11. Bölüm

232 20 11
                                    

"Asel lütfen onu götürüp bir otele yerleştir sonra babalık testi yaptıracağım ona o zamana kadar otelde onun yanında kal lütfen"

Murat amca bana doğru bir kart uzatıp

"Bunu al tüm masrafları bununla karşıla lütfen şifresi xxxx"

Murat amcanın hali iyi değildi ama kerem ve diğerleri ona sahip çıkardı elbette

"Tamam Murat amca ama bana söz ver iyi olacaksın"

"Tamam kızım"

Murat amcadan onayı alınca yiğit denen adamın koluna girdim son kez Murat amcaya bakıp onu sürüklememe izin verdi onu arabaya doğru yönlendirip kapısını açtım
Bana  yarım ağız gülerek

"Beni bu kadar şımartma koruma yoksa kötü alışırım" diyerek duygusuz bir kahkaha bıraktı

Bir insanın bu duygusuz olması normal miydi

"Geç otur"

Yiğit denen adamın tek kaşı havalandı

"Senin patronun olacağımı unutuyorsun sanırım babam bey ile aramızda ki benzerlik malum"

"Lütfen oturur musunuz arabanın koltuğuna yiğit bey"

"Bu biraz sert oldu ama olsun seni de yola getireceğim elbet bekle gör bebeğim" diyerek yanağımdan bir makas aldı

Tam eline vuracakken elini kaçırdı bende sinirle şoför koltuğuna oturdum ve aracı çalıştırdım villanın bahçesinden çıkıp ana yola girdim
İkimizde sessizce yolu izliyorduk

"Bildiğin bir otel var mı yoksa ben mi araştırıp bulayım"

Yiğit'in bana döndüğünü hissedip konuşmasını bekledim yandan hareketlerini izliyordum

"Seninle aynı odada kalacaksak lüks bir otele sür bebeğim" diyerek kahkaha attı

Çatılmış kaşlarımla anlık ona bakıp önüme döndüm

"Şu an rüyada değiliz yiğit bey hatta rüyada bile olsak böyle bir şeyi görmeyi aklınızın ucundan bile geçirmeyin"

"O kadar emin olma güzelim bana karşı koyan bir kız henüz görülmedi"

Yüzüme tiksindirici olduğunu düşündüğüm bir ifade yerleştirdim
Yiğit'in kahkaha sesini duyunca yine sinirlendim

"Seninle çok eğleneceğiz koruma"

Bende seninle eğleneceğim ama yumruklarken
Trafiğin olmadığı bir yere arabayı çekip internetten sıradan bir otel aramaya başladım
Bir tanesinde karar verip tekrar yola koyuldum

Yiğit başını arkaya atmış gözleri kapalıydı
Otele gidene kadar bana daha bulaşmamıştı
Otelin park alanına aracı park ettim emniyet kemerini çıkarıp Yiğit'e baktım

"Geldik Yiğit bey"

Yiğit gözlerini açıp önce dışarıya ardından bana baktı bana göz kırparak kapıyı açtı ardından arabadan çıktı
Bu kadar yakışıklı bir adamın bana göz kırpması tuhaf hissettiriyordu

Bende arabadan çıktım birlikte otele girdik
İki oda ayarlayıp anahtarları alacağım sırada

"Ben açım bana yemek ısmarla"

Emredersiniz majesteleri

Anahtarları bırakıp otelin çıkış kapısına doğru yürümeye başladım oda peşimden geliyordu
Dışarı çıkınca etrafa göz gezdirdim bir kaç lokanta türü şey vardı arkamı dönüp yiğide baktım arkadan beni süzüyordu

Ya sabır çekerek boğazımı temizledim

"Ne yemek istersin Yiğit bey"

Beni tekrar acele etmeden süzüp bakışlarını çatık kaşlarımın altında ki gözlerime çevirdi

"Bu yemeğe seni dahil edebiliyor muyuz"

Ağzım şaşkınlıkla aralandı

"Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz"

Yiğit çapkın bir gülümseme ile

"Sadece şaka yapıyordum benim için fark etmez dürüm bile olsa yerim yani tavuk dürüm"

Neyse benim dilimde konuşmaya başlamıştı
Yavaşça önünden yürüyerek lahmacuncuya girdim oda beni takip ederek oturduğum masaya oturdu

Garson yanımıza gelince ilk bana kaç tane yiyeceğimi sordu ben iki diyince Yiğit efendiye döndü Yiğit beş diyince gözlerim büyüdü beş biraz fazla değil miydi
Garson gidince Yiğit hafif tebessümle bana baktı

"Bu güzel kasların beslenmeye ihtiyacı var güzelim"

"Öyle miymiş ne güzel"

Yiğit bana gülümseyip dışarıyı seyretmeye başladı
Lahmacunlar gelince ben bir Yiğit iki ayran istedi
E beş lahmacuna bir ayran olmazdı tabi

Lahmacunları yiyip otele döndük anahtarları alırken resepsiyon da ki adam bize tuhaf tuhaf baktı
Ne yani kendisi hiç lahmacun soğan yemiyor muydu
Yemeyen için bence büyük bir kayıptı

Anahtarları alıp asansöre doğru yürüdük odalarımız yan yana olduğu için asansör den beraber inip birbirimize son bir bakış atarak odalarımıza girdik

KORUMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin