızla atladım. Luka'nın evini bilmiyordum ama Dupain fırınında çalıştığını biliyordum. O yöne ilerledim.

Tenha bir köşeye inip geri dönüştüm.

"Bari geri dönüşmeden girseydin fırına."

"O zaman benim geldiğimi anlayamazdı ki."

"Fazla aptalsın."

"Hayır fazla aşığım."

Plagg gömleğimin içine saklandı. Yavaşça Dupain fırınına ilerledim. Kapıyı elimle ittirdim. Luka'nın arkası dönüktü ve Marinette de yanındaydı. Marinette beni gördü ama ona sessiz olmasını gösterdim.

Buruk bir gülümsemeyle kenara çekildiğinde Luka'ya yürüdüm. Arkadan sarıldım. Kollarımı sıkıca beline doladım. Bakışlarını bana döndürmedi ama gülümsüyor olduğuna emindim.

"Geldin."

"Geldim."

Geri çekildim. Aramızda olan boy farkı ona sarıldığımda daha çok belli oluyordu.

"Nasıl geldin."

Sessiz kaldım. Yine aynı yalanı söylemekten başka seçeneğim yok gibiydi. Ona gizli kimliğimi söyleyemezdim.

"Kaçtım."

"Sen her zaman kaçar mısın böyle?"

Marinette uzaklaşmaya ve bizi yanlız bırakmaya başladığında belimi kavrayıp beni duvara yasladı. 

"Ama hep sana kaçıyorum farkında mısın?"

Dudaklarıma yaklaştı. Nefesi dudaklarıma çarpıyordu. 

"Biliyorum biliyorum. Bana kaçmandan şikayetçi değilim. Tam tersine bu daha da hoşuma gidiyor."

Dudaklarımı öpmeye başladı. Yanaklarımın kızardığına emindim. Öpmeleri hızlanmaya başladığında onu anında durduran Marinette'nin gergin sesi oldu.

"Her yerde Adrien'i arıyorlar."

Hızla yere çöktüm. Günlerdir odama girmeyen babam evden kaçtığımı bu kadar çabuk öğrenmiş olmamalıydı. 

"Ne yapacağız?"

"Luka siz odama gidin. Gerisini hallederim."

Luka ile hızla koştuk. Marinette'nin odası en yukarı kattaydı. Hızlı ve kısa bir koşuş ardından onun odasındaydık. Sessizce etrafa göz gezdirdim. Odası benim resimlerimle doluydu. Peki ya neden? Ben onun için sadece bir arkadaş değil miydim?

Luka ile oturduk. Dakikalar sonra Marinette yanımıza geldi. Onun resimleri gördüğümü fark ettiğinde birkaç resmi ortadan kaldırmaya çalıştı. 

"Planı anlatıyorum. Adrien'i alıp kendi evime götüreceğim. Kısa ve öz."

"İyi de Adrien daha reşit değil."

"Yarın 28 Haziran. Benim doğum günüm. Reşit olduğum için bana karışamaz."

Marinette sessizce iç çekti.

(...)

Luka Couffine

Uykuya hazırlanan Adrien'i uyandırdım.

"Hadi kalk gidiyoruz."

"Iımmh biraz daha uyumak istiyorum."

"Evde uyursun hadi kalk."

Adrien'i kucağıma aldım ve eve doğru yola çıktım. Ağır değildi. Ya da ben mi fazla güçlüydüm?

Eve götürdüm ve yatağa yatırdım. Kendim de diğer yatağa uzandığımda uykuya daldım. Sabah Juleka'ya açıklama yapmak zorundaydım.

(...)

Bölüm Sonu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 7 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Üç kalp Birden Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin