YİRMİ BİR

351 16 0
                                    




🔱

      Barış hastaneden bu gün çıkmıştı. Artık onun evi ikimizin de eviydi. Hâla biraz zor hareket ediyordu ama tabi ki de daha iyiydi. Barış'ın ailesi de Rize'ye geri dönmüşlerdi. Bizi yalnız bırakmak istemişlerdi.

       Barışı dikkatlice büyük salondaki L koltuğa oturtmuştum. Ve tabi ki de midesine çok düşkün olduğu için her saniyede bir acıkıyordu. Ona dışarıdan yemek istemeyi teklif ettiğimde benim elimden yemek istediğini söyledi şimdi de Amerikan mutfakta ona yemek yapmaya çalışıyordum. Bir erkek için yirmi yaşında  bu konuma geldiğime inanamıyordum. Yemek yapmayı bitirmiştim. Ona bir çorba yapmayı tariflerden bakarak başarmıştım. Çorbayı ona götürdüm. Önüne koydum.

       "Buyur. Afiyet olsun." Yanına oturup televizyondan bişeyler aramaya koyuldum. Yandan beni incelediğinin farkındaydım.

       "Sen yedirir misin bana?" Gerçekten mi diye bir bakış attım.

        "Sen de iyi alıştın ha." Diyip daha da yakınına geldim. Kırmadım ve ona üfleyerek yedirmeye başladım. Çorbayı içirmeyi bitirdiğime tam mutlu olmuşken bir tabak daha istediğini söyledi ve onu da içirdim.

        "Doydun dimi?" Dediğimde kafasını salladı. Ve ben de bir oh çektim. Tekrar biraz uzaklaşıp televizyondan bir şeyler bakmaya devam ettim.

        "Ya benle ilgilen." Dedi kumandayı elimden alıp televizyonu kapatırken.

        "Barış zaten iki saatir  sana çorba içiriyorum."
Beni hızla kucağına çekti.

         "Ben doyamıyorum ama sana ne yapıyım? Sadece benle ilgilen istiyorum. Çok hasret kaldım sana." Dedi sütyen giymediğim çok da iri olmayan göğüslerimi kavrayıp ovarken. Sonra elleri kalçama gitti. Onları sıktı ve hafif bir şekilde vurdu. Kendi kendine mırıldandı. "Barış sabret son beş ay." Diye. Onun ne için dediğini tabi ki anlamıştım. Sonra bir anda üstümdeki askılı siyah cropu  çıkarttım.

          "Selen daha da zorlaştırma işimi lütfen." Hiç bir şey demeden kucağından indim ve yere çömeldim. Ne yaptığımı anlamamıştı. Altındakini boxerıyla birlikte çıkardım.

   
            "Sevgilim hamilesin." Eee der gibi baktım. O da gülümsedi. Ve ekledi.

             "Oğlum sen gözlerini kapat bizi de sakın dinleme." Güldüm ve işime koyuldum. İşim çabuk bitmişti çünkü baya bir erken gelmişti. Uzun zamandır yapmadığı için böyle olmuştu büyük ihtimal.

             "Normalde böyle olmaz." Dedi hafif çekinerek.

              "Biliyorum sıkıntı yok." Dedim onun altını giydirirken. Dudaklarından öpmeye başladım. Bizi bölen Hilalin araması oldu. Onun doğum günüydü ve en yakın arkadaşı olarak ben de olmalıydım bu akşam tabi ki.

             "Alo Hilalim."

             "Aşkım geliyorsun dimi akşam?"

             "Tabi ki geliyorum bebeğim." Barış kaşlarını çatıp sordu. "Nereye gidiyorsun?" Bir dakika işareti yaptım.

             "Selen çok eğlenicez kızım. Çok sürpriz kişiler var haberin olsun."

             "İyi hadi bakalım sekiz gibi alıcam seni. Okay?"

             "Tamam tamam okay. Hadi bay bay."

              "Bay." Dedim ve kapattım. Hemen Barış konuşmaya başladı.

YANLIŞ AMA DOĞRU | BARIŞ ALPER YILMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin