0.6

660 26 11
                                    

Sabah kalktığımda Duru nedense yine evde yoktu. Bu kız bir şeyler karıştırıyordu ama hâla anlamış değildim.

Masanın üzerindeki sarı not kağıdıyla gözlerim kesişti. Elime alıp okumaya başladım.
" Güzeliiiiimmm günaydıııın. Benim küçük bir işim çıktı. İlk iş gününe uğurlayamadım seni :((((( cok özür dilerim.. He bu arada aşkım boşuna evine gitme benim dolabim senin dolabın istedigini giy<33 makyaj malzemeleri içinde gecerli tabii ki buu♡♡♡♡ Barışli gunleeer:))))"

Barışlı günler...

Lavaboda işlerimi hallettikten sonra dolabına bakındım. Zevki gerçektende çok güzeldi. Ancak sonuçta çaycı olduğumdan çokta abartmak istemiyordum. Mini, beyaz üstünde çiçek desenleri olan bir elbisede karar kıldım. Çok tatlı bir o kadarda miniydi... Kendimle bu kadar çelişmemde Ayrı komikti.

Çaycı olmam güzel olmama engel değildi bence. Aslında tam olarakta çaycı sayılmazdım.Spor muhabirlerinin danışım ve yardım asistanıydım ben!

Gerçi bu çaycı olacağımı değiştirmiyordu ama olsundu.

Hafif ama göz ağırlıklı makyajımın ardından dünkü topukluluklarımı giyip evden çıktım.

(...)

"Her gören ağladı, kalbini bağladı. Ankara kızlarınaaaaaa"

Ofiste etrafı silip bir yandan şarkılar mırıldanıyordum. İşim oldukça sıkıcıydı Aslında. Tek yaptığım dosyaları ayırıp etrafı silip millete çay ya da kahve doldurmaktı.

"Oh çok şükür bitti!"
Sildiğim yerlerin kurumasını beklerken koltuğa kuruldum. Sonunda biraz dinlenebilecektim sanırım.
" Nehir Hanım."
Sanırım.

" Efendim Tahsin Bey."
" Nehir Hanım bugünkü röportajımıza sizde geleceksiniz. Hem ilk iş gününüz. Biraz öğrenmiş olursunuz."

Çok yorulmuş olmama rağmen bu fikir  cazip gelmişti. Aynı zamanda çok sıkılmıştım çünkü.

"Geliyorum hemeen."

10 dakikalık yürüyüşün ardından sporcuların çıktıkları yere gelmiştik.

Ve bugün Hatay maçı vardı..
"Barışta olmalı"
" Bir şey mi dediniz?"
Dışımdan mı söylemiştim ben bunu?
" Hayır hayır. Aklıma bir şey geldi sadece."

Futbolcular yavaş yavaş çıkmaya başladı kimse durmuyor, bazıları sorulara kısa cevaplar veriyordu.

" Kerem bey maçı kazanarak sezona 3 puanla giriş yaptınız ne düşünüyorsunuz?"

" Çok mutluyuz , teşekkürler." Nezaketen verdiği cevabın ardından hızlıca ilerlerlemeye başladı. Yorgun olduklarından herkese tek tek cevap vermiyorlardı.

Ardından onu gördüm. Arkalarda..
Barış'ı.
Şortunun sol kısmı her zamanki gibi yukarıda saçı başı dağınık. Ama her zamankinden yakışıklı...

" Ba..barış bey bakar mısınız."

" Barış bey!"

"Gidiyor zaten boşver"

Soruları pekte umursamayıp hızlıca ilerliyordu.

Ardından gözlerimiz buluştu.
Bunun ne işi var burda? Der gibi bakıyordu.

Ve durdu.
Mikrofonlara doğru ilerleyip yanımdaki Tahsin beyin mikrofonuna nedense açıklama yapma ihtiyacında bulundu.

" Çok mutluyuz arkadaşlar."
Gözleri tekrardan gözlerimi buldu.
"Eminim sizde çok mutlusunuzdur."
Neden başka yere bakmıyordu bu?

" lige 3 puanla başlamak muhteşem. Devamının geleceğinden emin olabilirsin. Ya..Yani olabilirsiniz."

Arkasından çağıran arkadaşının peşinden gitmek durumunda kaldı. Bana uyarıcı bir bakış attığını hissettim.

" Hayret! İlk defa açıklama yapıyor.."
Tahsin bey bana doğru döndü.
"Benim mikrafonuma yaptı açıklamayı! Sanırım şans getirdiniz Nehir Hanım!"

Şans.. o anda onca insan arasından gözlerimi bulması gerçektende şanstı.

Tesisin lavabosuna doğru hızla ilerledim. Heyecandan bayılmamayı umuyordum.

Yüzümden gülücüklerde eksik olmuyordu.
Dünkü düşüncelerim aklımdan çıkarmamalıydım. Ama çok tatlıydı. Ne yapabilirdim...

Arkamdaki his gülümsememi yok etti. Kimsenin olmadığı bir koridorda tekrardan kendine çekti beni.
Dejavu
Bugüne kadar Dejavuya inanmazdım. Ancak şuan tam olarak Dejavu yaşanıyordu.

" Ne işin var burada?"
" Kolumu bırakır mısın barış"

Direk buraya gelmesinin tek nedeni beni bulmak olmalıydı. Üzerindeki forma ise hâla üzerine yapışıktı.

" Cevap ver önce"
Gözlerini gözlerimden ayırmadığı için cevap vermemde zordu.
" B..ben burada çalışıyorum."
" Gerçekten mi? Nerede?"
" muhabirlere yardımcı olarak"
Tüm üstümü ela gözleriyle süzdü.

" Muhabirlere bu kıyafetle mi yardım ediyorsun?"

" Evet"
Aramızdaki mesafe nedense azalıyordu. Ve bu çok korkunçtu. Dünkü hissettiklerimi tekrar hissetmekten deli gibi korkuyordum.

"Sorun mu var?"
Tekrardan bacaklarımı süzdü. Ela gözleri koyulaştı.
" Hı hı"
Daha fazla yaklaştı.
"Büyük sorunlarımız var bence Nehir."

" N..ne gibi"
Fotoğraflarından ezberlediğim o yarım gülüşünü takındı.
Ve aramızdaki mesafeyi bir karıştan bile az olacak şekilde indirdi.

Biri bizi bu mesafede yakalasaydı olacakları düşünmek bile istemiyordum.

Dünkü gibi. Doğrudan dudaklarıma bakıyordu.
" Yapma" bacağıma başka yer kalmadığı için mecburen bacaklarının arasına koymak zorunda kaldım.
" Neyi.."
Dudaklarıma doğru giderken düşünmekten korktuğum şey gerçekleşti.

" Barış! Neredesin oğlum"

Anında kaçarak altından geçtim ve iki adım uzağına gittim.

" Ama artık gerçekten sikicem"

Berkan tüm neşesiyle koridoru dolduruyordu. Gözleri ise ikimizdeydi.
" Ne işin var Berkan burada?"

Berkanda bir yandan beni süzüyordu.
"Asıl senin ne işin var lan burda. Bu kız kim?"
" boşver koçum sen git ben hemen geliyorum."

" Gitmem kii. Cevap ver."
Barışın boynundaki damarlar oldukça belirgin olmaya başlamıştı.

" Berkancığım."
Berkan'a doğru bir adım attı.
"Son kez söylüyorum."
Bir adım daha attı.
"Git"

Ben bile korkmuştum. Bu sefer benim telefonum çaldı.

"Geliyorum Tahsin bey"
Bu adamla berkanın bir bağı var mıydı?

"Ben gidiyorum zaten. Berkan Bey tanıştığıma memnum oldum. Barış bey sizede iyi günler."

Giderken arkamdan Berkan'ın Barış'a imalı bir şekilde Barış Bey dediğini duyabiliyordum.





Beyaz GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin