3-Bölüm

24 3 2
                                    


~~~Yiğit'den~~~

"Kusura bakma abicim ama sen gerizekalısın, hem de en önde gideninden."

Karşımda oturan Furkanın konuşmasıyla kafamı salladım. Doğru diyordu. Ben gerçekten gerizekalının önde gideniydim. Kaybetmemek adına çabalarken her şeyi daha da sarpa sardırdım ve onu sanırım kaybettim.

"Şimdi nerede peki?"

Elim benden bağımsız alnımı ovmaya başladı. Furkan bunu gördüğü an kınayıcı bakışlarını gönderdi. "Alnını da ovuyorsan işler baya karışık hal aldı demektir,"


"Evden gitti," dedim.

Sesim farkında olmadan yüksek çıkmıştı. Evden gitmişti ve nereye gittiğinu bilmiyordum. Atölyede değildi, kendi evlerinde değildi ve başka nereye gider diye düşünmekten başıma ağrı giriyordu. Arıyordum, ulaşılamıyordu, telefonun kapalı olduğunu söyleniyordu.

"Nerde olduğunu biliyorsundur umarım?" Dedi Furkan endişe dolu sesiyle.

Kafamı çaresizce olumsuz anlamda salladım. "Bilmiyorum, bulamıyorum onu, aramalarıma cevap vermiyor ve telefonu da kapalı, ulaşamıyorum."

Gözlerim yanımda uykuya dalan Mahmut'a kaydı. Yüzümde buruk bir gülümse belirdi. Kedileri sevmezdim ama Vêra'nın Mahmut'u başkaydı. İsmide garipti, kendide. Bütün gün Vêra'nın odasında uyumuştu. Yokluğunu hissetmiş gibu evi dolanmıştı uyanık olduğu zamanlar.

'Benim oğlum büyümüş, benin oğlumun göbüşü çıkmış, göbüşü' diye bir ses yankılandı beynimde. Güldüm. Sanırım yokluğu beni delirtiyordu. Nerdesin Vêra? Nerdesin?

"Lan sen bu haldeyken ben sana o konuyu konuşamam ki," dedi kısık ses ile Furkan.

Kaşlarım çatıldı. "Neyi?" Dedim sehpaya bıraktığım viski bardağını elime alırken.

"Hiç bir şey kardeşim, yarın anlatırım ben sana, şimdi bu rahat koltukta uyumak istiyorum," diyerek kafasını yastığa koydu ve arkasını döndü.

"Kötü mü, iyi mi bir şey anlatacaksın?" Dedim ve bardağı kafama diktim.

Furkan yattığı yerden yüzünü bana dönerek kocaman sırıttı. "İyi değil, güzel derler, güzel hemde çok güzel," dedikten sonra geri yüzünü dönerek uyudu. Ben ise kucağımdaki Mahmut ile beraber öylece kaldık.

~~~ Vêra'dan ~~~

"Selen, yoruldum, yoruldum,"

Göz yaşları eşliğinde cips tıkanırken, bir taraftan da konuşmaya çalışıyordum.

"Ah be kuzum, senin de bi yüzün gülmedi," dedi bağdaş kurup otururken.

Kenardaki peçeteyle burnumu sildim. Başımı cam tarafa çevirdim. "Ne yaparsa yapsın, bu aptal kalbim ondan vazgeçmiyor."

Üç gündür Selen'in yanındaydım. Günler geçmek bilmiyordu. Yıllardır derdimi dinleyip, iyi günümde, kötü günümde yanımda olan arkadaşım, canımın ciğeri Selin'e anlatmıştım her şeyi. Anlatırkende ağlayarak dünya değiştirmiştim.

"Ya bir de Mahmut orada kaldı ya," dedim cips'i ağzıma tıkarken. Selen 'sen iflah olmazsın' diye bağıran bakışlarını bana atarken kafasını iki yana salladı. Ama Yiğit kedileri sevmezki.

Ucu Açık YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin