5. bölüm

10 2 0
                                    

Hanna ve Edi balo salonuna geldiklerinde hannan'ın hiç sevmediği kristal varaklı avize'nin ışıltısı gözlerine vuruyordu, sütunlar arasında dans eden soyluların ihtişamı da Hanna'nın midesini daha da bulandırıyor du. Ona kalsa çoktan babasının yanına kaçardı. Sevgili babası onun için herşeyi yapardı sonuçta, bunları düşünürken hafifçe gülümsedi. O sırada Hanna kendi gülümsemesine hayranlıkla bakan Edi'yı gördü çocuk sanki büyülenmiş gibi ona bakıyordu.
Müzede Monalisa yi izleyen sanatsever insanlar gibiydi.

"Niye öyle bakıyorsun bana?"

"Nasıl bakıyormuşum prensesim?"

Onlar konuşurlarken sert birşey hanna'nın göğsüne doğru çarptı.

"Sirius"

"Üzgünüm prenses"

Hanna ya çarpan çocuk Sirius du küçük beden aşırı korkmuş görünüyordu, tir tir titriyordu dokunsan aglicakti.

"Tamam gel balkona çıkalım ve  hava alalım"

Sirius kahve gözleri ile Hanna ya baktı ve onun fırfırlı kıyafetinin kolunu tuttu. Edi hannaya seslendi:

"Ama Hanna?.."

"Ne oldu?"

"Bu çocuğun her ağladığını gördüğünde beni bırakıp gidiyorsun!"

"Ve Gine gidicem Edi üzgünüm..."

Hanna siriusa destek olur gibi onu tuttu ve balkona çıkardı. Çevrede kimse yoktu ama balkonun ışıkları her zamanki gibi aşırı parlak ve beyazdı  etraftaki saksılarda ki bitkiler her zamanki gibi canlıydı. Sirius yanlışlıkla bir tanesine çarptı.

"Ü- üzgünüm istiyerek olmadı"

Hanna derin bir nefes aldı

"Sana ne oluyor bugün ya?"

Sirius çaresizlik ve bitkinlik ile kafasını hanna'nın omzuna koydu ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

"Ben.. ben istemiyor ben bunu istemiyorum Hanna"
Hanna Sirius un içinde yaşadığı fırtınanın ne olduğunu anlamadı, belki ailesi ile tekrar sorun yaşamıştı. Bu kadar ağladığına göre büyük ihtimalle yaşamıştı. Hanna yavaşca onun ipek ve yumuşak takım elbisesinin  üstünden onun sırtını sıvazladı.

"Şşhh tamam Sirius ben burdayım"

Sirius hala ağlıyordu, acaba kim onu bu kadar üzmüştü

"S- seni seviyor olmam her şeye evet diyeceğim demek değil ki"

Biri Siriusu bazı şeyler içim mi zorluyordu? Hemde Hanna'nın adını kullanarak...
Kimdi bu?

"Benimlesin Sirius, burda başka kimse yok... Kimse seni hiç birşey için zorlayamaz ben izin vermem tamam mı? Rahatla biraz..."

Bu sözler ile kendini biraz da olsa güvende hisseden Sirius, kollarını hafifçe ona doladı:

"A- annan den yani ekselansların dan çok korkuyorum.."

"Korkma... Kraliçe Anna dan herkes korkuyor meleğim..."

Bu esnada arkadan gelen ayak seslerini duyan Sirius bir anda titremeye başladı:

"Yalvarırım sana beni onlara verme...!"

Hanna askerlerin onlara doğru geldiğini fark etti bu ufak çocuktan ne istiyorlardı?
Yavaşca sorusu arkasına aldı Hanna;

"Prensesim, izninizle bay Wilson u sevgili kralucemize götürmemiz gerek"

Dedi askerlerden biri, çekici bir kadındı güçlü görünüyordu, Hanna onu incelerken tıslayarak sordu,

Düş Kafesi 🎀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin