𝐱𝐯𝐢. doyamadım

990 104 53
                                    


016. doyamadım

 doyamadım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|🌷🎀🩰|





Düğün başlayalı henüz en fazla yarım saat olmuştu fakat ben şimdiden Barış'la göz göze gelmemek için elimden geleni yapıyordum. Ama onun delici bakışlarını üzerimde hissederken bu bir hayli zordu.

Tuğçe'nin anlattığı şeye odaklanmak için her ne kadar kendimi zorlasam da kaçak kaçak ona bakmadan duramıyordum.

Amacı neydi? Beni germeye veya ne kadar sinirli olduğunu göstermeye mi çalışıyordu? Yoksa bana bir şey mi itiraf ettirmek istiyordu?

Yavaş ve romantik bir şarkının çalmaya başlamasıyla Yunus'un Tuğçe'yi dansa kaldırması ve tek taraflı sohbetimizin son bulması bir olmuştu.

Artık sağ yanımda bakıp da Barış'ı görmezden gelmeye çalışabileceğim kimse olmadığından ben de mecburen önüme döndüm ve ellerimi nereye koyacağını bilemeyerekten masanın üstünde birbirlerine kenetledim. Ona bakmama mücadelemi hâlâ sürdürüyordum.

"Beni görmezden gelmeye devam mı edeceksin?"

Bana mı diyordu? Yok ya ne sana diyecek, abine böyle flörtöz flörtöz hesap soruyordur kesin Mevsim.

"Efendim?" dedim yavaşça başımı ona döndürürken.

O sırada abimin, Hakim ve Mauro ile olan konuşmasından ayrılıp dikkatle bizi izlemeye başladığını fark etmemek için kör olmak gerekirdi.

"Böyle beni görmezden gelmeye devam ederek nereye kadar diyorum?" Arkasına yaslanıp kollarını göğsünde birleştirirken yüzünde hayalet bir gülümseme vardı.

"Ben seni görmezden falan gelmiyorum." dediğimde iç çekti.

"Mevsim—" Abimin aşırı derecede abartılı ve sesli sahte boğazı temizlemesi yüzünden Barış'ın sözü yarıda kesildi.

İkimiz de kaşlarımız çatıp ona döndük.

"Ne bakıyorsunuz be?"

Gözlerimi devirdiğim sırada sırtımda hissettiğim el ile arkama baktım.

"Barış'cığım, Mevsim'ciğim, siz iki dakika gelsenize benimle. Kerem çağırıyor." diyordu Abdülkerim.

"N'oldu abi, bir şey mi oldu?" diye sordu Barış benden önce.

"Yav siz bi' gelin."

Barış'la birbirmize baktığımızda omuz silkmiş, hemen ardından da ayaklanmıştı. Onunla birlikte ben de ayağa kalktığımda Abdülkerim bizim aramızda, ikimizi de sırtımızdan destekleyerek sanki biz küçük çocukmuşuz da yolu bilmiyormuşuzcasına dans pistine doğru götürüyordu.

yalakanım bebeğim | barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin