23. Bölüm

188 20 10
                                    

"Biraz gezmek istiyorum koruma"

O kadar dalmıştım ki Yiğit'in ensemin dibinde ki nefesini bile hissetmemiştim ensemden aşağıya bir ürperti geçip bedenimi ince sızılar sardı

Titreşim kalbimin hızlanmasını sağlayıp nefesimin sıklaşmasını sağladı
Yiğit'e dönüp baktım
Yiğit yanağıma yaklaşıp burnunu yanağıma değdirdi

Ben daha diğer hareketlerin şokunu atlatamamışken yiğit yanağıma bir öpücük kondurdu
İlk öpücüğümdü yani ailemden sonra

"Nefesin çok hızlı sakin ol koruma sadece seni Eymen denen pislik kardeşim den korumak istiyorum şu an balkonda ve seni izliyor"

Dönüp Eymen beyin odasının balkonuna baktım sinirli gözlerle bize bakıyordu
Kafam karışık bir şekilde ne olduğunu anlamaya çalışıyordum

"Peki Yiğit bey"

Şaşkınlıkla arabaya doğru yürüdüm ve şoför koltuğuna oturdum
Yiğit bey kendi koltuğuna oturunca arabayı kullanmaya başladım

Yiğit beyin hareketleri için ona tokatı hatta yumruğu geçirmem gerekiyordu ama elim ona bir türlü kalkmamıştı
Bana neler oluyordu böyle Yiğit benim tüm dengemi bozmuştu

Varlığını bile bilmediğim bazı duygularımı canlandırıyordu
Yiğit beyin gözlerinde sevgiye dair bir şey görmüyordum

Onun kalbi beni kabul eder miydi
Yada ben onun yaralarını sarabilir miydim
Yiğit normal bir çocukluk ve ergenlik geçirmemişti ruhunu saran derin bir yarası vardı

Böyle bir insanla ömür boyu yaşayabilecek gücün yoksa ona hiç umut vermemek gerekirdi
Bir darbe daha alırsa kesinlikle ayağa kalkamaz o acı onu yiyip bitirirdi

Benim içinde hissettiklerim yeniydi Yiğit'i aklımdan çıkaramıyordum
Bunu başta acıma olarak düşünsem de sonradan hoşlanma olduğunu anlamam çok sürmemişti

Acaba Yiğit benim hakkımda ne düşünüyordu
O kadar çok merak ediyordum ki

"Nereye yiğit bey"

"Bilmem belki bir yemek yiyebiliriz bana güzel bir yer tavsiye eder misin"

"İsterseniz sizi direk götüreyim"

"Olur"

Yiğit'i en çok gittiğim aile lokantasına götürdüm beğenmezse daha lüks bir yere giderdik
Yiğit lokantaya hiç bakmadan

"Arabayı park et gidelim"

Arabayı park edip araçtan çıktık
Lokantaya girerek boş bir masa bulduk
Yiğit oturdu bende kenara geçip beklemeye başladım etrafı kontrol edip Yiğit'e baktım

Yiğit'in kaşları çatılmış şekilde bana bakıyordu

"Ne yapıyorsun Asel"

"Görevimi"

"Otururken yapılmıyor mu"

"Şey Eymen bey onlarla oturmama asla izin vermemişti sende vermezsin diye ben..."

"Ben Eymen değilim Asel otur"

Yiğit ile çok kez aynı masada yemek yedik ama o artık benim gerçekten patronum olmuştu
Yiğit tereddüt ettiğimi görünce ayağa kalkıp sandalye mi çekti
Bende oturdum

Yiğit kendi sandalyesine geçip oturdu

"Teşekkür ederim Yiğit bey"

"Benimle olduğun sürece lütfen arkadaşınmışım gibi davran bu durum benim içinde yeni ama birlikte aşabiliriz sanırım"

"Olur Yiğit bey"

"Hoşgeldiniz Asel kızım ne alırsınız"

"Bana her zamankinden abla"

Buranın sahibinin eşi ayla abla dönüp Yiğit'e aynı soruyu sordu

"Bana bir menü verin lütfen varsa"

Kadın gülümseyip menü getirdi yiğit'te ne yiyeceğine karar verince ayla abla siparişleri hazırlamak için yanımızdan ayrıldı

"Buraya çok sık geliyorsun anlaşılan"

"Fırsat buldukça geliyorum"

"Anladım"

Siparişlerimiz gelince afiyetle yedik bu lokantanın yemeklerine bayılıyordum gerçekten ev yemeği tadında ve lezzetliydi
Hesap  gelince Yiğit bey ödedi
Ben ne kadar kendi hesabımı öderim desem de dinlemedi

KORUMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin