Bu gün sabah erken kalkmıştım. Çünkü işimin ilk gününden geç kalmak istemiyordum. Sabah kalktığım gibi yatağımı topladım ve hemen hafif bir makyaj yaptım. Çok makyaj yapmayı sevmiyordum zaten. Birazcık allık ve maskara sürdüm. Hemen ardından da mutfağa gidip kendime tost ve portakal suyu yaptım. Onları yedikten sonra tabakları bulaşık makinasına yerleştirdim. Evle alakalı bütün işlerimi bitirdikten sonra kıyafetlerimi giyinmeye gittim. Dolaba göz gezdirdikten sonra beyaz diz kapaklarıma gelen bir elbise giymek istedim. Ayakkabı olarakta beyaz topuklularımı seçmiştim. Son olarak parfüm sıktım ve çantamı alıp evden çıktım.
Dışarıya adımımı attığımda rüzgarla karışmış sıcak bir hava vurdu yüzüme. Rüzgar bu sabah düzleştirdiğim saçlarımı uçuşturuyordu. Saçlarımla oynamayı çok sevmezdim aslında ama bu gün özenmek istemiştim. Sonuçta koskoca bir şirkette çalışacaktım, biraz özenli olmalıydım değil mi.
Bir süre sonra şirkete gelmiştim. Mahalleye çok uzak değildi Allah'tan yoksa otobüse binmek zorunda kalacaktım. Şirkete giriş yaptım ve danışmanlık bürosuna doğru yürüdüm. Bir tane kadın oturuyordu büroda, kafasını bana doğru kaldırdı ve bana gülümsedi.
"Merhabalar, ben Ard-" çümlemi bitiremeden bana doğru gelen Arden beyi gördüm. "İşinin başına dönebilirsin Bade," demişti bürodaki kadına.
"Hoşgeldin Evra. Nasılsın?"
"İyim siz nasılsınız?" Bi yandan konuşup bi yandan da odasına doğru çıkıyorduk asansörle. "Sorduğun için teşekkürler, bende çok iyim," diye yanıtladı beni. Bir süre sonra odasına girdiğimizde bana çalıştığı büroyu gösterdi. Odası genellikle koyu renklerden oluşuyordu. Tek açık olan şey ise duvarların rengiydi. Masası simsiyahta tıpkı koltuğu gibi. Masanın üstüne baktığımda ise çok düzenli olduğunu gördüm.
"Senin odan benimkisinin hemen yanında," diyerekten bana yan tarafta ki odayı gösterdi. Onun odasıyla benim odamı kıyaslarsak daha küçüktü ve açık renklerden oluşuyordu. Bana anlamadığım bir şey olursa Gizem'e sorabileceğimi söyledi. Gizem şirkette her işte parmağı olan biriydi ve işe yeni başlayan kişilerle o ilgileniyordu. Arden beyi onayladıktan sonra odama gittim ve büroma yerleştim. Her şey rüya gibiydi.
Şaka maka ben artık şirkette çalışıyordum.
Yapmam gereken şeyler ise çok basitti. Dosya getir götürü yapacaktım, aynı zamanda toplantılara Arden beyle katılıp notlar alacaktım. Bazı dosyaları temize geçirecektim. Çok basit şeylerdi bunlar.
Arden bey bana kendi ajandasınının fotoğrafını göndermişti telefondan. Fotoğrafı birazc inceledikten sonra bu gün bir tane toplantısı olduğunu gördüm. Toplantı saat üçteydi, Arden beye haber vermek için onun yan tarafımda bulunan odasının kapısını tıklattım. Gir sesini duyduktan sonra odaya girdim.
"Arden bey bu gün saat üçte toplantınız var efendim. Onu haber edeyim dedim."
"Ah evet unutmuştum, hatırlattığın iyi oldu. Sende benimle toplantıya girip notlar alacaksın."
"Evet biliyorum efendim." Arden beyin telefonu aniden çaldı. Yüzüme kocaman bir gülümseme sunup "sen çıkabilirsin," dedi. "Rica etsem banada bir kahve getirebilir misin? Tabiki diyerekten odadan çıkıp kahve yapmaya gittim.
Zamanım çok güzel geçiyordu. Daha önce şirkette çalışmamama rağmen zorlanmıyordum. Günün ilerleyen saatlerinde ise Arden beye kahve yapıp götürmüştüm ve hemen ardından toplantıya girmiştik. Geneli normal geçmişti, toplantıda Arden bey biraz sinirlenmiş olsa da sonradan her şey tatlıya bağlanmıştı. Çıkış saatim gelmişti. Çantamı alıp şirketin çıkışına doğru yok aldım. Dışarıda yağmur yağdığını fark etmemle adımlarımı durdurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Karanlığım~
Nouvelles"Bütün bunlar yalan mıydı yani.." Bu hikayeye başlamadan önce içinde yaşanacaklara hazır mısınız? Hazırsanız başlayabiliriz o zaman.