Sallanma şiddetinin artığını hissetmem ile kendime geldim. Kendim ile bu Will mevzusunu konuşacaktım ama şuan da daha öncelikli bir durum vardı.
Hayatta kalmak.
Şiddetin artım şekline bakarsak yaratık bana doğru geliyordu. Ya hadi ama ben burada hiç bir yeri bilmiyorum ki!
Etrafıma baktığımda bir AVM görmüştüm. Hemen kapıya yöneldim. Tabi ki kapı kitliydi. Hemen kapıyı patlatarak içeriye girdim.
Madem beni seçtin yaratık sana bir teşekkür hediyesi verelim.
Hemen mağazalara bakarak bir giyim mağazasından bir sürü manken alarak onları dışarıya bıraktım.
Tabi ki bu onu bir kaç dakika oyalardı ama El'i bulmak için biraz vaktim olacaktı.
Artık sanki Dünya'nın çekirdeği hemen ayağımın altında sallanıyormuş gibi bir sarsıntı olmuştu. Hemen gizlice bulduğum bir arka kapıdan çıktım.
Hemen El'in kanını hissetmeye çalıştım.
Ve bingo...
Buldum!
Hemen ''YERİNDE KAL'' komutunu verdikten sonra var gücümle koşarak yanına gittim. Ve evet beni bekliyordu ve Mike açıklama yapıyordu.
Ama biri daha vardı...
Will.
El beni görünce yanıma koştu ve
El: Ne oldu buldun mu onu?
Lana: Bana geliyor.
El: Nasıl atlattın onu?
Lana: Bak merak etmeni anlıyorum ama şuan gerçekten buradan uzaklaşman gerek her an beni bırakıp sana yönelebilir.
Mike: Ben de bunu anlatmaya çalışıyorum ama Will buraya gelince Lana tek başına kaldı diye yerinden bile kıpırdamadı.
Will'e baktım.
O zaten bana bakıyordu.
Ne olmuştu bilmiyorum ama gözlerinde bir şeylerin değiştiğini gördüm.
Will: Madem öyle sen Lana ile ben El ile gide-
Lana: Kimse benimle gelmemeli yoksu kendini mezara koyar!
El: Tek başına gidemezsin ya yorgun düşersen?
Ellerimi yüzünün yanlarına koydum.
Lana: O zaman kalan son gücümle o canavarı kendi kanında boğarım ama sana gelmesine izin vermem. Anladın mı beni?
El: Peki ya peki bilicini kaybedersen o zaman o seni öldürür.
Lana: Öldürünce istediğini alacak ve seni rahat bırakacak. Hem bazıları zaten bunu istiyor.
Bu son cümleyi fısıltı ile söylemiştim ama Will duymuş olacak ki gözlerimin içine öyle bakmaya başlamıştı ki...
Lana: Şimdi gidiyorsun ve eğer gitmezsen ne yapacağımı da iyi biliyorsun.
El: Lana sen de gel lütfen. Ya sen benle gelirsin ya da o canavarı birlikte haklarız!
2 şık var önümde ve ben her zaman 2 şıkları sevmişimdir.
Lana: Madem istiyorsun eğer öleceksem son gördüğüm yüz tanıdık birinin olsun.
Bu üçünü de durgunlaştırmıştı.
El: Hadi gidip şu canavarın kanını götünden aktıralım!( Go Girl)
Lana: İşte benim kızım.
Tekrardan yer sallanmaya başlamıştı.
Mike: Eee bayanlar önden.
İkimizde gülmüştük. Bu sefer canavardan kaçmayacak aksine onun üstüne biz gidecektik.
Ama fark ettiğim şey beni tekrar düşünce yağmuruna tutmuştu. Mike El'in elini hiç bırakmıyordu.
Bu muydu aşk? Sevmek bu muydu?
El hanımla konuşmamız gereken konular vardı kesinlikle. Ama önce benim kendimle konuşmam gereken konular vardı.
El ile Mike önden gidiyordu. Will ile ben ise geriden. Ama ben Will'in biraz gerisindeydim.
Will: Hey Lana. Sana bir şey söyleyeceğim.
Lana: Kusura bakma Will arkadaşıma elveda demeden ölmeye vicdanım el vermedi kusura bakma bu sefer öleceğim kuşkun olmasın.
Madem oyun böyle oynanıyor bende kurallara uyacağım.
Bir den yanıma gelip bileğimi tuttu.
Will: Bir anlık sinirle söyle söylediğim şeyleri ciddiye almayı kes artık!
Sesi yüksek çıkınca El ile Mike bize döndü ama hiç bir şey yapmadan geri yürümeye başladı.
biz ise öylece bir birimize bakıyorduk.
Lana: Ne yapmamı istiyorsun Will! Cevap ver! Ben bu Dünya ile ilgili hiç bir şey bilmiyorum ya ne yapayım sen söyle?!
Artık patlamıştım. Benden bu kadardı aramızda ne sorun varsa şuan şu dakika burada çözülecek.
Lana: Öğretsene bana Dünya nasıl bir yer?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SORUMSUZ *Will Byers İle Hayal Et*
FanfictionPapa'nın gerçek kızıyız ama biz laboratuvarda denek olarak bulunmuyoruz. Bizim gücümüz insanların kanına hükmedip elektriği kontrol etmek. Eleven'a laboratuvardan kaçmasına yardım ettiğimizden yakın arkadaşıyız.