OTUZ İKİ-FİNAL

424 20 1
                                    





🔱


5 Ay Sonra

Barış'ın Ağzından

          Bebeğimiz şu an dokuz aylık olmuştu ve Selen'in karnı gerçekten de çok büyümüştü. Ha doğurdu ha doğuracaktı. Onunla çok güzel ilgileniyordum. Bir şey için ayağa kalkmasına bile izin vermiyordum onun bütün işlerini ben yapıyordum. Bebeğimiz doğup bir yaşına gelene kadar da burda kalmayı planlamıştık. O yüzden işlek olmayan bir mahallede büyük lüks bir villa satın almıştık. Yeni evimizin içini çoktan dekore etmiştik bile. Oğlumuzun her şeyi hazırdı. Ve tabi burda arabamız olmadığı için iki tane de araba almıştık. Emir'e gelicek olursak o yaptığı diğer suçlar yüzünden hapishaneye atılmıştı. O yüzden artık onla da uğraşmamıza da gerek yoktu.

🔱

Selen'in Ağzından

Akşam üstü uyandığımda uzun saatler uyumama rağmen hâla yorgundum karnımdan sebeb rahat yatamamıştım. Hem daha da fazla tekme atmaya başlamıştı hareketlenmişti hem de artık çok büyümüştü. Yanıma baktığımda beni gülümseyerek izleyen bir Barış'la karşılaştım.

"Günaydın sevgilim." Dedi uykulu sesiyle.


"Günaydın kocacım."

"Sana da günaydın oğlum." Dedi karnımı okşarken. Uzun uzun bana bakıp gülümsedi.

"Ne oldu?" Hâla çok geniş bir gülümseme vardı yüzünde.

"Sanırım bu hâlini özleyeceğim." Dedi hamile halimi kast ederek. Gerçekten mi der gibi baktım. Kafasını evet anlamında salladı. Başımı göğüsüne yasladı. Ve saçlarımı okşamaya başladı.

             "Çok heyecanlıyım sevgilim." Dedi gözünden bir yaş gelerek. Çok duygusaldı ama bu hali tatlıydı.

              "Aşkım ya."Dedim ve yüzünü tutup öpmeye başladım dudaklarından yavaş yavaş. Yaklaşık beş on dakika öpüşmüşüzdür durmadan. Öpüşmemizi karnıma giren sert kramp böldü. Sıkıca karnımı tuttum. Çığlık attığımda Barış endişeli bir şekilde bana baktı.

               "Ne oldu aşkım? Ben mi acıttım?" Panik bir şekilde bunu söyledi.

               "Hayır. Karnıma çok kötü bir kramp girdi." Dedim zar zor. Acıdan kıvranıyordum resmen. Bir anda altımda ıslaklık hissetmiştim.

   
                "Barış suyum geldi." Hemen ıslaklığa baktı ve hızla ayağa kalktı.

                "Aşkım hadi kalk. Doğru hastaneye gidiyoruz. Beklediğimiz an geldi. Sen sadece sakin ol." Bana bunları derken o benden daha çok heyecanlıydı. Beni çabucak kucağına aldı ve evden çantamı alıp çıktık üstümüzdeki kıyafetlerle. Zaman kaybetmeden arabanın arka kısmına beni dikkatlice yatırdı. O da sürücü koltuğunda yerini aldı. Ben hâla ara ara inliyordum çünkü bu inanılmaz şiddetli bir acıydı.

              "Dayan aşkım dayan geldik. Sabret bebeğim." Yaklaşık bir beş dakika sonra gelmiştik. Arabayı valeye vererek hızla beni kucağına alıp hastanenin içine götürdü. Hemşireler beni sedyeye yatırdı ve biraz inceleyip doğumun başladığını söylediler.

             "Selen hanım normal doğum olmak zorunda doğum başladığı için. Hemen sizi doğum haneye doktorunuzun yanına götürüyoruz." Dedi başımı tamam anlamında salladım. Normal doğum demek çok fazla acı demekti ama yapıcak da bir şey yoktu. Hemşireler hızla sedyeyi iterken Barış'ta elimi tutup koşuyordu. Doğumhanenin içine girdiğimizde üzerimi hemen çıkartıp ameliyat kıyafeti giyindirdi hemşireler. Barış'a baktığımda o da o mavi kıyafeti üstüne geçirmişti çünkü doğum boyunca o da doğumhanede olucaktı. Acım o kadar fazlaydı ki bayılacak gibi hissediyordum. Doktor da geldiğinde doğum başlamıştı.

"Ikının Selen Hanım kafası çıkmak üzere." Dedi doktor. Ikınıyordum ama işe yaramıyordu. Canım çok kötü yanıyordu. Bir yandan da Barış'ın ellerine tutunup canım yandıkça onları sıkıyordum.

"Biraz daha dayan birtanem benim. Bir kaç dakika sonra oğlumuzu görüceğiz ilk defa." İki elimi de sıkıca tutup anlıma ve saçlarıma dudaklarını bastırırken bunları söylemişti Barış.

Barış'ın Ağzından

Selenimi böyle acı çekerken görmek çok kötüydü ama en sonunda bebeğimiz doğucağı için çok heyecanlıydım. Selen'e rahatlaması için bir şeyler söylemeye devam ederken bir anda bir bebek ağlama sesi geldi. Ve olmuştu sonunda bir bebeğimiz vardı artık. Doktor hemen bebeğimizi Selen'e verdi ve şu an üçümüz de ağlıyorduk. Selen nefes nefese bir yandan akan göz yaşlarıyla konuştu.

"Hoş geldin oğlum. Aynı baban gibi çok yakışıklısın bir tanem." Dedi hafif hafif yüzünü okşarken. Üçümüz de ağlıyorduk ama sanırım en seslileri bendim.

"Hoş geldin babasının aslan oğlu. Çok teşekkür ederim karıcım bana bu duyguyu yaşattığın için." İkisini de öpücüklere boğdum.


🔱

Hastane odasına yerleşmiştik. Barış bebeğimizi elinden bırakmıyordu. Ben de bu haline bakıp gülüyordum.

              "Beyfendi yeni doğdu bu bebek küvezde kalması lazım." Dedi hemşire. Barış da üfleye püfleye koydu oğlumuzu benim sedyemin yanındaki küveze. Hemşireye baktığımda odadan çıkmıştı. Barış küvezi sedyeme tam bitiştirdi.

              "Yanına yatabilir miyim?" Dedi masumsa. Kafamı evet anlamında salladım. Hemen yattı ve kafamı göğüsüne yasladı.

               "Çok minnettarım sana. Çok hem de çok." Dedi gözleri tekrardan dolarken. Bir yandan da saçlarımı okşuyordu. Göz yaşlarını elimle sildim.

               "Senin için her şeyi yapmaya razıyım. İstediğin her şeyi yapmak için hazırım." Dedim.

                "Peki o zaman beş çocuk daha istiyorum." Dedi gülerek. Gözlerimi devirdim. Bir anda bebeğimizi uzanıp tekrar kucağına alıp benim kucağıma koydu.

                 "Barış ne dedi hemşire sana?" Dedim kızarak.

               "Ne yapıyım çok bekledim. Senden bir bebeğim olmasını. Doymamın imkanı yok. Ne sana ne de oğlumuza." Dedi. Gülümsedim. Biraz benim kucağımda dursa bir şey olmazdı her halde. Bebeğimin seyrek açık renkli saçlarını severken bir anda Barış göğüsümü açtı.

               "Ne yapıyorsun Barış?" Dedim anlamayarak.

               "Hemen yanlış anlama. Bebeğimizin seni emmesi lazım süt için." Dedi ve bebeğin dudaklarını göğüs ucuma getirdi. Bir anda cok cok emmeye başladı. Gerçekten iştahı Babasına benzemişti. İkimiz de güldük.

               "Acıtıyor mu bebeğim?" Dedi merakla.

               "Hayır ama çok garip bir his." Mememi aldı ve hafif sıktı daha çok süt gelsin diye.

               "İyice em oğlum anneyi." Dedi sanki anlayacakmış gibi. Aklıma gelen o çok önemli soruyu sordum.

                "Ne koyacağız bebeğimizin adını?"

 
                "Sen ne koymak istersen onu koyalım sevgilim."

                 "İyi peki o zaman Yaman olsun." Dedim ona bakarak. Kaşlarını çattı.

                "Yaman Koper'le bir ilgisi yok dimi?" Dedi şakayla karışık.

                "Hayır yok." Dedim gülerek.

                "İyi peki hoş geldin o zaman Yaman bebek." Dedi sesini küçülterek.


🔱

Bu final bölümüydü ama belki sonra özel bölümler gelebilir.

Hadi öptüm😘


             

YANLIŞ AMA DOĞRU | BARIŞ ALPER YILMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin